08.03.2024 - 17:47 | Son Güncellenme:
İHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜGVA Gençlik Buluşması'nda konuştu. Gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yurtlarıyla, burslarıyla, icraat haneleriyle akademileriyle TÜGVA ailesi her alanda dal budak salıyor. Bu çelik iradeyi daha da yükseltme vaktidir. Cumhuriyetimizin 2. asrına damgamızı vuracağız. Spordan müzeye edebiyattan resme her alanda kabiliyetlerimizi geliştirerek bilgisayar ekranlarındaki sanal dünya ile gerçek dünyanın dengesini kurarak iman varsa imkan da vardır anlayışıyla zorlukları birer birer aşarak şartlara teslim olmadan mücadeleyi her alanda ve her konuda sürdürmeliyiz. Sizlerin böyle bir şuurla hayatınıza yön vermesini dünyanın en şatafatlı üniversitelerin diplomalarından ben daha önemli görüyorum. Diploma zarftır. Elbette kıymetlidir. Ama asıl olan mazruftur. Dünyada donanımın önce ve hatta sadece diploma ile ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı. Artık bireysel birikimler kabiliyetler beceriler uzmanlıklar analitik yetenekler çok daha önemli hale geldi. Bunun için gençler, sizlerden eğitiminizi sürdürürken mutlaka kişisel donanımınızı da arttırmanızı istiyorum.
Kalbi ülkesinin istiklali ve istikbali için çarpan Türkiye Yüzyılı gençlerini görüyorum. Bu yeni nesil Allah'ın izni ile maya tutmuştur. İşte Asım'ın nesli budur.
Hayatını sadece okuluyla evi veya yurdu arasında geçiren fiziki ve manevi dünyasını genişletecek faaliyetlerden uzak duran akranlarıyla fikri müzakere yapacak birikime sahip olmayan kabiliyetli olduğu alanlardaki farkını ortaya koyamayan ahlaki açıdan da şahsiyetini inşa etmeyi dert etmeyen kısaca olumlu anlamda varlığını ailesinde okulunda arkadaş çevresinde oturup kalktığı her yerde hissettiremeyen bir gençlik bizim için kayıp hükmündedir. Halbuki biz gençlerimizin her birinin gözünde yüreğinde özellikle saklı o cevherin ateşini görebiliyoruz. Damarlarında dolaşan o enerjiyi hissedebiliyoruz. Yeter ki siz azminizle, gayretinizle, çabanızla bu potansiyeli harekete geçirme iradesini ortaya koyun" dedi.
"Bir ülkenin bir milletin en büyük gücü gençleridir"
Bir ülkenin en büyük gücünün gençleri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir ülkenin bir milletin en büyük gücü gençleridir. Gençlerinden ümidi kesen bir millet geleceğini kaybetmiş demektir. Biz öğrenciliğimizden gençlik liderliği yıllarımıza oradan siyasi hayatımızın her safhasına kadar ömrümüzün tüm dönemlerinde gençlerimize güvendik. Bugün de girdiğimiz her mücadelede en çok gençlerimize güveniyoruz. Vesayet ve kavgamızdan darbecilere karşı direnişimize kadar tüm büyük sınamalarımızda gençlerimizi daima şu anda olduğu gibi yanımızda bulduk.
Artık sizlerin zamanının misafiri olan bir büyüğünüzüm. Ben misafirim siz ev sahibisiniz. Tek hedefimiz ülkemize kazandırdığımız hizmetlerin zirvesi olarak gördüğümüz Türkiye Yüzyılı hedefini başarıya ulaştırmaktır. Böylece gençlerimize çok daha büyük vizyonları hayata geçirebilecekleri büyük, güçlü müreffeh bir ülke emanet edebileceğiz. Sizlerden beklentilerimiz ise kendinizi bu geleceğe hazırlamanızdır. Tabi bu hazırlığın söylemek kadar kolay olmadığını biliyoruz. Bunun için yeri geldiğinde güncel gelişmeleri takip etmek yeri geldiğinde eskilere kulak vermek, bazı gençlerimize eskilerin tavsiyeleri biraz harcı alem gelebilir. Emin olun öyle değil. Bugün en basitinden selamlaşmayı dahi unutmuş ihmal eder hale gelmiş hatta beceremeyen gençlerimize rastlıyoruz. Halbuki Kuran ve sünnetten destanlarımızdan şiirlerimize kadar medeniyetimize temel teşkil eden tüm eserlerde selamlaşmanın önemine vurgu yapılır" diye konuştu.
Dünyada donanımın sadece diplomayla ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı. Artık bireysel birikimler, kabiliyetler, beceriler çok daha önemli hale geldi.
"Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir"
İsrail yönetiminin katil olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ayasofya'nın ibadete açılması Taksim'e cami yapılması inancı yüzünden tahki edilen kardeşlerimizle başörtülü hanımlarımızın haklarına kavuşmaları Kudüs'ün mahremiyetine saygı gösterilmesi dünyanın çeşitli yerlerinde cihat eden kardeşlerimizin zafere ulaşmaları gibi somut gündemlerimiz vardır. Bu başlıkların bir kısmında mücadelemiz başarıya ulaştı. Ayasofya yeniden ibadete açıldı. Taksim'e cami yapıldı. Kıyafeti yüzünden mağdur edilen insanlarımız haklarına kavuştu. İnanç değerlerimiz üzerindeki baskılara ve yasaklara son verildi. Ancak hala süren ve durum vahim hale geldiği gündemlerimiz de mevcut. Bunların başında Gazze'de yaşanan katliamlar diğer Filistin topraklarında işlenen cinayetler, ve yapılan hırsızlıklar Kudüs'ün mahremiyetinin sürekli ihlali gibi hususlar geliyor. Peygamber efendimiz 'kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin, gücü yetmezse diliyle değiştirsin, ona da gücü yetmezse kalbiyle nüfuz etsin ki bu imanın en zayıf derecesidir. ' buyuruyor. Filistin'de uygulanan katliamlara, karşı bize düşen de sırasıyla bu tavırları sergilemektir. Bilhassa, Gazze'deki zulüm dil ile değiştirme safhasını bile geride bırakmıştır. Artık İsrail'in soykırım politikasına karşı insanlığın yekpare bir şekilde eyleme geçmesi gerekiyor. İsrail'e destek ve cesaret veren Amerika, Avrupa devletleri tarihe kadın ve çocuk katillerinin hamisi olarak kaydolmuşlardır.
İnsanlığın onurunu kurtarmak için önce bu devletlerin tavırlarını gözden geçirip yanlıştan dönmeleri şarttır. Netanyahu yönetimiyle yan yana anılmak bile başlı başına ağır bir cezadır, utanılacak bir ayıptır. Çünkü Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir. Bizzat failinden yapılanlara karşı çıkmayan bireylerine kadar İsrail'deki herkes daha anne karnındaki bebeklerden her yaştan çocuğa, kadına, erkeğe kadar 10 binlerce Filistinli masumun katlinden sorumludur. Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi zalimdir. Olup bitenleri gördüğü halde kafasını çeviren kalbi taşlaşmış vicdanını siyonistlere kiraya vermiş herkes de bu zulüm düzenine ortaktır. Netanyahu'nun başında bulunduğu İsrail yönetimi hırsızdır. İsrail yönetimi Filistin halkını binlerce yıldır sahip olduğu evleri, arazileri, tarlaları, bağları içindeki eşyaları gasp etmektedir. Milyonlarca masum insana terörist yaftası vurarak katletmek için yalan üstüne yalan söyleyen İsrail yönetimine bu cesareti ve yalanları peşinen kabul edip tekrarlayanlar vermektedir. Pek çok kesimi yok etmeye amaçlayan Nazi kafasının bugünkü temsilcisi İsrail'dir. İsrail yönetimi korkaktır. Siyonizm adına çocuk ve kadın katliamları yapan kendilerini savuma imkanı olmayan masumlara zulmeden İsrail yönetimi de korkaktır" şeklinde konuştu.
Ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine, insanımızın kardeşliğine gözünü dikenlerin başına gök kubbeyi yıkmaya var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun. İşte Asım'ın nesli budur. İşte Türkiye Yüzyılı gençliği budur.
"Bu ülkede siyaset yaptığı halde çıkıp utanmadan Hamas'a terör örgütü iftirası atan İsrail muhiplerine asla aldırmayın"
Hamas'a terör örgütü diyen siyasilere karşı atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede siyaset yaptığı halde çıkıp utanmadan Hamas'a terör örgütü iftirası atan İsrail muhiplerine asla aldırmayın. Bunlar katil İsrail'e selam çakarak siyasi ikballerini garantiye alacaklarını düşünen kifayetsiz muhterislerdir. Hamas bir terör örgütü olsaydı emin olun herkesten önce kendileri savunur işbirliği yapar muhabbet beslerlerdi. Eğer Hamas bunların dediği gibi bir örgüt olsaydı milletvekilleri her yıl dönümünde kurulduğu köyü ziyaret eder aklamak için kırk dereden su getirirler reklamını en çok kendileri yapardı. Hamas terör örgütü kesinlikle değildir. Canları pahasına vatanlarını ve topraklarını savunan bir direniş hareketidir. Biz bunlara aldırmıyor, itibar etmiyor, kesinlikle pirim vermiyoruz" dedi.
"Kızılay'ımızın sivil yardım gemisi 3 bin tonluk malzeme ile dün yola çıktı"
Filistin'e bugüne kadar 37 bin tondan fazla insani yardım malzemesi ulaştırıldığını söyleyen Erdoğan, "Türkiye olarak hiçbir tehdide ve baskıya boyun eğmeden Gazze'de yaşanan katliamın Filistin'de yaşanan zulmün sona ermesi için kalbimizle dilimizle ve elimizle her türlü çabayı gösteriyoruz. Bugüne kadar 37 bin tondan fazla insani yardım malzemesini uçaklarla ve gemilerle bölgeye ulaştırdık. Kızılay'ımızın sivil yardım gemisi 3 bin tonluk malzeme ile dün yola çıktı. Gazze'nin refah sınır kapısından her gün Kızılay tırları Gazze'ye giriyor. Ramazan ayında yardımlarımızı inşallah daha da arttıracağız. Gazze'den çıkan yaralıların bir kısmını refakatçileri ile beraber ülkemize getirip tedavi ettiriyoruz" ifadelerini kullandı.