03.04.2020 - 22:31 | Son Güncellenme:
AA
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Büyüklerimizi uyarıyorum. Evden çıkmayın. Ailelerimizi uyarıyorum, büyüklerimizi riskten koruyun. Gençlerimizi uyarıyorum, virüsü taşıyıp taşımadığınızı bilemezsiniz. Gençliğiniz, ailenizin, büyüklerinizin talihsizliği olmasın." dedi.
Bakan Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde Bilim Kurulu üyelerinin telekonferansla katıldığı Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın toplantısı düzenledi.
Çarşamba günü yapılan basın toplantısında ayrıntılı veriler vermeye çalıştığını ifade eden Koca, koronavirüsle mücadelede bilincin daha da geliştiğini söyledi.
Bundan sonra her toplantının bir bölümünü, verilerin ele alındığı bir sunum olarak değerlendirmeye çalışacaklarını belirten Koca, koronavirüsün ne kadar kısa sürede kişiden kişiye umulmadık hızla yayıldığını bir önceki toplantıda anlattığına işaret etti.
Bakan Koca, koronavirüsün bulaşma hızını, verdiği şu örnekle aktardı:
"Son derece sağlıklı görünen bir kişi, günlük işlerini sürdürürken en az 30 kişiye virüs bulaştırmıştı. Bu kişiye, olayı daha kolay anlatmak için 'virüs taşıyan' diyelim. Virüs taşıyanda hastalığın belirtisi yoktu. Virüsü taşıdığını başta kendisi de bilmiyordu. Virüsü, ailesine, babasına, amcasına ve yanında çalışanına bulaştırdı. Amcasının tedavisi sebebiyle hastanenin muhasebesine gitti. Orada immün yetmezliği olan bir başka kişiye bulaştırdı. Taşıyıcıdan virüs kapan genç muhasebeci tedavi gördüğü hastanede bir başka çalışan 57 yaşındaki bir görevliye bulaştırdı. Genç muhasebeci ve bulaştırdığı görevli hayatını kaybetti.
Virüs taşıyanın babası, amcası ve çalışanı uzun süre yoğun bakımda tedavi edilerek taburcu edildi. Virüs taşıyan virüsü bir iş arkadaşına da bulaştırdı. O arkadaşı da kendi ailesinden 5 kişiyi enfekte etti. Bu olayda yani virüsün ilk taşıyıcısı kendisi gibi yayılıma kaynaklık edecek daha pek çok kişinin varlığına yol açtı. Taşıyıcıyı bir kez bile görmemiş olan insanlar zincirleme bulaşan virüsle hayatlarından oldu. Eğer virüs taşıyan, virüsü bulaştırdığı kişiler onların temas çevreleri izole edilmeseydi tablonun nasıl büyüyeceğini hayal edin. Bu örneği göz önünde bulundurmanızı ve her gün yeni tanılar konduğunu hatırlamanızı rica ediyorum."
"Temas içinde olmayacağız, araya mesafe koyacağız"
Bakan Koca, dün açıklanan verilerde 2 bin 456 kişide daha virüs görüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Ondan önceki gün 2 bin 148 yeni koronavirüs hastası bildirmiştik. Ondan önceki gün de açıkladığım sayı 2 bin 704'tü. Dün itibarıyla toplam vaka sayımız ise 18 bin 235. Bu kadar kişi gözlem ve tedavi altına alınmadan önce de virüs taşıyordu. Çoğu toplum içindeydi, sosyal hayatı vardı. Şüpheli görülüp karantinaya alınmadan önce işlerini sürdürüyorlardı. Tıpkı taşıyıcı gibi bankaya gidiyorlardı, alışverişe çıkıyorlardı. Arkadaşlarıyla kafede buluşuyor, kalabalık araçlara biniyorlardı.
18 bin 235 hastanın her birini anlattığımız olaydaki virüs taşıyan yerine koyun. Bu kişilerin temas çevrelerinin gözlem altına alındığını bir an için unutun. Tespit edilmemiş başka hastalar olduğu gerçeğini buna ilave edin. Yayılımın ne kadar kolay, hızlı olduğunu hatırlayın. Ortada bir gerçek var. Bu umut kırıcı bir gerçek değil. Virüsün yayılım zincirini kıracak, bizi güvenceye alacak tedbir belli. Temas içinde olmayacağız, araya mesafe koyacağız. Kendimizi izole edeceğiz."
