07.01.2021 - 15:05 | Son Güncellenme:
DHA / AA
6-8 Ekim 2014’de, sözde PKK terör örgütü yöneticileri ile HDP MYK üyesi ve eş başkanlarınca sosyal medya hesaplarından, örgüte yakın bazı basın yayın organlarından, Suriye’nin kuzeyinde yer alan Kobani’deki olayları protesto etmek için sokağa çıkma çağrıları yapıldı. Çağrıların ardından Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki iller başta olmak üzere 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde olaylar çıktı. 3 gün süren olayların ardından uzun namlulu silah, molotof kokteyli, havai fişek, taş ve sopa kullanmak suretiyle kamu binalarına, kamu araçlarına, çok sayıda ikamete, iş yerlerine ve araçlarına zarar verildi. Çok sayıda vatandaş ile güvenlik mensuplarının yaralandığı olaylarda 37 kişi yaşamını yitirdi.
SORUŞTURMA KAPSAMINDA YENİDEN TUTUKLANDILAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'terör örgütü yöneticiliği' ve 'terör örgütü üyeliği' suçlamalarıyla yargılandığı davada tahliyesine karar verilen HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ hakkında, Kobani olayları nedeniyle soruşturma başlattı. Demirtaş ve Yüksekdağ, kaldıkları cezaevlerinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) aracılığıyla savunma yaptıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından 2019 Eylül ayında tekrar tutuklandı. Daha sonra yapılan operasyonlarda Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Emine Ayna, Ayla Akat Aka, Nazmi Gör, Beyza Üstün, MYK üyeleri Alp Altınörs, Altan Tan, Gülfer Kaya, Ali Ürküt'ün de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden Sırrı Süreyya Önder ile Altan Tan çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, diğer şüpheliler tutuklandı. Devam eden soruşturmalar sonunda, 108 şüpheliden 27’si tutuklandı, 6’sı adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. Aralarında terör örgütünün sözde yöneticilerinin de bulunduğu firari 75 şüpheli hakkında ise yakalama kararı çıkartıldı.
İDDİANAME KABUL EDİLDİ
108 kişi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, 108 sanığa 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma', 'adam öldürme', 'adam öldürmeye teşebbüs', 'yağma', 'alıkoyma', 'alıkoymaya teşebbüs', 'mala zarar verme', 'yakarak mala zarar verme', 'kamu malına zarar verme', 'yakarak kamu malına zarar verme', 'iş yeri dokunulmazlığını ihlal', 'geceleyin iş yeri dokunulmazlığını ihlal', 'geceleyin açıktan hırsızlık', 'açıktan hırsızlık', 'hırsızlık', 'geceleyin hırsızlık', 'basit yaralama', 'silahla basit yaralama', 'kamu görevlisini silahla basit yaralama', 'kamu görevlisini kasten basit yaralama', 'kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama', 'kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama', 'silahla kasten yaralama', 'kamu görevlisini silahla yaralama', 'iş ve çalışma hürriyetinin ihlali', 'ibadethanelere zarar verme', 'düşük yapmaya neden olma', 'bayrak yakma', '5816 sayılı yasaya muhalefet', 'suç işlemeye tahrik etme' suçları yöneltildi. Şüpheliler hakkında yöneltilen bu suçlamalardan 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680 yıl hapis cezası istendi.
OLAYLARI ORGANİZE EDİP, YAYMA SUÇLAMASI
İddianamede, 37 maktul ve 2 bin 676 mağdur yer aldı. İddianamede, aralarında Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Emine Ayna ile firari Murat Karayılan, Cemil Bayık, Sabri Ok, Salih Müslüm, Zübeyir Aydar, Ertuğrul Kürkçü, Mehmet Hatip Dicle'nin de bulunduğu 108 sanık yer aldı. Sanıkların tamamı yaşanan olayları, başlamasında ve devamında sorumlu düzeyde organize etmekle ve örgütün talimat bütünlüğü içerisinde şiddetli sokak olayları şeklinde ülke geneline yayıp terör olaylarına kitlesel boyut kazandırmakla suçlandı. Örgüt yöneticisi olmakla suçlanan sanıklar, tüm suçlardan da ayrı ayrı sorumlu tutuldu.
