03.11.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
MELTEM GÜNEŞ/ANKARA
MELTEM GÜNEŞ/ANKARA- Özkaya, “Baktığımızda sadece palamut zaman zaman pik yapıyor onun dışında devamlı çöküyor. Balığı çocuklarımıza, resimlerde değil, denizlerde göstermek istiyoruz” dedi. Denizlerdeki baskıyı azaltmak ve sektörün sürdürülebilirliği için önerilerde bulunan Özkaya, “Tekne boylarına göre, öncelikle hamsiden başlamak üzere kota uygulamasına geçmeliyiz. Dört denizimizin de derinlikleri, avcılık sistemleri, balık oranları farklı. Avlanma şekillerini belirtelim dışarıdan gelen, o deniz için alınan kararlara uygun avcılık yapsın denge bozulmasın” ifadelerini kullandı.
Özkaya, 30 metre üzerindeki teknelerin de stoklar için tehlike oluşturduğuna söyleyerek, “Neden bin beygir motor varken 3 bin beygir motorla akaryakıt giderleri fazlalaştırılarak, gideri çıkarmak için stoklara baskı uygulanmasına müsade ediliyor? Büyük tekneleri, devletin de desteğiyle yurt dışına göndermenin yolunu bulmalıyız. Mesela Moritanya’da 60 büyük teknemiz var. Ülkelerle anlaşılsın, devlet kontrollü, destekli gitsinler” dedi.
Balon ve aslan balığı
Denizleri tehdit eden istilacı türlere de dikkati çeken Özkaya, şöyle devam etti: “Nerdeyse her gün Süveyş Kanalı’ndan bir istilacı tür giriyor. Balon ve aslan balığı ün saldı. Bulundukları yere hakim oluyor, başka balığı barındırmıyorlar. Derisinden, zehirinden faydalanma gibi çalışmalar vardı, kuyruk başına belirli bir para veriliyordu ancak istenilen sonuca ulaşılamadı. Her şeye zarar veriyorlar, büyümeye de devam ediyorlar. Elimizde net bir veri yok ama yumurta bırakma zamanında topluca bir yerlere geldiklerine ilişkin duyumlarımız oldu. Bunun zamanına ilişkin iyi bir araştırma yapılıp, o zaman yasak zaman bile olsa sadece balon balığını yakalamak serbest olabilir.”