05.05.2013 - 05:26 | Son Güncellenme:
Soren Kirkegaard Vaoluşçuluk tabirini modern anlamda kullanan ilk filozoftur.
Kopenhag'ta 1813 yılında doğmuş ve bütün eserlerini Danca yazmıştır. Bu yüzden yaşadığı sırada fikirleri çok az kişiye ulaşmıştır.
20. yy başlarında eserlerinin Almancaya tercüme edilmesiyle beraber tüm dünyada fikirleri bilinir hale gelmiştir.
Ona göre düşünüş bir iç yolculuktur. Ve bu iç yolculuk özerinden kişinin öznelliğine yani bireyselliğe ulaşılır. Öznellik olmadan somutluk olmaz ona göre zaten soyut düşünüşün karşısına somut düşünüşü koymuştur.
Zamanı ise varoluş anları üzerinden tanımlar.
Sokaklarda gezerek insanlara bildiklerini anlatmaya çalışmıştır. Bu yüzden adı Kopenhag'lı Sokratese'e çıkmıştır
Bazı sözleri
* Kadının erkekten daha duyusal olduğunu, onun vücüt yapısı bile gösteriyor.
* Çünkü ebediyen vazgeçmiş olan kendi kendine yeter.
* An, zamanın ve ebediyetin birbirini dokundukları bir belirsizlik.
* Benim için hakiki olan bir hakikat bulmalıyım. Yaşayıp uğruna ölmek isteyeceğim bir fikir.
* Bir kızı baştan çıkarmak bir şey değil, ama baştan çıkarılmaya değen bir kız bulursan şanslısın.
* Felsefenin dediği doğru. Hayat geriye doğru anlaşılır. Ama burada bu cümleyi unutuyoruz: İleri doğru yaşanmalı!
* Süpürün beni.Son sözleri - 11. Kasım 1855
* Evlen! Pişman olacaksın. Evlenme... Yine pişman olacaksın.
* Akıl azaldığı oranda kaygı da azalır.
* Canı sıkılan herkes değişim istiyor.
* Nedir bir şair? İç çekmelerini ve çığlıklarını güzel bir müziğe dönüştüren dudaklara sahip olan, fakat ruhunda gizli acılar barındıran mutsuz bir insan.
* Neler gelecek? Gelecek ne getirecek? Bilmiyorum, hiç bir tahminim de yok. Bir örümcek sabit bir noktadan nedenlerden dolayı sonuçlara doğru düşerken önünde hep boş bir mekan vardır ve hiç bir yere tutnamaz, her ne kadar çırpınsa bile. Ben de kendimi öyle hissediyorum; önümde hep boş mekan; ileri doğru sonuçlara doğru yol almamı sağlayan arkamda kalmış nedenler var. Bu hayat korkunç, dayanılacak gibi değil.
* Her kötülüğün başı can sıkıntısıdır.
* Aslında avarelik hiç de kötülüklerin anası değildir, tam tersi, neredeyse tanrısal bir hayattır, yeterki can sıkıntısına kapılma.
* Büyüklük şu ya da bu olmak değil, kendin olmaktır.
* Karşılaştırma eylemi mutluluğun terki ve memnuniyetsizliğin başlangıcıdır.
* Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir.
* Bir erkek hiç bir zaman bir kadın kadar acımasız olamaz.
* Bütün düşüncenin en yüksek çatışkısı, düşüncenin, düşünemeyeceği bir şey bulma çabasıdır.
* Hayvani itkilerin kendiliğindenliği azaldığında ve düşünce ortaya çıktığında, irade sorgulanır.
Kitapları şunlardır:
Korku ve Titreme
Baştan Çıkarıcnın Günlüğü
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
İroni Kavramı
Kaygı Kavramı