15.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
GENÇ GAZETE
KULUMUZUN düzenlediği Bir Taş Masalı Heykel Yarışması, bizleri hem heykel sanatıyla tanıştırıyor hem de sanatın merkezine geziler düzenleyerek ödüllendiriyor. Yarışma için bize taş işçiliğinin inceliklerini göstererek heykelin tasarım sürecinden uygulamaya hangi aşamalardan geçtiği öğretiliyor. Çalışmalarımızı modern sanat atölyelerinde gerçekleştiriyoruz. Heykellerimizi gaz beton maddesi üzerine yapıyoruz. Yaptığımız heykeller ülkemizin saygın tasarımcıları ve heykeltıraşları tarafından değerlendiriliyor. Bu yılki değerlendirmeler sonucunda Helin Hocaoğlu arkadaşımızla birlikte ilk üçe girdik ve St. Petersburg gezisini kazandık.
Sanat ve tarih iç içe
Kültür sanat, tarih ve eğlencenin iç içe olduğu St. Petersburg’u Çar I. Petro, bilinen adıyla “Deli Petro”, 1703’te Rus Çarlığı’nın Avrupa’ya açılan kapısı olması için kurmuş. Şehre bir dönem Petrograd, bir dönem de Leningrad denilmiş. St. Petersburg’un yolları çok düzenli, sarayları çok ihtişamlı, hatta şehirdeki binaların hemen hemen hepsi tarihiydi. Gezi kapsamındaki en önemli durağımız, Titian’dan Leonardo da Vinci’ye, Raphael’e kadar sanat tarihinin pek çok önemli ismine ait eserlerin yer aldığı Hermitage Müzesi’ydi. Biz müzede 3-4 saat geçirdik ve en önemli eserleri görme şansı elde ettik. Ancak müzeyi tam anlamıyla gezmek için en az 2-3 gün ayırmak gerekir diye düşünüyoruz.
200’e yakın saray ve müze var
St. Petersburg’da Hermitage ile birlikte 200’e yakın saray ve müze bulunuyor. Ancak en ünlü tarihi eserlerinden biri, Voskresenia Khristova, halk adıyla “Kanlı Kilise”. İçindeki ve dışındaki mozaiklerle tıpkı masallardaki şatolara benziyordu. Ancak kilisenin hikayesi biraz acıklıydı.
Kilise, Çar II. Alexandar’ın 1881’de uğradığı suikastle ölümcül yara aldığı yere yapıldığı için bu ismi almış. St. Petersburg’a geldiğinizde mutlaka görün. Şehirdeki tekne turu da harikaydı.
Dünyanın en görkemli bahçelerinden birine sahip olan, 64 çeşmesi, 37 yaldızlı bronz heykeli ve 142 fıskiyenin bulunduğu Peterhoff Sarayı da mutlaka görülmesi gereken bir yerdi. Gezi boyunca hem dünyanın en önemli tarih ve sanat eserlerini gördük hem de çok eğlendik. Muhteşemdi. Üstelik burada geçirdiğimiz 4 günün ardından yeni tasarımlar yapmak için motive olduk.
‘Kötü bir dünya bırakıyoruz’
Garanti Bankası Genel Müdürlüğünü bırakıp tarımla uğraşmaya başlayan Akın Öngör, “Türkiye’de kaynak yaratabilme kapasitesinin yüzde 30 üzerinde tüketim yapıyoruz yani sermayeden yiyoruz. Gelecek nesillere kötü bir dünya bırakıyoruz” dedi
Garanti Bankası’nın eski Genel Müdürü Akın Öngör, 55 yaşında emekli olup Manisa’da bir bağ aldı. Şimdi şarap üretiyor. WWF-Türkiye’nin de Onursal Başkanı olan Öngör sularımızın tehlikede olduğunu söylüyor. Ona ne yapmamız gerektiğini sorduk.
Su neden çok önemli?
Suyun ve doğanın hayatımız için değerini gündemimizde çok gerilerde tutuyoruz. Sahip olduğumuz doğanın ve onun sunduğu zenginliklerin kıymetini bilmiyoruz. Ben dünyanın birçok ülkesini dolaştım. Yelkenliyle Atlantik ve Pasifik okyanusunu geçtim. En geride kalmış ada ülkelerinden tutun da en modern toplumlara kadar her yeri dolaştım. İlkel ama doğa saygısı bizden çok daha ileride toplumlar var. Dolayısıyla bu anlayışın ilkokuldan itibaren tüm eğitim hayatında bütünleşik olarak verilmesi, bu kavramların gelişmesi bakımından çok önemli.
Bize yeşil bir dünya kalmayacak mı?
Biz bugün Türkiye’de kaynak yaratabilme kapasitesinin yüzde 30 üzerinde tüketim yapıyoruz yani sermayeden yiyoruz. Gelecek nesillere çok kötü bir dünya bırakıyoruz. n Su kullanırken hangi hatalar yapılıyor?
Ülkemizde suyun kullanımında çok hata yapılıyor. Toplam suyun yüzde 70’i tarımda sulama için kullanılıyor. Yanlış sulama yapıldığı için israf edilen su miktarı oldukça fazla. Damla sulamaya geçmek gerekiyor. Sularımızı koruyabilmemiz için kullanılmış su, kanalizasyon ya da atık suları arıtarak yeniden doğaya kazandırmalıyız.
