26.09.2018 - 09:57 | Son Güncellenme:
AA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin, sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davada, sanıkların esasa ilişkin savunmaları alındı.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, esasa ilişkin savunma yapan eski kurmay albay Cemal Turğut, olay tarihinde Genelkurmay Personel Başkanlığı Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanlığında Plan Şube Müdürü olarak görev yaptığını söyledi.
Şubede görevli personelin 15 Temmuz'dan önce YAŞ toplantısına hazırlık nedeniyle sık sık mesaiye kaldığını öne süren Turğut, 15 Temmuz'da da saat 20.00'de gerçekleştirilecek YAŞ hazırlık toplantısı için karargahta bulunduklarını belirtti.
Olay günü saat 20.00 sularında YAŞ provası toplantısının yapılacağı Çakmak Salonu'na geçtiğini ifade eden Turğut, toplantı devam ederken eski General Amiral Şube Müdürü kurmay albay Cemil Turhan'ın toplantıyı bitirip salonun boşaltılmasını istediğini anlattı.
Bunun üzerine odasına geçtiğini aktaran Turğut, bir süre sonra silah sesleri duyduğunu, odasının penceresinden baktığında askerlerin koşuştuğunu gördüğünü öne sürdü. Turğut, bunun üzerine Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi'ni aradığını, telefonu açan kişinin güvenlik tatbikatı yapıldığını söylediğini iddia etti.
İlerleyen saatlerde hareketliliğin giderek arttığını, bir süre sonra uçak ve helikopter sesleri duyulduğunu aktaran Turğut, ne olduğunu öğrenmek için koridora çıktığını, Personel Başkanı İlhan Talu'nun odasına baktığını fakat kapı kilitli olduğu için içeriye giremediğini, bunun üzerine sosyal tesislerin bulunduğu kapıdan bahçeye çıktığını söyledi.
Komuta katına çıktığında daire başkanı Mehmet Partigöç'ü gördüğünü, kendisine ne olduğunu sorduğunda Partigöç'ün, "içeride çatışma çıktığını, olayın ne olduğunu anlamaya çalıştığını" söylediğini dile getirdi.
Savcılık mütalaasında "Genelkurmayda YAŞ toplantısı adı altında toplantı düzenleyip darbecilerin sözde atama listesini görüştükleri" iddiasını da reddeden Turğut, "Bu listenin toplantıdan günler önce hazırlanmış olması gerekir. Saat 21.30'da mesaj olarak çekilecek listeye saat 20.00'de başlayan bu toplantıda karar verilmesi imkansız. Ayrıca toplantıda bu atamalara karar verebilecek rütbede kimse yok." diye konuştu.
Turğut, Genelkurmaydaki güvenlik kameraları kayıtlarının tutulduğu hard disklerin tanklar tarafından ezilmesine refakat ettiği iddiasını da kabul etmedi.
Genelkurmay karargahında silahlı olarak devriye görevi icra ettiği yönündeki savcılık mütalaasını da reddeden Turğut, savunmasında şunları kaydetti:
"Mütalaada silahlı olarak devriye attığım söyleniyor. Bu çok mantıksız. Silah bende 8-10 dakika ancak kalmıştır. Sonrasında Karargah Grup Destek Komutanlığı personeline teslim ettim. Silahı herhangi bir hedefe veya istikamete doğrultmuş değilim.
Tesadüfen yoldan geçerken bulduğum bir silahı emniyet maksatlı elime aldım. Yaptığım, başıboş bir silahı yanlış kişilerin eline geçmesin diye emniyete almamdır. Sırf sabah saatlerindeki silahlı görüntülerimden dolayı karargahtaki tüm işlerden sorumlu tutuluyorum."
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.