"Genç nüfusun hareketliliği mücadelede en zayıf noktalarımızdan biri"
60 yaş üzeri hastaların ölüm haberlerinin herkesi yaraladığını dile getiren Koca, "Büyüklerimizi uyarıyorum. Evden çıkmayın. Ailelerimizi uyarıyorum, büyüklerimizi riskten koruyun. Gençlerimizi uyarıyorum, virüsü taşıyıp taşımadığınızı bilemezsiniz. Gençliğiniz, ailenizin, büyüklerinizin talihsizliği olmasın." dedi.
Yayılımın hızını kesecek iki uygulama üzerinde durduklarını ifade eden Koca, "Genç nüfusun hareketliliği, virüsle mücadelemizde en zayıf noktalarımızdan biri. Gençlerimizin bizi anlayacağından emin olmak istiyorum. Bilim Kurulumuz salgının riskle seyrettiği yerlerde hareketliliği kısıtlayıcı daha sıkı tedbirler alınması yönünde daha sıkı karar aldı. Bu çerçevede yapılan önerileri, Sayın Cumhurbaşkanımıza detaylarıyla sundum. Cumhurbaşkanımız bu konudaki takdirlerini kendileri açıklayacaklar." değerlendirmesinde bulundu.
Toplam 141 bin 716 test yapılmış olduğunu belirten Koca, 2 bin 786 pozitif vaka daha tespit edildiğini, toplam vaka sayısının 20 bin 921 olduğu bilgisini paylaştı.
"Bugün kaybettiğimiz 69 kişiyle toplam can kaybımız 425'i buldu." diyen Koca, hastanelerde tedavisi süren hastalardan 1251'inin yoğun bakımda olduğunu, 867'sinin solunum cihazına bağlı bulunduğunu söyledi, toplam 484 hastanın da iyileşerek taburcu edildiğini anlattı.
Türkiye'nin tüm illerinde vaka görüldüğünü ifade eden Koca, "Dağılıma göre İstanbul'da 12 bin 231 vakamız, İzmir'de bin 105 vakamız, Ankara'da 860, Konya'da 601, Kocaeli'de 500 vakamız olduğunu söylemek istiyorum. Nüfusa göre en riskli illerimiz değerlendirildiğinde İstanbul, İzmir, Ankara, Konya ve Kocaeli'yi ilk 5 il olarak sıralamak mümkün." diye konuştu.
Tanı konulan vakalardaki yaş dağılımıyla ilgili de bilgi veren Koca, virüsün 20 yaşından itibaren daha yoğun görüldüğünü, 40 yaş üstü teşhis konulan vakaların daha çok, özellikle erkeklerde görülme oranının kadınlara göre daha yüksek olduğunu söyledi.
"En yüksek vefat sayımız 210 ile İstanbul"
"Genç yaşlarda teşhis sayısının düşüklüğü virüse karşı direncin bir işareti olarak algılanmamalıdır." diyen Koca, gençlerin hastalığı ya hiç hissetmediğini ya da çok hafif geçirdiğini daha önce de söylediğini ifade etti.
25 ilde can kaybı yaşanmadığını, 56 ilde ise hayatını kaybedenlerin olduğunu dile getiren Koca, şu bilgileri paylaştı:
"En yüksek vefat sayımız 210 ile İstanbul. 27 ile İzmir. 14 ile Kocaeli, 11'er vefat ile Ankara ve Konya takip ediyor. Vefat eden hastalarımızın yaşlarına baktığımızda 50 yaş üzerindeki vefat sayısının giderek daha da artmış olduğunu, özellikle de erkek oranının kadınlara göre daha yüksek olduğunu da görmüş oluyoruz. Özellikle 60 yaş üzeri vatandaşlarımızın temas izolasyonlarının çok sıkı olması gerektiğini de görmüş oluyoruz.
