11.03.2021 - 12:51 | Son Güncellenme:
Emekli büyükelçi Matthew Bryza, CNN Türk'e konuştu. Hilken Doğaç Boran'ın özel röportajı şöyle:
Biden hükümeti başa geldiğine göre Ankara ve Washington Suriye'nin kuzeyinde ortak bir nokta bulacak mı? Biden hükümeti, Suriye Demokratik Güçleri ve YPG'ye desteğini sürdürecek mi?
Biden hükümetindeki arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla ki aralarında Biden'ın başkan yardımcılığı döneminde de onunla yakın çalışmış olanlar var. Hükümet, Türkiye-Amerika ilişkilerini yenilemek ve geleneksel stratejik ortaklık hissiyatını geri getirmek istiyor ama Suriye'nin kuzeyi, YPG ve Suriye Demokratik Güçleri'ne destek bu durumu engelliyor. Bu ciddi bir engel de olabilir. Bu durumun Türkiye'de ne kadar ciddi olduğunu biliyorum. YPG'nin terör örgütü olduğunu biliyorum.
Hükümetteyken de biliyordum. PKK'nın ne yaptığını biliyorum. İran'da ya da Suriye'de adını değiştirerek Amerika ve Avrupa'dakilerin kafasını karıştırıyor. İlk başta da böyle oldu. PKK adını YPG'ye değiştirdi sonra Obama hükümeti YPG'yi Suriye Demokratik Güçleri'ne çevirdi. Biden hükümetinin bu politikayı sürdürmesinden endişeliyim. Bence bu çözmesi zor bir sorun, Amerika ve Türkiye bu konuyu bir kenara bırakmalı ve ilerleme kaydedebilecekleri başka sorunlara yönelmeli. Böylece araları düzelir ve daha sonra Suriye'nin kuzeyi gibi zorlu konulara geri dönebilirler.
F-35 programı ve S-400'ler hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye F-35 programına dönebilir mi? Ankara ve Washington S-400 sorununu nasıl çözebilir?
Bu konunun da bir süre rafa kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye ve Amerika bir çıkmazda. İki hükümetin de ulusal pozisyonlarına bakarsanız ilerleyecek alan olmadığını görürsünüz. Türkiye S-400'leri aldığını ve Rusya'ya geri vermemekte kararlı olduğunu belirtti. ‘Başka bir müzakere yolu bulalım’ dedi. Başkan Biden "Türkiye-Amerika ilişkileri çok önemli, generallerimin lafını dinlemeyeceğim yaptırımları kaldırıyorum" dese bile kaldıramaz çünkü bu Amerikan hukukuna aykırı. Bence Doğu Akdeniz gibi başka konulara yönelmek gerek. Orada yol aldıktan sonra bu sorunlara dönülebilir. Burada kilit nokta Amerikan Kongresi’ni ikna etmek, çünkü yasayı yazan onlar. Zaman içinde ilişkiler düzeldikçe kongre yaptırım yasasını değiştirme kararı verebilir.
Mısır geçtiğimiz günlerde açıkladığı bir hidrokarbon ihalesinde Türkiye'nin kıta sahanlığını göz önünde tuttu. Yunanistan'dan sert tepki geldi. Dışişleri Bakanı çözüm bulmak için Kahire'ye gitti. İhale ve Yunan tepkisi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bence Türkiye-Mısır ilişkileri için Mısır tarafından atılan çok büyük ve pozitif bir adım. Önemli olmasının başka bir sebebi de ilişkilerin normalleşmesi için bir işaret olması. Çünkü Mursi hükümeti, ordu tarafından devrildiğinden beri araları bozuk. Daha da önemlisi, bence Türkiye Doğu Akdeniz'deki bu mesele üzerinden Amerika ve Avrupa ile ortak bir anlayış yakalayabilir. Çünkü Yunanistan'ın münhasır ekonomik bölge talepleri, özellikle de Meis Adası konusundakiler, akla mantığa sığmıyor. Uluslararası hukuk nezdinde de karşılığı olacağını düşünmüyorum ama Yunanistan yine de diplomatik taarruzunu sürdürüyor. Uluslararası hukukun muallakta olmasına rağmen Türkiye'nin hukuku çiğnediğini iddia ediyor. Türkiye son aylarda oldukça yapıcı adımlar attı. Sismik araştırma gemilerini Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin hak iddia ettiği sularda dolaştırmak yerine limanlarına çekti. Bence Mısır şu anda Türkiye'ye destek veriyor. "Bu yapıcı yaklaşımı sürdürürsen belki de Doğu Akdeniz meselesini bizi ayıracak değil de birleştirecek bir hale getirebiliriz" diyor.