Ankara’ya gitmek üzere bindiği aracında fenalaşarak hastaneye kaldırılan ancak kurtarılamayan gazeteci Mete Akyol (81), dün Büyükada’da düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi.
Basın Şeref Kartı sahibi gazeteci ve yazar Mete Akyol, geçtiğimiz Perşembe günü sabahı Ankara’ya gitmek için Ataşehir’deki evinden çıkarak aracına binmiş, direksiyon başında fenalaşarak hastaneye kaldırılmış ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Akyol için dün Büyükada Hamidiye Camii’nde cenaze töreni düzenlendi.
‘Sözün bittiği yer’
Törende Akyol’un eşi Gülçin ile oğlu Ufuk Akyol, taziyeleri kabul etti. Akyol’un oğlu Ufuk Akyol, “Beklemiyorduk. Her ne kadar 81 yaşında olsa da kötü bir sürpriz oldu. Takdiri ilahi. Keşke diyecek bir şey olsaydı. Sözün bittiği yer” dedi.
Cenaze törenine, Akyol’un yakınlarının yanı sıra TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ile eşi Tufan Türenç, işadamı Ali Sabancı, meslektaşları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Akyol’un cenazesi, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Büyükada Mezarlığı’nda toprağa verildi.
DOSTLARI ve MESLEKTAŞLARI DUAYEN GAZETECİYİ ANLATTI:
‘Sandalyemi Silivri’ye taşıyorum’İşadamı Ali Sabancı, “Mete amcamız ülkesini çok severdi. Ailesini, insanları severdi. Annem ve babamın da 65 yıllık arkadaşlarıydı. Şimdi duydum ki ben doğduğumda gazeteye ilan vermiş, ‘Şevket Sabancı’nın bir erkek oğlu’ diye” dedi.
Oktay Ekşi ise Akyol’un gazetecilik dünyasının en önemli yeteneklerinden biri olduğunu belirterek, “Birinci günden dahi insana ‘Karşımda gazetecilik açısından müstesna bir kişilik var’ diyecek kadar belirgindi yetenekleri. Profesyonel anlamda beraber çalışan ilk arkadaşlarından biriyim. 19-20 yaşlarında çektiği fotoğraflarda başarılıydı. Sonra unutulmaz röportajlara imza attı. Onun yeteneğini en iyi değerlendirenlerden biri rahmetli Abdi İpekçi’ydi. Çünkü onu Milliyet’e aldı. Ve orada harika röportajlar yapmasına imkan verdi.” diye konştu.
‘Nöbeti o başlattı’
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç de “Aşıktım onun kelimelerine, kelimelerle oynamasına. En
son da ‘Umut Nöbeti’ni beraber yaptık. Bir akşam
telefon etti. ‘Pınar ben sandalyemi Silivri’nin önüne atıyorum’ dedi. Umut Nöbeti öyle başladı Silivri kapısında. O öncüydü. Biz onun öncülüğünü devam ettiren gazetecilerdik” ifadelerini kullandı.
Eski 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon da “Ülkemiz çok büyük bir değeri yitirdi. 1964’ten bu yana dostumdu. Türkiye’nin duayen gazetecisini yitirdik. Çok zor yetişen insanlardan bir tanesiydi” dedi.