Şişli'deki asansör kazası davasında karar çıktı!

Şişli'de 6 Eylül 2014'te 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan asansör kazasına ilişkin 25 sanığın yargılandığı davada, bilirkişi raporuna göre kusurlu sayılan 9 sanığın, "bilinçli taksirle ölüme neden olmak" suçundan 8 yıl dörder ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Bu ceza, sanıkların suçu taksirle işlemeleri ve olayda tali kusurlu sayılmaları gerekçesiyle günlüğü 20 liradan olmak üzere toplam 60 bin 800'er lira adli para cezasına çevrildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 4 tutuksuz sanık katıldı. Davanın müdahili olan 2 kişi de duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada söz alan müdahil taraf avukatlarından Yıldız İmrek, tüm sanıklar yönünden "olası kaste ölüme neden olmak" suçundan hüküm kurulmasını talep ettiklerini ve ceza sorumluluğuna yönelik bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini söyledi. Ölen işçilerden Hıdır Ali Genç'in babası Mustafa Genç de, "Bu iş kazası değil, iş cinayetidir. İnşaatta herhangi bir önlem alınmadığını herkes biliyor. Bütün sanıklardan şikayetçiyim." dedi.

Sırasıyla söz alan sanıklar ise beraatlerine karar verilmesini talep etti. Sanık avukatlarından Mahmut Karabıyık, bilirkişi raporunda Murat Aytimur dışında kimseye sorumluluk yüklenmediğini ve bu açıdan raporun eksik değerlendirme taşıdığını savunarak, asıl sorumluluğun asansörü temin eden Geda Majör firmasında olduğunu, bu firmanın yeterli tedbir almadığını iddia etti.

Bütün raporlarda asansörün sensör ve switchlerin mastan çıkarılması sonucu düştüğünün belirtildiğini anlatan Karabıyık, olay günü saat 09.30'da olay yerinde sanıklardan Turgay Dalgıç'ın bulunduğunu ve asansörü kontrol ettiğinin bilindiğini de anlatarak, asıl sorumluluğun asansör firmasında olduğunu öne sürdü.

Mahkemenin kararı: 9 sanıklar olayda tali kusurlu

Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Önder Türksoy, Ümit Savul, Turgay Dalkıç, Adem Akyıldız, Murat Aytimur, Bünyamin Keskin, Emre Öz, Ahmet Said Demir ve Mert Çanakçı'nın, "10 işçinin bilinçli taksirle ölümüne neden olmak" suçundan, ortaya çıkan kastın yoğunluğu, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığı, suçun işleniş şekli ve fiilin özelliklerine göre onar yıl hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.

Olayda bilinçli taksir olmadığını belirten heyet, sanıkların geçmişlerinde sabıkasız oluşları ve duruşmalardaki davranışlarını dikkate alarak bu cezayı 1/6 oranında indirim yaparak 8 yıl 4 ay hapis cezasına düşürdü.

Verilen 8 yıl 4 ay hapis cezasını, sanıkların suçu taksirle işlemeleri ve olayda tali kusurlu olmalarını göz önünde bulundurarak adli para cezasına çeviren heyet, her bir sanığın ekonomik durumlarına göre günlüğü 20 liradan, 3 bin 40 tam gün olmak üzere toplam 60 bin 800'er lira adli para cezasına çarptırılmasını kararlaştırdı.

Birer ay ara, 24 ay taksit

Sanıkların ekonomik durumu, paranın satın alma gücü ve verilen para cezasının miktarına da dikkat çeken heyet, bu adli para cezasının birer ay arayla ve 24 eşit taksitle ödenmesi hükmü de kurdu. Mahkumiyetine karar verilen sanıkların meslek veya sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolasıyla suç işledikleri tespitinde bulunan mahkeme heyeti, bu sanıkların 3 ay süreyle meslekten yasaklanmalarını da karara bağladı.

Mahkeme heyeti, yargılanan diğer 16 sanık hakkında ise, olayda kusurları bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi.

İddianame

Şişli'de 6 Eylül 2014'te, eski Ali Sami Yen Stadı arazisindeki inşaatta malzeme ve işçi taşıyan asansörün 32. kattan zemine düşmesi sonucu 10 işçinin hayatını kaybetmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Erdal Bağcı tarafından hazırlanan iddianamede, 25 sanık hakkında "taksirle ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 2,5 yıldan 22,5'ar yıla kadar hapis cezası talep ediliyordu.

Soruşturma kapsamında, Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Yunus Emre Torun, Mehmet Torun, Lütfü Vardı, Abdülvahit Kaplan, Tuncer Akarçay, Haluk Okur, Bektaş Ateş ve Özmen Özmenoğlu hakkında ''taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek'' ve ''yargı görevini yapanı etkileme'' suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti.