02.08.2022 - 11:28 | Son Güncellenme:
500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Müdürü Nisya İsman Allovi, 1492'de çıkarılan Elhamra Kararnamesi ile İspanya'dan kovulan ve Osmanlı topraklarına göç eden Yahudilerin yaşadıklarını CNN Türk’e anlattı.
Allovi, “Engizisyondan sonra Elhamra Kararnamesi ile dinlerini değiştirmek istemeyen Yahudiler ülkelerini terk etmeye başladı. Son tarih 2 Ağustos’tu” dedi ve bu zorunlu göç sırasında İspanya Yahudilerinin yanlarına hiçbir şey alamadıklarını söyledi.
Müslüman İspanya’da “Altın Çağ” yaşandığını ve Müslümanlar ile Yahudiler arasında uyum olduğunu belirten Nisya İsman Allovi, “Osmanlı’da millet sistemi vardı. Herkes kendi işini yapıyor, vergisini veriyor ve kimseye karışılmıyordu. Bu sistem, kültürün yeşermesini sağlıyordu” dedi.
Osmanlılar ile Yahudilerin tanışıklığının İspanya’daki göçün öncesinde olduğunu söyleyen, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinin de ardından şehre Yahudileri getirttiğini hatırlatan Allovi, “Bizans’tan boşalan yerlere, stratejik noktalara Yahudiler yerleştirilmişti. Bunun sebebiyse Yahudilikte yaşanılan yerin kanununun benimsenmesiydi” diye konuştu.
II. Bayezid’in yaklaşık 150 bin İspanya Yahudisini çıkarttığı fermanla getirttiğini ifade eden Nisya İsman Allovi, sultanın ülkesinden Yahudileri kovan İspanya Kralı için “Ferdinand’a nasıl bilge ve uslu diyebiliyorsunuz? Kendi ülkesini fakirleştiriyor benimkini zenginleştiriyor” dediğini aktardı. Allovi, bu zenginliğin İspanya’daki Altın Çağ’dan gelen Yahudilerin Osmanlı topraklarına getirdiği bilim ve kültür alanındaki ilerlemeler olduğunu söyledi.
İspanya’dan göçün sonrasında Nahmias kardeşler tarafından 1493’te İstanbul Ortaköy’de ilk matbaanın kurulduğunu ifade eden ve müzenin arşivinde de 1512’de İstanbul’da basılmış olan Midraş Teilim kitabı bulunduğunun altını çizen Nisya İsman Allovi, ayrıca silahların getirilerek teknolojinin ilerletildiğini, yemek kültürüne de enginar, boyoz, sübye, pandispanya gibi katkılarda bulunulduğunu belirtti.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Mohaç seferinde de bir Yahudi ailenin bir kalenin anahtarını sultana verdiği için vergi muafiyeti aldığını, bununla ilgili belgenin de müzede yer aldığını kaydeden Allovi, Ortaçağ’da Avrupa’da yayılan kan iftirasının Osmanlı’ya da sıçradığını ancak sultanların fermanlarla buna karşı çıktığını söyledi. Nisya İsman Allovi, “Kendi tebaasını koruyacak bir fermanın yayınlanması bizim için çok önemli” dedi.