10.07.2020 - 18:58 | Son Güncellenme:
AA
Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.
22.16: Emine Erdoğan, Ayasofya'nın yeniden camiye dönüştürülmesi üzerine yaptığı paylaşımda, "Fatih Sultan Mehmed Han’ın emaneti Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılmış olmasından büyük memnuniyet duydum. Hamdolsun! Camilerimizin safları, aklı, kalbi, ruhu tertemiz müminlerle dolsun! İnsanlık mirasının bu müstesna eserini gözbebeğimiz gibi korumaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
21.30: Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı paylaşımda, "Ayasofya, 1453 ruhuna yeniden kavuştu. O, fetihten önceki asırların başlatıp, fetihler çağının tamamladığı bir simgedir. İsmi, İlahi Bilgelik anlamına gelen Ayasofya’nın cami statüsüne yeniden kavuşmasıyla, o ilahi bilgelik devam ediyor." ifadelerini kullandı.
19.20: Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesinin ardından, “Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun” dedi.
18.57: MHP Genel Başkanı Bahçeli: "MHP, Danıştayın kararından ziyadesiyle memnun, mesut ve mutmaindir. Bugün tarihi bir gün olarak tezahür etmiştir."
19.44: KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etme kararını Demirören Haber Ajansına ( DHA)değerlendirdi. Tatar, karara ilişkin açıklamasında, Kararı selamlıyoruz ifadelerini kullandı.
18.33: Adalet Bakanı Abdulhamit Gül yaptığı paylaşımda, "Hamdolsun. Çağ kapatıp, yeni bir çağ açan Sultan Fatih'in emanetine sahip çıkmak için gecelerini Ayasofya avlusunda, secdelerde geçirmiş bir neslin bayramıdır bugün. Teşekkürler Cumhurbaşkanım." açıklamasında bulundu.
18.16: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yaptığı paylaşımda "Tüm İslam alemine hayırlı ve mübarek olsun. Fethin sembolü Ayasofya yeniden hakettiği statüye, özgürlüğüne kavuştu hamdolsun. Ayasofya üzerinden inananların mağduriyetine, tarihin mahkûmiyetine son veren Cumhurbaşkanımız, Allah sizden razı olsun." ifadelerini kullandı.
18.13: İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, sosyal medya hesaplarından "Hoş geldin Ayasofya" paylaşımında bulundu.
MECLİS'TE KARAR AYAKTA ALKIŞLANDI
17.51: Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı TBMM Genel Kurulu Başkanvekili Celal Adan tarafından okundu. Milletvekilleri kararı ayakta alkışladı.
17.40: Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ayasofya'nın, Fatih Sultan Mehmet'in vasiyeti doğrultusunda eski hüviyetine getirilmesi ve cami olarak ibadete açılması yönündeki Danıştay kararını takdirle karşıladığını ifade etti.
17.22: Ayasofya'nın ibadete açılmasının ardından ilk ezan okunuyor.
17.17: Ayasofya Camisi'nin, yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
17.14: TBMM Başkanı Mustafa Şentop: Kararla birlikte tarihi bir gün. Camiyi müzeye çeviren karar yeniden eski haline camiye döndü. Ayasofya'nın ibadete açılması tarihi karar. Kararın uygulamasına dair, bütün camilerin yönetiminde olduğu gibi Ayasofya'nın yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilmiştir. "Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın" bizim gençliğimizin sloganıdır, karar anlamlıdır. Bu kararla, uzun zamandır milletimizin içinde, kalbinde, gönlündeki bir hasret sona ermiştir. Ayasofya önümüzdeki hafta cumaya kadar ibadete açılacak.
17.03: Erdoğan, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilerek ibadete açılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı Kararını "hayırlı olsun" mesajıyla paylaştı
16.56: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'tan Ayasofya paylaşımı: Elhamdülillah.
16.34: Ayasofya davasını açan avukat Selami Karaman: Yarın itibarıyla Ayasofya Camii'nin halka ibadet için açılması gerekiyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 20.53'TE AÇIKLAMA YAPACAK
16.20: İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu akşam saat 20.53'de Millete Sesleniş konuşması yapacağını duyurdu. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, twitter hesabında bir mesaj paylaşarak, "Sayın Cumhurbaşkanımız bugün saat 20.53'te bir Millete Sesleniş konuşması gerçekleştireceklerdir" dedi.