60 yaş üstünün çok kritik olduğu... Yoğun bakımda yatan hastaların yüzde 64,4'ünü oluşturuyor. Hayatını kaybeden hastalarımızın da yüzde 78,7'si 60 yaşın üzerindeki hastalardır. Diğer taraftan, hastaneye ihtiyaç duymaksızın evde takip edebildiğimiz hastaların oranı ise yüzde 86,7'si 60 yaşın altında yani 60 yaşın altında olanların önemli bir kısmını hastaneye yatırmadan evde takip etmiş oluyoruz.
Ayrıca, eşlik eden kronik veya alt hastalığın olup olmadığıyla ilgili tabloda, yoğun bakımdaki hastalarımızın yüzde 74,4'ünde en az bir tane altta yatan bir hastalık var. Kaybettiğimiz hastalarımızın içinde de yüzde 64,2 oranında en az bir kronik veya alt hastalığın olduğunu görüyoruz. Yoğun bakımda yatan hastaların 62,2'sinde altta yatan en az iki hastalık bulunmakta, vefat edenlerin yarısında da en az iki kronik veya alt hastalığın olduğunu görüyoruz."
"Sokak hareketliliği maalesef gerektiği düzeye inmedi"
Koca, sosyal izolasyon konusunda çok çağrı yapılmasına rağmen yeterince başarılı olduklarını düşünmediğini söyledi.
"Şehirler arası hareketliliği daha fazla kısıtlayıcı tedbirlere ihtiyaç var." diyen Koca, şunları ifade etti:
"Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerimizde sokak hareketliliği maalesef gerektiği düzeye inmedi. Özelikle yaşlılarımız ve birlikte kronik hastalığı olanlar büyük risk oluşturmaktadır.
Belirti vermeyen taşıyıcılar olan gençlerimizin hareketliliği ise riski daha da artırmaktadır."
Bilim Kurulu olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gençlerle ilgili iletilen tavsiye kararın içeriği sorulan Koca, konuyla ilgili açıklamayı Erdoğan'ın yapacağını söyledi.
Koca, maske kullanımıyla ilgili farklı görüşler bulunduğunun anımsatılarak, "bu konudaki önerisinin" sorulması üzerine, "Hastalık belirtisi olan herkesin muhakkak maske takması gerekiyor. Yalnız şu dönemde, her geçen gün risk taşıyan ve giderek vaka sayısının arttığı bölgelerin olduğunu biliyoruz. Görülme oranının giderek yükseldiği bölgelerde maske takmanın doğru olabileceği, özellikle kalabalık ortamlarda, market, pazar yeri, toplu taşıma araçları, çalışma ortamı gibi yoğun ortamlarda maske takılması gerektiği Bilim Kurulunun da önerisi." diye konuştu.
Bulaşıcılığın ortalama seyrine ilişkin soru üzerine Bakan Koca, bugüne kadar virüsle ilgili bilgi kaynağının Dünya Sağlık Örgütü ve vakaların ilk görüldüğü Çin olduğuna işaret etti.
Bir kişinin ortalama 2,6 kişiye hastalığı bulaştırdığının bilindiğini anlatan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz kendi vakalarımızın analizlerini yapıyoruz. Bu analizleri yaparken dünyaya da bu analizlerimizi göstermiş olacağız. Çin'de mesela bu anlamda yapılan analizlerde, binlerle, 10 binlerle ifade edilen analiz daha görmedik. Türkiye, bu anlamda birçok noktada yaptığı, sayıca da yüksek, binlerle ifade edilen analizlerine ilişkin bilgiyi de dünyaya aktarmış olacak. Bu noktada çok şeffaf olduğumuzu söylemek istiyorum.
Mesela sadece İstanbul için tarama yaptığımız, özellikle filyasyon dediğimiz bir vakanın kimlere bulaştırdığını analiz ettiğimizde, İstanbul'da bir kişinin bulaştırdığı toplam kişi sayısı 16. 2,6 değil."
