23.05.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ozan Ömer Kadüker
Türkiye’de koronavirüs yayılımının azalma eğilimine girmesiyle yaz tatili planları da yapılmaya başlandı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turistik tesislere uluslararası geçerliliği olan bir sertifikasyon sistemi getirdiklerini ve hazirandan itibaren otellerin misafirlerini ağırlayabileceklerini söyledi. Açıklamanın ardından bazı tatilciler otel rezervasyonları yaptırdı. Ancak hâlâ koronavirüs konusunda çekinceleri olanlar farklı arayışlar içerisinde. Biz de sosyal mesafenin daha kolay ayarlanabileceği, kalabalıklardan uzak, güvenli tatil alternatiflerini derledik:
İlle de deniz diyenlere
Mavi yolculuk: ‘Tatil benim için denize girmek’ diye düşünüp ancak otellere gitmek istemeyenler için en güzel seçenek mavi yolculuk. Böylelikle ailece ya da küçük arkadaş gruplarıyla kalabalıktan uzak şekilde, koylarda denizin tadını çıkarılabilirsiniz. Bunun için özel tekne sahibi olmaya da gerek yok. Birçok firma sezonluk ya da günlük tekne kiralayabiliyor. Bodrum, Datça, Göcek, Fethiye, Marmaris, Kaş, Kalkan, Olympos ve Antalya kıyıları sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gözde mavi yolculuk rotalarından.
Villa: Ortak kullanımlı otelleri, havuzları tercih etmek istemeyenler için bir diğer seçenek havuzlu villalar. Bireysel kiralananların yanı sıra bazı otellerin de villaları bulunuyor. Burada istenirse otelin tüm hizmetlerinden faydalanılabiliniyor. Villalarda 2-3 kişiden 8 kişiye kadar konaklama yapılabiliyor.
Doğayla baş başa
Kamp: Akşamları yıldızların altında uyumak, insan kalabalığından uzaklaşmak, sabahları ise kuş sesleriyle uyanmak… Çadır kampları, sosyal mesafenin en güzel korunabileceği yerlerden. Deneyimli olanlar tamamen doğanın içinde izin verilen alanlarda kamp yapabilir ancak ilk defa yapacak olanların kamp merkezlerini tercih etmelerinde fayda var. Burada doğaseverler kendi çadırını, uyku tulumunu ve mutfak malzemelerini kullanarak ve diğer insanlarla temas etmekten kaçınarak sağlıklı bir tatil yapabilir. Türkiye bu konuda çok zengin. Deniz kenarı, orman ya da dağ başında, herkese uygun bir kamp alanı var. İstanbul’da Şile ve Ağva, Çanakkale’de Bozcaada, Balıkesir’de Kaz Dağları, Bolu’da Yedigöller, Muğla’da Akyaka öne çıkan kamp alanlarından.
Trekking (Doğa yürüyüşü): Bol oksijen almak, güneşlenmek, dağ ve göl manzarası eşliğinde ayağını toprağa basmak, bu güzellikleri fotoğraflamak isteyenler için ise trekking öne çıkıyor. Hafif tempolu yürüyerek yapılan bir spor olan trekking, sağlık için de faydalı. Türkiye’de Afyon-Eskişehir sınırlarındaki Frig Vadisi, Artvin’deki Karagöl, Sakarya’daki Taraklı, Kırklareli’deki İğneada, Bolu’daki Yedigöller, Erzurum’daki Narman Kanyonu trekking yapılabilecek yerlerden birkaçı.
Yayla: Türkiye’nin yedi bölgesinde, yeryüzüyle gökyüzünün ortasında, bin bir çeşit bitki örtüsüyle görenlere büyüleyici bir manzara sunan birçok yayla var. Yaylacılık faaliyetlerine başlama ve bitirme tarihleri bölgelere göre değişiklik gösteriyor. Türkiye’de yaylaya çıkış genellikle nisan-temmuz, iniş ise ağustos-ekim tarihleri arasındaki dönemlerde oluyor. Bu konuda Karadeniz’de seçenek çok. Ayder, Samistal, Kavron, Pokut, Ovit, Elevit en bilinen yaylalar. Mersin’de Sertavul, Adana’da Akçatekir, Ordu’da Perşembe, Antalya’da Üçoluk, Kastomonu’da ise Suğla yaylaları öne çıkıyor.
Karavanda her şey var
İstediğin an istediğin yere gidebilmek, her sabah farklı bir manzaraya uyanmak, uçak, tren, otobüs gibi hiçbir ulaşım aracını kullanmamak, otelde kalmamak… Karavanın sağladığı avantajlar saymakla bitmiyor. Karavan her zaman özgürlüğüne düşkün gezginlerin gözdesiydi. Ancak koronavirüs sonrası ilgi daha da arttı.