16.19: Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın sosyal medya hesabından Ayasofya'nın bir fotoğrafını paylaştı.
16.15: Danıştay kararına hükümetten ilk tepki AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş'tan geldi. Twitter'dan paylaşım yapan Kurtulmuş, #ZincirlerKırıldıAyasofyaAçıldı etiketini kullandı.
16.02: Ve son dakika kararı geldi...
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştayda dava açtı.
Davayı duruşmalı inceleyen Daire, 2 Temmuz'daki duruşmada tarafları dinledi.
Duruşmanın ardından dosyayı inceleyen Danıştay 10. Daire kararını verdi.
Daire, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.
GEREKÇELİ KARAR
Danıştay 10. Dairesinin, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptaline ilişkin kararının gerekçesinde, Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı mülkiyetinde bulunduğu, cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu belirtildi.
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneğinin açtığı davada, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararının iptaline oy birliğiyle karar veren Danıştay 10. Dairesinin gerekçesi açıklandı.
Daire'nin 19 sayfalık gerekçesinde, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının, ilgili mevzuat, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları kapsamında değerlendirildiği belirtildi.
Gerekçede, Ayasofya'nın, statüsü muhafaza edilerek, hukuk düzeninde güvence altına alınan özel hukuk tüzel kişiliğini haiz mazbut vakıf niteliğindeki Fatih Sultan Mehmet Han Vakfının mülkiyetinde olduğu kaydedildi.
Ayasofya'nın, vakfedenin iradesi gereği, sürekli şekilde cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu, bedelsiz kamunun istifadesine terk edilmesi yönüyle hayrat taşınmaz niteliği taşıdığı, tapu belgesinde de cami vasfı ile tescilli bulunduğuna dikkati çekilen gerekçede, şu ifadeler yer aldı:
"Vakıf senedinin, hukuk kuralı etki değer ve gücünde olduğu, vakfedilen taşınmazın vakıf senedindeki niteliğinin ve kullanım amacının değiştirilemeyeceği, bu hususun tüm gerçek tüzel kişiler kişilerle birlikte davalı idare için de bağlayacı olduğu kuşkusuzdur. "
Türk hukuk sisteminde kadimden beri korunarak yaşatılan Vakfa ait taşınmaz ve hakların vakfiyesi doğrultusunda istifadesine bırakıldığı toplum tarafından kullanılmasına engel olunamayacağı, vakıf senedinde sürekli olarak tahsis edildiği cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır."
Danıştay 10. Dairesinin gerekçesinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde güvence altına alınan haklar arasında "vakıf kurma hakkı"nın açıkça yer almadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de sözleşmenin 11. maddesinde sadece birlik kurma hakkından bahsedilmesi rağmen bu maddeyi vakıf kurma hakkını da kapsayacak şekilde yorumladığı vurgulandı.
AİHM'in bazı vakıfların yaptığı bireysel başvuruda sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca mülkiyetin korunması hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiaları incelediği aktarılan gerekçede, AİHM'in Osmanlı döneminde kurulanlar dahil olmak üzere vakıfların korunan statülerinin bir sonucu olarak sahip oldukları taşınmaz ve hakların mülkiyet hakkı kapsamında korunmasını garanti altına aldığı ifade edildi.
Gerekçede, mülkiyet hakkının maliki olunan varlığı kullanma, değerlendirme ve yararlanma yetkilerini içerdiği açık olduğundan, vakfedenin vakfettiği mal ve haklarla ilgili iradesinin korunması, vakıf varlığının kullanılmasında bu iradeye uygun davranılması gerektiği kaydedildi.
Vakfedenin iradesine aykırı olarak vakıf taşınmazının vasfının değiştirilmesi ya da vakfedenin iradesi hilafına başka bir amaca hizmet edecek şekilde kullanılmasının AİHM içtihatlarıyla da bağdaşmadığına işaret edildi.
