Gündem‘Onur işkence kurbanı oldu’

‘Onur işkence kurbanı oldu’

03.07.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

İki kez gözaltına alınan ve üçüncü kez çağrıldığında canına kıyan 28 yaşındaki Onur Yaser Can’ın ailesi oğullarının poliste işkence gördüğü için intihar ettiği iddiasıyla dava açtı

‘Onur işkence kurbanı oldu’

Esrar satın aldığı iddiasıyla geçen yıl 2 kez gözaltına alınan ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can (28), üçüncü kez ifade için emniyete çağırıldığı gün evinin bulunduğu üçüncü kattan atlayarak intihar etti. Oğullarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi’ndeki sorgu sırasında işkence gördüğünü iddia eden ailenin suç duyurusuna takipsizlik kararı veren savcılık, Narkotik Şube’deki bilgisayarların imaj kayıtlarını dikkate alarak, “resmi belgede sahtecilik” suçundan iki polis memuru hakkında dava açtı.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davanın ilk duruşması 15 Temmuz’da. Can ailesinin avukatı Ercan Kanar, takipsizlik kararına itirazlarının kabul edilmemesi halinde AİHM’e başvuracaklarını söyledi.

‘Evrakta eksik var’ diye çağırdılar
ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can (28), 2 Haziran 2010’da Harbiye’de uyuşturucu satın aldığı iddiasıyla Narkotik Şube ekiplerince gözaltına alındı. Emniyet çıkışında arkadaşlarına çırılçıplak soyulduğunu, yere çökertiltiğini ve hakarete uğradığını anlattığı iddia edilen genç mimar, nöbetçi savcının “İfadesini alıp bırakın” talimatına rağmen iki gün sonra tutanaklarda eksiklikler olduğu gerekçesiyle yeniden ifade vermeye çağrıldı.
İkinci kez ifade verdiği şubeden ayrılırken avukatına, müvekkilinin emniyete tekrar gelmesi gerekebileceği söylendi. Can, üçüncü kez ifade için şubeye çağırıldığı 23 Haziran’da evinin bulunduğu üçüncü kattan çırılçıplak atlayarak intihar etti. İddiaya göre, ambulans geç geldi. Götürüldüğü Şişli Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi müdahalede bulunmayarak Can’ı başka yere yönlendirdi. Hastaneye yetiştirildiğinde kurtarılamayan genç, iç kanamadan 24 Haziran’da hayatını kaybetti.

‘Üç kere çağrı hukuka aykırı’
Milliyet’e konuşan avukat Ercan Kanar, savcılığın dosyayı bir yıldır ihmal ettiğini savunarak, şöyle konuştu:
“Böylesi basit bir suçta üç kez emniyete çağırmak hukuka aykırı. Narkotik Şube hakkında işkence ve cinsel saldırı, ilgili hastane görevlileri hakkında da geç müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduk. Dosya savcılıkta bir yıl kaldı. Sonunda 4 polise işkence suçundan takipsizlik kararı verildi. Üç tane savcı değişti.
Sorgu odasının kamera kayıtları ve bilgisayarların imaj kayıtlarının incelenmesi taleplerimiz yerine getirilmedi. Sadece iki polis hakkında evrakta sahtekarlıktan dava açıldı. Oysa bizim suç duyurumuz işkence idi. Takipsizlik kararına itiraz ettik. Eğer oradan ret gelirse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğiz.”
Gördüğü işkence nedeniyle oğullarının intihara sürüklendiğini iddia eden anne Hatice Can, “Oğlumuz ‘Memleketimde kalıp neler yapabileceğimi görmek istiyorum’ demişti ama bu memleket onu toprağa bastı” diye konuştu.