GündemNobel’in kazananları Polonya ve Avusturya

Nobel’in kazananları Polonya ve Avusturya

11.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Nobel Edebiyat Ödülü bu yıl iki yazara gitti. 2018 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Polonyalı yazar Olga Tokarczuk olurken, 2019 Nobel Ödülü Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verildi...

Nobel’in kazananları Polonya ve Avusturya

Tarihi boyunca prestiji kadar skandallarıyla anılan Nobel Ödülleri ile ilgili zaman zaman yolsuzluk, taraf tutma gibi iddialar gündeme gelse de ödülleri en çok sarsan olay, geçen yıl yaşanan cinsel taciz skandallarıydı. #MeToo hareketinin gücüyle ortaya çıkarılan tacizlerin ardından istifalar verildi, tacizciye davalar açıldı ve İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi ödüllerin itibarını daha fazla zedelememek adına 2018 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nün düzenlenmeme kararı aldı. Geçen yılın kazananının da ödülünün 2019’da verileceği, böylece Nobel Edebiyat Ödülleri’nin bu yıl iki isme birden takdim edileceği duyuruldu.

Haberin Devamı

Yaşam boyu üyelik bitti

Ancak bu süreçte de spekülasyonlar hiç eksik olmadı ve İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi daha şeffaf bir yöntemle ilerleme kararı aldı. 200 yıldan fazladır uygulanan akademi üyelik kuralları değiştirildi ve yaşam boyu üyelik şartı kaldırıldı. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nin başkanlarından Anders Olsson’ın açıklamalarına göre ödüller eskiden daha Avrupa merkezci bir tutumla veriliyordu. Bu tutumdan uzaklaşılacaktı. En önemlisi de eskiden erkek yazarlara ağırlık veren bir bakış açısı hakimdi. Olsson, artık kadın yazarların merkezde olduğu bir anlayışla ilerleyeceklerinin altını çiziyordu.

Yeni sekreter duyurdu

Nobel Edebiyat Ödülleri, dün Türkiye saatiyle 14.00’te Stockholm’deki İsveç Akademisi Binası’nda duyuruldu. İsveç Kraliyet Akademisi Daimi Sekrteri Mats Malm kazananları anons etti. İsveç ve İngilizce dillerinde açıklayan Malm, 2018’in kazananının Olga Tokarczuk, 2019’un kazananın ise Peter Handke olduğunu söyledi. Geçen yılın kazananı Olga Tokarczuk’a ödül verilmesinin gerekçesi “Yaşanmışlıklara tutkuyla yaklaşarak sınırları geçmenin bir yaşam biçimi olduğunu temsil eden anlatımı ve hayal gücüyle kazandı” sözleriyle duyuruldu. 2019’un kazananı olan Peter Handke’nin ödülü alma gerekçesi ise şöyle açıklandı: “Kendine has bir dille insan deneyimini etraflıca ve en ince detayıyla kaleme alan Handke lham verici eserleri ile bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü.”

Haberin Devamı

Ödül komitesi geleneklerden kopamıyor mu?

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nin başkanlarından Anders Olsson, ödüllerin verilmesine kısa bir süre kala Nobel Ödülleri’nin resmi Youtube kanalından bir video yayınladı.

Olsson’ın açıklamalarına göre 200’den fazla isim arasından bir değerlendirme yapıldı ve 8 kitap kısa listeye kaldı. Bu kısa listedeki kitaplar bütün komite tarafından okundu. Seçim sürecinin sancılı geçtiğini ancak yine de sonuçtan memnun olduklarını ifade eden Olsson, “Seçim kriterlerimiz değişti, bakış açımızı genişlettik ve Avrupa merkezci yaklaşımdan uzaklaştık. Eskiden ödüllerde erkeklere ağırlık veriliyordu ancak biz kadınlara öncelik tanıyacağız” diyordu. Böylece 2018’in ödülü bir kadın yazara gitti. Ancak ödüllerin iki kazananı da Avrupalı oldu. Komite kendisinden bekleneni, yani Avrupalı olmayan bir yazara ödül vermeyi seçmedi. Bu da komitenin hâlâ gelenekçi yapıdan kopamadığını kanıtladı.