DÜNYA MİRASI LİSTESİ'NE DAHİL EDİLEN AYASOFYA'NIN KULLANIM ŞEKLİ
Danıştayın gerekçesinde, Ayasofya'nın evrensel miras olarak kabul edilmesi de değerlendirildi.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme'nin 6. maddesi hükmü bağlamında, sözleşmeye taraf devletlerin, Ayasofya kültürel ve doğal mirasının, toprakları üzerinde bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliğine tam olarak saygı göstererek ve ulusal yasalarının sağladığı mülkiyet haklarına zarar vermeden, uluslararası toplum tarafından iş birliği ile korunması gereken evrensel bir miras olduğunu kabul ettiklerinin açık olduğu belirtildi. Gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"Buna göre, kullanım durumuna ilişkin herhangi bir niteleme yapılmaksızın 'İstanbul'un Tarihi Alanları" başlığı altında Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen Ayasofya'nın kullanım şeklinin iç hukukumuza göre belirlenmesinin önünde engel teşkil eden herhangi bir kural sözleşmede yer almamaktadır. Aksine, Ayasofya'nın kullanım şeklinin iç hukukumuzda yer alan 'vakıf mülkiyet hukuku' çerçevesinde belirlenmesi, Sözleşmenin 6. maddesinde ifade edilen 'egemenliğe tam olarak saygı gösterme' ve 'ulusal yasaların sağladığı mülkiyet haklarına zarar vermeme' ilkeleri kapsamında Sözleşme'den kaynaklanan bir zorunluluktur.
Sözleşmenin asıl amacı Dünya Mirası Listesi'ne alınan doğal veya kültürel mirasın korunması olup kültürel mirasın kullanım alanı, kültürel mirasın bulunduğu ülkenin iç hukukuna göre tayin edilecektir.
Nitekim, Dünya Mirası Listesi'nde yer verilen ve ülkemizde bulunan miras alanlarından, Ayasofya'nın da içinde yer aldığı 'İstanbul’un Tarihi Alanları' ile diğer miras alanlarında, Selimiye Camii, Divriği Ulu Camii, Süleymaniye Camii, Sultan Ahmet Camii, Şehzade Mehmet Camii ve Zeyrek Camii gibi halen cami olarak kullanılan çok sayıda tarihi eser de bulunmaktadır."
"BAŞKA AMACA ÖZGÜLENMESİ HUKUKA AYKIRI"
Gerekçede, bu malların, hiçbir kişinin özel mülkiyetinde olmayıp kamunun kullanımına ve istifadesine tahsis edildiği, hayrat taşınmazların, istisnalar dışında vakfın belirlediği kullanım şekli dışında bir kullanım amacına tahsis edilemeyeceği ifade edildi.
Belirtilen istisna hükümlere göre de hayrat taşınmazların, mümkün mertebe gayece aynı diğer hayrata tahsis edilmek zorunda olduğu kaydedilen gerekçede, "Vakıf hayrat taşınmazların temel özelliği, bunların amaç dışı kullanımlara karşı üçüncü kişiler yanında, bizzat Devlete karşı da korunmuş olmasıdır. Bu vakıfların Devletin koruması altında olması, Devletin istediği zaman ve istediği şekilde vakıf malları üzerinde tasarrufta bulunması anlamına gelmez. Devlet, sadece amacı doğrultusunda kullanılmasını teminen, vakıf mallarının kendisine emanet edildiği varlık konumundadır. Düzenleyici işlemlerle vakıf hayrat taşınmazların, başka bir amaca özgülenmesi mevzuata ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Eski vakıf statüsü açıkça korunmuş olmasına rağmen, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde, tapu kaydına göre mazbut bir vakıf olan Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfına, günümüzde Fatih Sultan Mehmet Han Vakfına ait ve vakfiyesi gereğince cami olarak kullanılması gereken hayrat taşınmaz niteliğindeki Ayasofya Camisi'nin müzeye dönüştürüldüğü belirtilen gerekçede, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının, "vakıf senedi hangi tarihte düzenlenmişse o tarihteki mevzuatın uygulanacağını" hükme bağlayan 864 sayılı Kanun'un 1. maddesine açıkça aykırı olduğu bildirildi.