Nasıl önlem almalıyız?
Bu noktada atıklarımızın arıtılması en öncelikli. Ülkemizin pek çok sanayi bölgesinde su arıtılmadan doğaya salınıyor. Arıtılmadan atılan her bir litre pis su, sekiz litre temiz suyu bozuyor. Ben çocukken Türkiye su zengini bir ülke olarak biliniyordu. Bugün kişi başına senede 1400 litre su düşüyor. Bu çok düşük bir rakam, 1000’in altı tehlike çanları çalar. Biz bu noktaya 3000-3500’lerden geldik. Nüfus arttıkça ve kullanımlar çoğalınca bu sayılar daha da gerileyecek. Su duyarlılığı konusunda herkesin yapması gerekenler var. Üzerimize düşeni yapmazsak doğanın tokadı çok sert olur.
Bizler neler yapmalıyız?
Sizlerin bu konuda çok daha aktif olması gerekiyor. İleride bizleri siz idare edeceksiniz ve yaşanılası bir ülkemiz olması için siz gençler bütünleşik olarak hareket etmeli, iyi örgütlenmeli ve büyüklerinizi şimdiden bilinçlendirmeye başlamalısınız.
Teknoloji müzesini gezdiniz mi?
Ben ve arkadaşlarım, teknolojiyle doğduk ve onunla büyüdük. Şimdi eğitimde de teknoloji çok önemli. Artık devlet okulları da dahil hemen hemen tüm okullarda tablet, akıllı tahta gibi teknolojik aletler kullanılıyor. Bu bence güzel bir uygulama. Bizim teknoloji konseptli Tuzla Kampüs’ümüz, eğitimi teknolojiyle bütünleştiriyor. Örneğin ‘Intel Müze Katı’ ve buradaki cihazlar hepimizin çok ilgisini çekti. ‘Intel Müze Katı’nda ‘kinect’ ile micro işlemci yapısı ve çalışma mantığını algılayabiliyor, ‘sphero’ ile eğlenceli labirent etkinliği gerçekleştirebiliyor ve Oculus ile DNA yolculuğu yapabiliyoruz.
Farklı cihazlar var
Kampüsümüzün müze kısmı başka okullardan öğrencilere de açık. Gezmek isteyen arkadaşlarımız önceden rezervasyon yaptırarak müzemizi gezebilirler. Buradaki cihazları tüm öğrenci arkadaşlarımın da deneyimlemeli diye düşünüyorum. Bu nedenle buradaki cihazları sizler için anlatmak istedim.
* Binary Rain: Kinect teknolojisini kullanarak kişinin hareketiyle sisteme yön verdiği bir ekipman.
* Tuslana: Bir sayının zincirleme olarak sırasıyla hangi aşamalarından geçtiğini gösteren dokunmatik cihaz.
* Etkileşimli Binary Sistem Uygulaması: Bilgisayara girilen her karakterin ikilik sayı sistemine göre ekranda görüntülendiğini gösteren cihaz.
* Sphero: Akıllı cihazların yönetilebildiği ve farklı alanlarda kullanılabildiği bu teknolojide çeşitli yarışmalar düzenlenerek biz öğrencilerin stratejik düşünmesi sağlanıyor.
* Oculus: Dünyayı 360 derece sanal gerçeklik olarak sunan bir teknoloji. 3 boyut teknolojisini kullanarak kişiye anı yaşatma gibi bir etki bırakıyor.
* Cinemizer: Dış dünya ile ilişkinin kesildiği bu cihaz ile sinema salonu efekti yaratılıyor ve çeşitli eğitim içerikleri burada gösteriliyor.
DOĞA’DAN HABERLER
Dilekleri gerçek oldu
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ağrı Doğu Beyazıt’taki kardeş okulumuz Esnemez Anaokulu ve İlkokulu’ndaki arkadaşlarımızın yeni yıl dileklerini yerine getirdik. Onlardan bir zarf içinde gelen dilekler doğrultusunda 38 koli yeni yıl hediyesiyle 8 bisikleti arkadaşlarımıza ulaştırdık. Bu yıl da arkadaşlarımızın dileklerini yerine getirmek için çalışacağız.
Kocaeli’nden Erzurum’a sevgi köprüsü kurduk
Erzurum Hınıs Lisesi öğretmenlerinin yardımıyla ihtiyaçları tespit edilen arkadaşlarımıza Kocaeli Doğa Anadolu Lisesi öğrencileri olarak çeşitli hediyeler hazırlayıp gönderdik. Öğrenci Meclisi tarafından paketlenen hediyeler önce Erzurum Hınıs Lisesi öğretmenlerine, oradan da köy okullarında okuyan ihtiyaç sahibi arkadaşlarımıza ulaştırıldı.
Kristalografi sergisi açtık
Birleşmiş Milletler ve Unesco 2014’ü Kristalografi Uluslararası Yılı ilan etmişti. Lara Doğa Koleji öğrencileri olarak biz de rengarenk kristallerden oluşan bir sergi düzenledik. Kristalografi mineralojinin bir dalı olup minerallerin şekillerini ve iç yapılarını inceliyor. Enerji üretiminden sağlığımızın korunmasına yaşamımız için önem taşıyan kristalografiye dikkat çektiğimiz sergimiz büyük ilgi gördü.