11.01.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
ÖZGE ÖZDEMİR
TBMM’nin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Torba Yasa kapsamında yer alan “5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” internette sansür tartışmalarına yol açtı. 2007 yılında kabul edilen 5651 sayılı yasada çok önemli değişiklikler yapılmasını öngören yasa, insan haklarına aykırı olduğu, erişim ve içerik engellemelerinin artacağı, internette denetimin yoğunlaşacağı eleştirilerine sebep oldu.
ABD’de 2012 yılında görüşülen internet yasa tasarılarına benzer tartışmaların ortaya çıkmasına yol açan değişiklikler, sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve aktivistlerden tepki çekerken sosyal medyada da en çok konuşulan konulardan biri. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Elif Küzeci, yaptığımız görüşmede 5651 Sayılı yasada yapılacak değişikliklerle “erişim engelleme kararı verilebilecek durumların genişletildiğini” söylüyor.
24 saatte karar
“9. maddede yapılması düşünülen değişiklikle kişilik haklarının ihlal edildiğini düşünen kişi, önceden uyarı zorunluluğu olmaksızın erişim engelleme talebiyle sulh ceza hâkimine başvurabilecek. Üstelik hâkimin bu konudaki değerlendirmesi 24 saat ile sınırlandırılmış durumda” diyen Küzeci, eklenmesi planlanan 9-A hükmüyle gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların özel yaşam ihlaliyle Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na başvurmasının sakıncalı olduğunu ekliyor. Küzeci, tüzel kişinin, kurum ve kuruluşun “özel yaşamı” olamayacağı gibi bu iddia neticesinde doğrudan erişim engelleme kararının verilebileceğini ekliyor.
Küzeci, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de belirttiği gibi ‘İnternet siteleri, toplumun gündemdeki olaylara erişimini sağlamaya ve genel biçimde bilgi alışverişini kolaylaştırmaya büyük katkı sağlamaktadır’ ve düşünceyi açıklama özgürlüğü açısından son derece önemli bir araçtır. Bu değişiklik teklifinin yasalaşması bilgiye erişme ve onu paylaşma açısından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırı sonuçlara neden olabilir” diyor. Küzeci’ye göre değişiklik önerisi torba kanundan çıkarılmalı, şeffaf bir süreç içerisinde ilgili kişilerin görüşü alınarak tekrar değerlendirilmeli.
Çin gibi olacak
Alternatif Bilişim Derneği de yasayla ilgili yayımladığı açıklamasında şu noktalara dikkat çekti: “URL temelli engellemenin aktif olarak kullanılması, internetimizin birkaç sene içerisinde Çin’den farkının kalmamasına neden olacaktır. Bunların gerçekleştirilmesi için İSS’lerin (İnternet Servis Sağlayıcıları) yapacağı kurulumlar ve değişiklikler biz kullanıcılara daha yavaş, daha fazla denetlenen ve gözetlenen bir internet olarak geri dönecektir. Teklif edilen İSS Birliği ise hem ağ tarafsızlığını tehdit edecek, hem de büyük şirketlerin pazarı tamamen domine etmesine neden olacaktır.”
ABD’de en büyük online kampanya
Türkiye’deki internet sansürü tartışmalarının ABD’deki muadili, 2012 yılında Temsilciler Meclisi’nde gündeme getirilen Online Korsanı Durdurma Hareketi (SOPA) ve Senato’daki paraleli Entelektüel Mülkü Koruma Hareketi (PIPA) ile yaşandı. Bu yasa tasarılarının özünde, telif hakkına sahip film, müzik ve kitap gibi içeriklerin internette korsan kopyalarının üretilmesinin önüne geçmek vardı. Ancak tasarıların öngördüğü maddelerin internette sansürün ciddi boyutlara ulaşmasına yol açacağı öne sürüldü.
Online korsanlıkla uğraşan kişilerin altı aydan beş yıla kadar hapse girmesini teklif eden yasa tasarısı ayrıca Amerikan hükümeti ve telif hakkı sahiplerinin mahkeme kararı alarak suçlanan internet sayfasını kapattırmasını da öneriyordu. Ancak tasarı Google, Wikipedia gibi kurumların da destek verdiği yaklaşık 8 milyon kişinin katıldığı online protesto sonucunda SOPA ve PİPA senatörlerinden gerekli desteği alamadı.