108 sanığın yargılaması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak.
Yasin Börü'nün babası Fikri Börü'nün müşteki beyanı Kobani iddianamesinde
Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da olduğu 108 sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, olaylar sırasında öldürülen Yasin Börü'nün babası Fikri Börü'nün ifadesine yer verildi.
Baba Fikri Börü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede müşteki sıfatıyla yer aldı.
6-8 Ekim olaylarında hayatını kaybeden Yasin Börü'nün ilk çocuğu olduğunu belirten Börü, oğlunun olay tarihinde Gaffar Okan Anadolu Lisesi 3. Sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam ettiğini anlattı.
Oğlu Yasin'in 7 Ekim'de "Dışarıda çok fakir insan var. Bu insanlara kurban eti dağıtmamız lazım. Ben öğlenden sonra kurban eti dağıtmaya gideceğim." dediğini aktaran Börü, kendisinin de kurban bayramı ziyareti için akraba ve komşularına gittiğini, döndüğünde oğlunun evde olmadığını, bunun üzerine oğlunu aradığını fakat ulaşamadığını kaydetti.
"Çocuğumun yüzü tanınmaz haldeydi"
Fikri Börü, oğlu Yasin'in bir yerde kaldığını düşündüğünü ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"8 Ekim günü sabah bir haber gelmeyince ben ve akrabalarım Yasin'i aramaya başladık. Telefonu yine cevap vermiyordu. Öğlene kadar aradık yine haber alamadık. Daha sonra belki gözaltına alınmıştır düşüncesi ile Emniyet Müdürlüğü ve karakollara bakmamıza rağmen haber alamadık. Geceye kadar aradık fakat kendisine bir türlü ulaşamadık. 9 Ekim'de en son kendi imkanlarımla Dicle Üniversitesi Hastanesine gittim belki bir haber alırım düşüncesiyle baktım. İlk etapta bir haber alamadım. Orada bulunanlar bana 'Belki morgda olabilir çünkü birkaç kişinin tespiti yapılamadı.' dediler. Ben de hastane morguna gittiğimde oradaki görevliler bana bir tane genç bir çocuğun olduğunu buna bakmamı istediler. Teşhis için morga girdiğimde çocuğumun yüzü tanınmaz haldeydi. Çocuğumu üzerindeki elbiseden ve sol ayağında bulunan bir ben vardı, buradan tanıdım. Daha fazla bu duruma dayanamayınca orada baygınlık geçirdim. Daha sonra yakın akrabalarıma haber verdim.
Çevreden duyduğuma göre oğlum Yasin, Bağlar ilçesi Cengizler Caddesi'nde kurban eti dağıtırken olaylar başlamış. Orada bulunan kalabalık örgüt grubu, benim çocuğumu ve arkadaşlarını 'IŞİD'çi' diye darbetmişler. Daha sonra da çocuğum ve arkadaşları buradan kaçıyor bir apartmana sığınıyor. Burada da çocuğumu ve arkadaşlarını tekrar yakalayarak hunharca insanlık dışı bir şekilde öldürüyorlar."
"Oğlumun ölümüne sebep olanlardan davacıyım"
Saldırıyı yapanların örgüt taraftarı olduğunu kaydeden Fikri Börü, "Bu olayları bu dereceye getiren basın yayın, medya kuruluşları aracılığı ile açıklama yaparak insanları ayaklandıran Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak ve daha tanımadığımız insanlardır. Oğlumun ölümüne sebep olan bu şahıslar çağrılar yaparak, insanları sokağa dökerek olaylara sebep olan ve azmettiren, ismini verdiğim şahıslardır." ifadelerini kullandı.
Börü, oğlunun ölümüne sebebiyet veren şahıslardan davacı olduğunu, kimseyle uzlaşmak istemediğini, oğlunun telefonunun halen kayıp olduğunu, bu telefonun oğlunu katleden şahıslarda olabileceğini belirtti.
Oğluna ait cep telefonunun bulunmasını istediğini ifade eden Börü, "Oğlumun telefonu kim almışsa öldürülmesine sebep olan kişilerdir." beyanında bulundu.