Bilim Kurulunun dünyadaki verileri çok iyi takip ve analiz ettiğini vurgulayan Koca, "Herkesin bulunduğu noktada biraz daha araştırarak, analiz ederek konuşması gerektiğini söylemek istiyorum. Türkiye'nin analizi, şu an itibarıyla İstanbul'da bir kişi, 16 kişiye bulaştırıyor." dedi.
Koronavirüsten hayatını kaybedenlerin defin süreçleri
Koronavirüsten hayatını kaybedenlerin cenaze ve defin süreçleriyle ilgili farklı uygulamalar görüldüğüne işaret edilerek, Bilim Kurulunun tavsiyelerinin sorulması üzerine Koca, bu konunun çok istismar edilen bir husus olduğunu söyledi.
Koca, zaman zaman da Kovid-19'a yaklaşımla ilgili farklı bir algı oluştuğunu gördüklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Normalde bulaşıcı hastalıklarla ilgili nasıl gömülüyorsa Kovid-19'dan vefat eden kişilerin de aynı şekilde gömülmesi gerekiyor. Yani bulaşıcı hastalıklarda nasıl koruyucu tedbir alınıyorsa, maske, eldiven, önlük kullanarak yapılıyorsa, devamında kefenleniyor, kireç ve benzeri herhangi bir uygulama olmadan defnediliyorsa benzer şekilde burada da aynı durumun olduğunu birkaç defa yazıyla bildirdik.
Dün itibarıyla bu konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığına da bir yazı gönderdik. Burada farklı bir uygulamanın olmadığını, bu uygulamanın bugüne kadar bulaşıcı hastalıklardakine benzer şekilde yapıldığını, ekstra bir uygulama yapılmasına asla gerek olmadığını tekrar ifade etmek istiyorum."
"Gönlümden şehit olarak geçmeleri yatar"
Sağlık Bakanı Koca, koronavirüs sebebiyle yaşamını yitiren sağlık personeline "şehitlik" unvanı verilmesiyle ilgili bir çalışma olup olmadığı ve bu konudaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine, "Gönül hiçbir sağlık çalışanımızın kaybedilmesinden asla yana değil. Benim de gönlümden en az şehit olarak geçmeleri yatar. Bu önümüzdeki günlerde gündeme gelebilecek bir konu." dedi.
"Çin'den gelen ilaçlar yoğun bakımdaki hastalar için kullanılıyordu. Test sonuçları çıktı mı?" sorusuna karşılık Koca, bu ilaçla ilgili daha önceki çalışmaların, "uygulamada yoğun bakımdaki hastalar için daha uygun olacağı" şeklinde olduğunu belirtti.
Koca, "Bu ilacın yoğun bakım dönemi öncesi yani solunum sıkıntısının başladığı, daha entübe edilmediği dönemde faydasının daha fazla olduğunu gördük. Onunla ilgili ilaç algoritması da buna göre değiştirilmiş oldu." açıklamasında bulundu.
"Bulaşıcılığı çok yüksek"
Bakan Koca, ABD'li bir grup uzmanın görüşünün anımsatılarak, virüsün havada kaldığına ilişkin bir tespit bulunup bulunmadığına yönelik soruya da "Yapılan araştırmanın detaylarını bilmiyoruz. Bununla ilgili çok geniş kapsamlı çalışmalar daha yok. Ama bulaşıcılığın çok yüksek olduğunu, bu yüksekliğin bildiğimiz '1 metre mesafeden sonra etkisi olmaz.' gibi durumdan biraz farklı olduğunu söyleyebilirim." yanıtını verdi.
Bir başka soru üzerine ise Koca, virüsün ciğer dışındaki organları etkileyip etkilemediğinin henüz bilinmediğini, bunun vaka sayısının artmasıyla birlikte yapılacak analizler sonucunda söylenmesinin mümkün olabileceğini dile getirdi.
"Bir arkadaşımızın, bilim insanımızın böyle bir durumu var"
Bilim Kurulu üyelerinin, kendisinin koronavirüs testi yaptırıp yaptırmadığına ilişkin soru üzerine Koca, belirtisi bulunanlara test yapıldığını hatırlattı.
