14.10.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ELİF ALTIN İstanbul
Savcılığa suç duyurusunda bulunan şikayetçi avukat T.N.Y. dilekçesinde, 2015 yılı Nisan ayı içerisinde evlendiği eşi K.Z.Y. ile şüpheli Şakir Hasırcı yüzünden problemler yaşamaya başladıklarını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bu problemlerin sebebi ise evlilikte yaşadığımız problemlerin bir büyüye bağlı olduğunu ve bunun çözümünün Şakir hoca denilen eşimin annesinin 25 yıldır çeşitli problemleri için gittiği hocaya gitmemizi dayatmasıdır. Eşimin ısrarı ile söz konusu hocaya bir defaya mahsus gittim. Söz konusu ziyarette Şakir hoca denilen istismarcı alnıma metal üzerinde Arapça yazılar olan plaka yapıştırmamı ve içtiği sudan içmemi söyledi. Ancak söz konusu durumla dalga geçtiğimde bu saçma ritüeli sonlandırdı. Ancak bu ziyarette bu adamın Arapça bile yazmadığını gözlemledim. Ardından eşimle bu hocaya gitmemesi konusunda sürtüşmelerimiz oldu. Hatta bu sözde tedavi için eşim, hocanın kendisinden bin 500 TL istediğini söyledi. Şiddetle karşı çıktım. Bu ziyaretimin diğer sebebi, eşimin düğünde, nişanda takılan bilezik, cumhuriyet altını vb. ziynetlerini sürekli tedavül değeri olmayan zümrüt vb. takılarla takas etmesi idi. Yani eşimin daha evliliğin ilk yılında bu ziynetleri adı geçen hocaya verdiğini tespit ettim. Eşim ayrıca bana güya dua için ilave paralar ödediğini söyledi.”
‘Seçilmiş kişisin’
“Şüpheli Şakir hoca eşime sürekli ‘seçilmiş kişi olduğunu, havas ilmi ile dua ederek hastalıklara çare olacağını bunun için kendisini kendi evinde özel kursa alabileceğini, bir sene boyunca çocuk yapmama şartının olduğunu’ söylemiştir. Bu hocaya katiyen gitmemesi yönünde tartışmalarımız oldu ise de, eşim mutlaka gideceğini söyleyerek sözde kursa 1 Temmuz 2019 tarihinde gitmiştir. Bu günün akşamında eşim ile söz konusu durum büyük tartışma konusu olmuştur. Eşim bu durumun bir fırsat olduğunu, büyücülük ve havas ilmi öğrenerek dua okuyup para kazanacağını, gururla bana söyledi. Ben bu duruma şiddetle karşı çıkınca da bu hocadan bu eğitimi almamasının şartının bir adet ev, 75 adet altın, bir adet araba gibi maddi talepleri olduğunu söylemiştir bana. Bunun bir hayat güvencesi olduğu söylemiştir bana.”
‘Şantaja uğradım’
“Şüpheli din istismarcısına Instagram yolu ile ulaşıp tepki koyduktan beş gün sonra da eşim evi boşaltarak bana boşanma davası açtı. Anladım ki eşimin üzerindeki etkisi yuvasını dağıtacak kadar büyük. Nihayetinde 7 Eylül 2019 tarihinde ev eşyalarını kaçırdı. 9 Eylül 2019 tarihinde ise uydurma gerekçelerle boşanma ve mal paylaşım dava açtı bana.
Anormal münasabet
Daha sonra ben adıma kayıtlı eşimin cep telefonu kayıtlarına baktım. Acı verici gerçekle karşılaştım. Eşimin bu söz konusu din istismarcısı Şakir Hoca denilen adamla özellikle Mayıs-Haziran ayı içerinde defalarca gece gündüz fark etmeksizin saatlerce görüştüğünü ya karmaşık bir tarikat ilişkisi ya da söylemeye dilimin varmayacağı bir anormal münasebetin olduğunu acı ile görmekteyim. Bu görüşme kayıtları ile eşimin bu din istismarcısına gitmemek karşılığı ev para altın vb. şeyler istemesinin aslında bir suç makinesi olan bu kişinin etkisinde kalarak suça yönlendirildiğini ve aslında bir şantaja maruz bırakıldığımı öğrenmiş bulunmaktayım. Sayın savcılığınızdan ülkemize birçok kereler (Adnan Oktar vb.) bela olmuş cinci, üfürükçü, din istismarcısı kişiler gibi bu kişi hakkında da ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçundan dava açılmasını talep ediyorum.” Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma yetkisizlik kararı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.