30.07.2020 - 20:59 | Son Güncellenme:
Kurban Bayramı arefesinde yer aldığımız şu mübarek günde vatandaşlar tarafından en fazla merak edilen konular arasında Teşrik Tekbirleri ne zaman yerine getirilir sorusu geliyor. Yarın eda edilecek olan Kurban Bayramı öncesinde hazırlıklar devam ederken dini vecibelerini yerine getirmek isteyen müslümanlar Teşrik Tekbirleri ne zaman yerine getirilir, Türkçe okunuşu ve anlamı nedir sorularına da yanıt arıyor. İşte Teşrik Tekbiri hakkında Diyanet tarafından yapılan o açıklama...
TEŞRİK TEKBİRLERİ NE ZAMAN BAŞLAR/SONA ERER?
Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).
TEŞRİK TEKBİRİ TÜRKÇE OKUNUŞU VE ANLAMI
"Allâhü ekber Allâhü ekber lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd"
"Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah'tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah'a mahsustur".
TEŞRİK TEKBİRİ NEDİR, NE ANLAMA GELİR?
Sözlükte “doğuya doğru gitmek; eti parçalayıp kayalar üzerine sererek güneşte kurutmak; yüksek sesle tekbir almak, bayram namazını kılmak için musallâya (müşerrak) çıkmak” anlamlarındaki teşrîk, terim olarak zilhiccenin muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla tekbir getirmeyi ifade eder.
Bu tekbirlere “teşrîk tekbirleri” (tekbîrâtü’t-teşrîk), tekbirlerin alındığı günlere “teşrîk günleri” (eyyâmü’t-teşrîk) denilir. Tekbîrü’t-teşrîk lafzını daha çok Hanefîler ile Zeydîler ve bir kısım Mâlikîler, eyyâmü’t-teşrîki fıkıh mezheplerinin tamamı kullanır. Şâfiîler ve Hanbelîler bayram günlerinde bayram namazı ve hutbesi dışında söylenen tekbirlerden çarşı, pazar, cami, ev gibi yerlerde namazlara bağlı olmadan alınanlara “mürsel/mutlak tekbir”, namazların arkasından alınanlara “mukayyed tekbir” adını verirler (Şirbînî, I, 314).
Zilhiccenin 9-13. günleri arasında yoğun bir şekilde icra edilen hac menâsikinin çeşidi, mekânı, vakti gibi hususlar dikkate alınarak bu ayın 8. günü “terviye”, 9. günü “arefe”, 10. günü “nahr/zebh” günü, 11-13. günleri teşrîk günleri diye adlandırılır. Ayrıca dört gün olan kurban bayramının ilk üç gününde kurban kesilebildiği için bu günlere “eyyâmü’n-nahr” adı da verilir. Bayramın birinci gününden sonraki üç güne teşrîk denmesi yaygın olmakla birlikte arefe ve nahr günlerini ilâve etmek suretiyle bunun sayısını beş güne çıkaranlar da vardır. Hacılar zilhiccenin 11-13. gecelerini Mina’da geçirirler ve bu günlerde tekbirle cemrelere taş atarlar. Bu üç güne ve namazların ardından alınan tekbirlere teşrîk isminin verilmesinin sebepleri hakkında, eskiden bayramın ilk günü kesilen kurbanların etlerinin taşlara serilerek güneşte kurutulması, bayram namazının bayramın ilk günü işrak vaktinde kılınmaya başlanması ve farz namazların arkasından okunan tekbirlerin çoğunun bu günlere denk gelmesi gibi açıklamalar yapılmıştır (Lisânü’l-ʿArab, “şrḳ” md.; Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, s. 185). Buna bağlı olarak arefe ile bayramın birinci günü de teşrîk günlerine dahil olmuştur. Bazı âlimler, kelimenin “tekbiri yüksek sesle söylemek” anlamıyla bağlantı kurup tekbirlere bundan dolayı teşrîk isminin verildiğini söylemişlerdir (Serahsî, II, 44; Kâsânî, I, 198; Şevkânî, III, 357).