Koca, "Bilim Kurulunda da bu virüsü taşıyan kişiler potansiyel olarak her zaman olabilir. Semptom olanlar testlerini yaptırıyor. Bir arkadaşımızın, bilim insanımızın böyle bir durumu olduğunu söyleyebilirim." bilgisini paylaştı.
Vatandaşların büyükşehirlerden küçük şehirlere gitmeye başladığının hatırlatılması üzerine Koca, daha sıkı tedbir konusunda Bilim Kurulunun önerileri olduğunu kaydetti.
Üniversite hastanelerinde yardımcı sağlık personeline malzeme desteği yapılmadığı iddialarına ilişkin ise Koca, malzeme konusunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirdiklerini belirtti.
Koca, çalışan bütün sağlık personelinin ihtiyacının giderilmesi gerektiğini, talep halinde de kendilerinin gereğini yaptıklarını vurguladı.
Vaka sayılarına umreden gelenlerin etkisinin sorulması üzerine Koca, oran olarak en büyük etkinin Avrupa olduğuna dikkati çekti.
"Yurt dışından gelen herkes risk taşıyor"
Bakan Koca, "İki haftalık zaman diliminde yurt dışından gelenlerin içindeki umreci oranı yüzde 16 idi, Avrupa'dan gelenlerin oranı çok çok yüksekti. Yurt dışından gelen herkesin bir risk taşıdığını, bu oranın farklı olmadığını söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.
Televizyon yayınlarına ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Bilim Kurulu üyeleri arasından bir sözcü seçilmesine yönelik önerisinin anımsatılması üzerine Koca, Bilim Kurulu üyelerinin televizyondan daha sağlıklı bilgi verme, vatandaşı bilgilendirme gayreti içinde bulunduğunu anlattı.
Koca, "Önümüzdeki günlerde daha çok vakaların konuşulduğu, sayıların konuşulduğu bir dönemden farklı olarak psikolojik yönü, sosyolojik yönü, istatistiki boyutlarıyla, din sosyolojisi boyutlarıyla farklı bir ekibin, bir kurulun oluşacağı hazırlık içindeyiz. Bu anlamda yeni süreçte olabilecek etkileri, travmayı da gündemde tutabilecek ikinci bir kurulun duyurusu da yapılmış olacak. Hazırlıklarına başladık." diye konuştu.
"Buna dönük bir planlama yapılıyor"
"Kötü ve iyi simülasyonlarınız var mı? Bir de Çin'in verileriyle sizin verilerinizin uyuşmadığını ifade ettiniz, bulaşıcılıkla ilgili. Çin'in dünyayı yanılttığı ve Dünya Sağlık Örgütü nezdinde bunun soruşturulması gerektiği yönünde bilgiler var, Türkiye'nin görüşü nedir?" sorusuna yönelik Koca, şunları kaydetti:
"Yanılttı anlamında söylemiyorum. Tabii ki o verilen bilgiler de bir analiz oluyor. Bizdeki analizlerin farklı olduğunu ve bununla ilgili bilgilendirmeyi zaten Dünya Sağlık Örgütüne yapıyoruz. 2 gün önce Avrupa direktörüyle görüştüğümüzde de, o zaman da ifade etmiştim, bu anlamda en sağlıklı bilgileri veren ülke olduğumuzu ifade etmiş oldular. Bu analizlerimizi de aktarmış olacağız. Bizim durumumuz, şu an İstanbul'da bir kişinin 16 kişiye bulaştırdığı şeklinde. Bir yanıltma anlamında söylemedim."
Birtakım simülasyonlar yapıldığını anlatan Koca, Türkiye'nin henüz salgının başında olduğuna işaret etti.
Temasın, izolasyonun ve mesafenin önemine değinen Koca, bunlara uyulmadığında kötü simülasyonlarla karşılaşılacağını bildirdi, vatandaşlardan evlerinden çıkmamalarını istedi.
TBMM Adalet Komisyonunda görüşmeleri devam eden infaz düzenlemesinin yasalaşması halinde cezaevlerinden yapılacak tahliyelerin risk oluşturup oluşturmayacağına ilişkin soru üzerine ise Koca, "Buna dönük bir planlama yapılıyor." dedi.