Sonar Barcelona rekor kırdı

Dünyanın dört bir yanından, gelenekleri ters yüz eden müzisyenler ve sanatçıların katıldığı, 100’den fazla ülkeden seyircinin akın ettiği, odaklandığı müzik türünün gereği olarak da ‘dağıtmayı’ esas alan bir festivalin 3 gün boyunca tıkır tıkır işlemesini nasıl sağlarsınız? Barcelona’da 24 yıldır düzenlenen, her sene biraz daha büyüyen, bu yıl mart ayında İstanbul’da küçük bir örneğini deneyimleme şansı bulduğumuz ileri müzik ve teknoloji festivali Sonar, bu yıl 15 - 17 Haziran tarihleri arasında 123 binin üzerinde müzikseveri ağırlayarak tarihinin en yüksek rakamına ulaştı.

Björk’ün ağzında

Bu rakama bir de festivale ekleşik teknoloji ve sektör buluşması Sonar +D’ye gelen 5 binin üzerinde müzik profesyoneli ve 2 bin 200 müzik sektörü temsilcisini de ekleyelim. Drone’dan ambient’a, techno’dan hip-hop’a onlarca türün kendine yer bulduğu, ana fikri deneysellik olan festival önümüzdeki sene, bu kez 30 - 31 Mart’ta tekrar Zorlu PSM’ye konuk olacak.

‘Gündüz’ ve ‘Gece’ olarak iki ayrı yerde öğle 12.00’den sabah 7.00’ye kadar süren, beraberinde şehrin birçok farklı yerinde Off-Sonar olarak adlandırılan etkinliklere vesile olan festivalin açılışını, 14 Haziran’da müzik profesyonellerine özel konuşmalar ve DJ setiyle İzlandalı sanatçı Björk yaptı. Müzikal ve görsel anlamda sürekli yenilik ve aykırılık kovalayan anlayışıyla adeta festivalin koruyucu azizi olabilecek Björk, 4 saatlik bir DJ setinin yanı sıra Barselona Çağdaş Kültür Merkezi’nde (CCCB) 24 Eylül’e kadar sürecek bir sanal gerçeklik sergisi olan ‘Björk Digital’in de açılışını yaptı. 2015’te çıkan albümü ‘Vulnicura’dan kliplerin iki ve üç boyutlu olarak izlenebildiği, son olarak da yastıklarla kaplı bir odada sanatçının kariyerinden bir klip retrospektifine ulaşılan serginin en can alıcı bölümü, ‘Mouth Mantra’ şarkısının Björk’ün ağzının içinde geçen videosu.

Teknolojinin geleceği

2013’ten beri müzik profesyonellerine özel düzenlenen Sonar +D, geleneği olduğu üzere müziğin, performans sanatlarının ve eğlenceye dair teknolojilerin geleceğine dair ipuçlarının verildiği bir buluşma olarak gerçekleşti. Buluşmanın bu yılki eğlenceli kısmı, Valencialı ikili Curiosibot’un tasarladığı, bir oda içindeki hareketlerin çeşitli sensörler tarafından algılanıp, vücudun merkeze uzaklığı gibi faktörler de dikkate alınarak müzik ve lazer şova dönüştüğü ‘The Laser Room’ oldu.

Klasik müziğin elektronikle dansı

‘Gece’ kısmının bir numaralı performansı ise Fransız ikili Justice tarafından gerçekleştirildi. Festivalin sanatçı listesinin başında yer alan, Daft Punk’tan sonra Fransız elektroniğine rönesans yaşatan ikili, cuma gecesi sahne aldıkları SonarClub’da 5 yıllık bekleyişten sonra çıkardıkları 3. albümleri ‘Woman’ı çaldı. Enerjisi bir an bile düşmeyen sette Gaspard Augé ve Xavier de Rosnay, kendilerine has, koro ve klasik müziğin elektronikle muzaffer bileşimi olarak tabir edebileceğimiz tarzlarıyla 15 binden fazla seyircinin bir an bile durmamasını sağladı.

‘Gece’ kısmının diğer konuşulmaya değer performansı, funk altyapılı hip-hop’ın başarılı temsilcisi Anderson .Paak & The Free Nationals’tan geldi.

Dünya dışı ve organik

Sonar’ın ‘Gündüz’ kısmında 3 gün boyunca gerçekleşen en etkileyici performans, Björk ve Kanye West ile çalışmış Venezüellalı müzisyen Alejandro Ghersi ya da Arca’ya aitti. Japon asıllı Kanadalı video sanatçısı ortağı Jesse Kanda ile birlikte 15 Haziran akşamı festivalin en sıra dışı performanslarına ev sahipliği yapan, SonarHall’da sahne alan Arca, adını taşıyan 3. albümünün ilk canlı seslendirişine imza attı. Elektronik altyapıdan hem dünya dışı hem de şaşırtıcı biçimde organik sesler çıkarabilen, Björk’ün tavsiyesiyle artık sözlü şarkılar söyleyen sanatçı, androjen imajı, gerçekten benzersiz müziği ve Kanda’nın rahat kaçıran görüntüleriyle akıllardan çıkmayacak bir sete imza attı. ‘Gündüz’ bölümünde öne çıkan diğer isimler, Alman techno sahnesinin ismini duyurmaya başlayan ismi Lena Willikens ile “Beyonce ile FKA Twigs’in çocuğu olsa neye benzerdi?” sorusunun cevabı olan R&B müzisyeni DAWN oldu.