26.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail-Gazze arasında kalıcı barışın sağlanması için sorumluluk almaktan kaçınmayacağını, siyasi, diplomatik gerekirse askeri tüm yolları devreye sokmaya devam edeceğini açıkladı. AK Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
HAYAL GÖRENLERİ UYANDIRACAĞIZ: Ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir hayalleri, projeleri olmadan, sadece bu arızi tablodan cesaret alarak hayal görenleri gerçeklere uyandıracağımız günler yakındır. Muhalefetin kifayetsiz başkanlarının elinde ıstırap çeken şehirlerimizi ‘gerçek belediyecilikle’ buluşturmak asli vazifemiz.
ONURLU DURUŞ: Mazlum ve mağdurların yanında sergilediğimiz hasbi tavrımızı bozmayacak, bu onurlu duruşu günübirlik çıkarlara asla değişmeyeceğiz. Filistin meselesine hep insan penceresinden baktık. İsrailli siviller dâhil, sivilleri hedef alan eylemleri asla mazur görmediğimizi ifade ettik. İsrail devletiyle bir sorunumuz yok ama İsrail’in uyguladığı vahşeti, devlet yerine örgüt gibi hareket etme tarzını asla tasvip etmedik, etmeyeceğiz.
EY İSRAİL!: İsrail, Gazze’deki masum insanlara karşı, tarihin en kanlı, en iğrenç, en vahşi saldırılarından birini gerçekleştiriyor. Ölenlerin neredeyse yarısı çocuk... İsrail’e ve dünyaya sesleniyorum: Tüm Batı Hamas’ı terör örgütü olarak görüyor. Ey İsrail! Sen bir örgüt olabilirsin, çünkü Batı’nın sana borcu çok ama Türkiye’nin sana borcu yok. Ve Hamas bir terör örgütü değil, topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren, bir kurtuluş ve mücahitler grubudur.
AMERİKA DA KAYBEDECEK: Hayatımda bir kere bu Netanyahu denilen adamın elini sıktım, Türk Evi’nde Amerika’da. İyi niyetimiz vardı ama iyi niyetimizi suiistimal etti. İsrail’e gitme projemiz vardı, iptal; gitmeyeceğiz. Eğer iyi niyetle devam etmiş olsaydı münasebetlerimiz farklı olabilirdi ama şimdi maalesef o da olmayacak... Ey İsrail, bu kafayla bir yere gidemezsin. Yanına ister Amerika’yı ister Batı’yı al. Ve Amerika, dünyada adaletle hükmedilmesini sağlamadığı, istemediği için o da kaybedecek.
SAHTEKARLIĞIN DİK ALASI: Gazze’deki zulme gözlerini kapatan Batılı güçlerin İsrail için döktükleri gözyaşı, sahtekârlığın dik alasından başka bir şey değildir. Daha dün Ukrayna’da yaşanan savaşta ortaya çıkan kayıplar için dünyayı ayağa kaldıranların, Gazze’deki aleni katliama duvar kesilmesi bu riyakârlığın en somut ifadesidir... Biz ülke ve millet olarak hakikati haykırmaya, bunun için siyasi, diplomatik gerekirse askeri tüm yolları devreye sokmaya devam edeceğiz. Kalbimizle, dilimizle, elimizle ne yapabiliyorsak yapacağız... Çünkü biz binlerce yıllık devlet geleneği ve devlet aklı olan Türkiye Cumhuriyetiyiz.
SİYASİ ŞOV: Hem İsrail’e hem onu destekleyip teşvik edenlere sesleniyorum: Gazze’de masumlar ölmeye devam ettikçe bölgemize gönderilen hiçbir gemi, hiçbir uçak, yapılan hiçbir siyasi şov barış getirmeyecektir. İsrail yönetimi, güvenliği 10 bin kilometre ötede değil, Türkiye başta olmak üzere bölgesindeki komşularında aramalıdır.
‘Derhal ateşkes ilan edilmelidir’
Öncelikle tüm taraflar elini tetikten çekmeli, derhal ateşkes ilan edilmelidir. Rehinelerin serbest bırakılması konusunda doğrudan veya dolaylı müzakerelere başlanarak hızla sonuçlandırılmalıdır. Nedir o ya çocukları kafeslere koyuyorsun... Bu ne menem akıldır? Gazze’deki acil ihtiyaçları karşılamak için hemen bir insani koridor oluşturulmalı, ihtiyaç maddelerinin girişine, yaralıların çıkışına tahditsiz izin verilmelidir... Ayrıca bölgede yıllardır süren yerleşimci terörü, bir an önce son bulmalıdır. Yerleşimci kılıklı veya asker-polis üniformalı hırsızlara hırsız, katillere katil denmedikçe ve bunlara o şekilde muamele edilmedikçe bölgeye huzur gelemez.
NETANYAHU’YA BASKI ÇAĞRISI: Akıl ve vicdan sahibi tüm ülkeleri, İsrail devletinin aklıselime dönmesi için Netanyahu hükümetine baskı kurmaya davet ediyorum. Bu gelişmeleri bir Haçlı Hilâl anlayışıyla devam ettirmemenin gereğini hatırlatmak istiyorum. Barışın egemen olduğu bir dünyayı kurmak istiyorsak, Haçlı Hilal anlayışı bir kenara konmalı. Aksi takdirde insanlığa yazık olur.
Uluslararası barış konferansı önerisi
Bu savaşın kalıcı barışa giden yolu açması için Türkiye sorumluluk almaktan asla kaçınmayacaktır. Teklif ettiğimiz garantörlük müessesesini, meseleye en azından kısa ve orta vadede gerçekçi çözüm getirmeye yönelik en somut, en tutarlı, en etkili yöntem olarak görüyoruz. İnsani, siyasi ve askeri varlığımızla, Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız. Bölgede etkili tüm aktörlerin yer alacağı bir ‘Uluslararası Filistin-İsrail Barış Konferansı’ düzenlenmesini öneriyoruz.
BM’NİN ACZİYETİ: ’Dünya 5’ten büyüktür’ itirazımız, Gazze’deki son gelişmelerle bir kez daha teyit edildi... Çoğu çocuk binlerce masumun hunharca katlini konuşmaya bile tahammülü olmayan bir sistemi sürdürmekte ısrar etmek insani değildir. BM’nin içine düştüğü bu acziyet görüntüsünden derin üzüntü duyuyoruz.
100. yıl açıklaması 29 Ekim’de
Erdoğan, “İnşallah 28 Ekim’de İstanbul’da yapacağımız Büyük Filistin Mitingi’ne kadar, bu krizin ateşinin, en azından sönmeye başlamasını ümit ediyoruz. Cumhur İttifakı olarak mitinge, mümkün olan en yüksek katılımı sağlamak istiyoruz. Sadece Türk ve Filistin bayrağının dalgalandığı bir miting gerçekleştireceğiz” dedi. Erdoğan, grup toplantısında Cumhuriyetin 100. yılıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmayı planladığını ancak Gazze’deki gelişmeler nedeniyle konuşmada değişikliğe gittiğini söyleyerek “100. yılımızla ilgili değerlendirmeyi 29 Ekim günü yapılacak törenlerde milletimizle paylaşacağız” dedi.