KARARIN ÖNCESİNDE YAŞANANLAR
Danıştay 10. Dairesinde, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava kapsamında duruşma yapıldı.
Duruşmaya, davacı Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneğinin Başkanı İsmail Kandemir, dernek avukatı Selami Karaman ve Cumhurbaşkanlığı avukatı katıldı.
Danıştay 10. Dairesi Başkanı Yılmaz Akçil, ilk olarak Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği avukatı Karaman'a söz verdi.
Karaman, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, iptalini istedi.
Danıştay'ın, İstanbul'daki Kariye Camisi'ni müzeye dönüştüren 1945'teki Bakanlar Kurulu kararını iptal ettiğini hatırlatan Karaman, bu kararın Ayasofya için de emsal teşkil ettiğini vurguladı.
Karaman, Ebu Fetih Sultan Mehmet Vakfına ait olan Ayasofya Camisi'nin Fatih Sultan Mehmet'in şahsi mülkü olduğunu bildirdi.
Ayasofya Camisi'nin vakfedenin iradesi dışında kullanılamayacağına işaret eden Karaman, Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yetki yönünden usule aykırı olduğunu savundu.
Söz konusu Bakanlar Kurulu kararındaki imzanın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ait olmadığını düşündüklerini ifade eden Karaman, soyadı kanununun bu tarihten sonra çıktığını, farklı evraklarda farklı imzaların bulunduğu kaydetti.
Dernek Başkanı İsmail Kandemir ise Anayasa Mahkemesinin Atatürk'ün mirasına yönelik dokunulmazlık kararı verdiğini hatırlatarak, eşitlik ilkesi gereğince Fatih Sultan Mehmet'in mirası konusunda da bunun uygulanması gerektiğini dile getirdi. Kandemir, Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesinin mülkiyet hakkına aykırı olduğunu öne sürdü.
Daha sonra söz verilen Cumhurbaşkanlığı avukatı ise "Mahkemenin takdirine sunuyorum." dedi.
DANIŞTAY SAVCISININ GÖRÜŞÜ
Söz konusu Bakanlar Kurulu kararının verildiği tarih itibarıyla hukuka uygun olduğunu bildiren Danıştay Savcısı, görüşünde, "Ayasofya hakkındaki karar geçmişte Bakanlar Kurulu tarafından alınmıştır. Ayasofya'yı açmak Bakanlar Kurulu'nun yani Cumhurbaşkanlığının takdirindedir, bu nedenle davanın reddi gerekir." ifadesine yer verdi.
Danıştay Savcısı ayrıca Bakanlar Kurulu kararındaki Atatürk imzasına ilişkin de değerlendirmede bulunarak, farklı yerlerde de aynı imzanın kullanıldığını söyledi.
Tarafların dinlenilmesinin ardından Danıştay 10. Dairesi Başkanı Yılmaz Akçil, kararın daha sonra açıklanacağını belirterek, duruşmayı sonlandırdı.
Duruşmanın sonunda gazetecilere açıklama yapan Dernek Başkanı İsmail Kandemir, Ayasofya'nın müze olarak kullanılmasının vicdanları yaraladığını, mahkemenin kararını beklediklerini kaydetti.
AYASOFYA İLE İLGİLİ YARGISAL SÜREÇ
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya için ilk olarak 2005'te Danıştay'a dava açmıştı. Dernek, 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali ve yürütmenin durdurulmasını istemişti.
Danıştay 10. Dairesi, 24 Haziran 2005'te söz konusu Bakanlar Kurulu kararının yürütmesini durdurma istemini reddetmişti. Daire 2008'de ise Ayasofya Camisi'nin müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığına işaret ederek, davayı reddetmişti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Dairenin bu kararını onamıştı. Dernek, 2016'da tekrar Danıştay'a dava açmıştı.
Derneğin, Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru hakkında ise 2018'de karar verilmişti. Yüksek Mahkeme, Ayasofya'nın namaz kılınması için ibadete açılması yönündeki talebin reddedilmesi nedeniyle din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuruyu, "incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez bulmuştu.