Haberin Devamı

Nobel’in kazananları Polonya ve Avusturya

‘Geçmişin psikoterapisti’ OLGA TOKARCZUK

1962 yılında Polonya’da öğretmen bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Tokarczuk’un kitaplarla tanışmasına babası vesile oldu. Öğretmenliğin yanı sıra kütüphanede de çalışan babası sayesinde küçük yaştan itibaren kitaplarla haşır neşir olan yazarın edebiyat serüveni de böylece başladı. Varşova Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi alan yazar, 1993 yılında ilk kurgu kitabı olan “The Journey of The Book-People”ı yayımladı. 17’nci yüzyılda geçen kitabıyla ülkesinin edebiyat otoritelerinin dikkatini çekmeyi başaran yazar Polonyalı Yayıncılar Ödülü’ne değer görüldü. 1996’da ikinci kitabı “Primeval and Other Times”ı yayımladı. Bu tarihi roman bir üçlemenin de ilk halkasıydı. Yazar sonrasında en az iki yıl arayla olmak üzere bugüne dek toplamda 16 kitap yayımladı. Geçen yılın Uluslararası Booker Roman Ödülü’nü kazanan Olga Tokarzcuk, politik duruşuyla bilinen bir yazar. Polonya hükümetinin sağcı tutumunun tam karşısında yer alan ve kitaplarıyla ulusalcılığa ağır eleştiriler getiren yazar, toplumların geçmişlerini nasıl görmek istiyorlarsa öyle gördüklerini söylüyor ve yazdığı tarihi romanlarla okurlarını tarih üzerine eleştirel düşünmeye ittiğini belirtiyor. Yazar, New Yorker’a verdiği röportajında kendisini “Geçmişin psikoterapisti” olarak gördüğünü de ekliyor. Tokarczuk’un Türkçede iki kitabı bulunuyor: “Koşucular” (Alabanda Yayınları), “Aç Gözünü Artık Yaşamıyorsun” (Kalem Kültür). 

Haberin Devamı

Nobel’in kazananları Polonya ve Avusturya

Eleştiri oklarının hedefi PETER HANDKE

Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki kazananı Peter Handke 1942, Avusturya doğumlu. İlk romanı “Eşekarıları” (Die Hornissen) 1966’da yayımlandı. İlk oyunu “Kaspar” ise 1968’de sahnelendi. Oyun, Handke’yi savaş sonrası kuşağın önemli genç yazarlarından biri konumuna getirdi. Bu oyunu “Seyirciye Hakaret”, “Konstanz Gölünün Üzerinden Geçiş” gibi oyunlar izledi. Handke, bundan sonraki dönemde romanlar ve denemeler yayımlayarak kuşağının en verimli yazarlarından biri olduğunu kanıtladı. Denemelerini topladığı kitaplar arasında “Ben Fildişi Kulede Oturuyorum” ile dikkatleri üzerine çekti. Türkiye’de de en çok bilinen romanı “Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi”, yönetmen Wim Wenders tarafından sinemaya aktarıldı. Sinemayla yakından ilgilenen ve senaryo da yazan Handke; bugüne dek roman, şiir, öykü, oyun, deneme başta olmak üzere 80’den fazla eser kaleme aldı.

Haberin Devamı

Handke, 1995’te Sırbistan’a ve Bosna’nın Sırp kesimine yaptığı yolculuk notlarını ve izlenimlerini yazdığı kitabı “Tuna, Sava, Morava ve Drina’ya Bir Kış Yolculuğu” ile eleştiri oklarının hedefi olmuştu.

43 ay süren Bosna Savaşı’nın son yılı olan 1995’te kitabını kaleme alan yazar, şeytanın avukatlığına soyunduğu ve savaş anındaki gerçekliklerle yüzleşmediği gerekçesiyle dikkatleri üzerine çekmişti.

Komite, bu tercihinden dolayı pek çok edebiyat otoritesi ve tarihçiler tarafından ağır şekilde eleştiriliyor.