14.03.2022 - 13:29 | Son Güncellenme:
Eda Şahin / İSTANBUL (DHA)
103 emekli amirale "Anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde emekli amiraller Atilla Kıyat ve İbrahim Akın talimat yoluyla ifade verdi. Amirallerin yakınları da duruşma salonunda yer aldı.
Emekli tuğamiral İbrahim Akın ifadesinde, "Kamuoyu duyurusunun esasını oluşturan konular 2021 yılının Mart ayında ülke gündeminde yeniden yer almaya başlamıştır. Bizler gibi birçok meslek grubunun ciddi tepkisine ve ağır eleştirilerine maruz kalan bu konular Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılabileceği ve üniformalı muvazzaf bir amiralin resmi makam aracıyla gittiği tarikat evindeki sarıklı ve cübbeli fotoğraflarının basına yansımasıdır. Kamuoyu menfaatini öngören ve mesleki sorumluluğumuzu yansıtan ilgili duyuruda herhangi bir şiddet söylemi, suç unsuru veya iddia edilenin aksine iktidar aleyhine kalkışmaya teşebbüs olarak yorumlanabilecek bir ifade de mevcut değildir. Beraatımı istiyorum" dedi.
"İSMİ DUYURUDUR, BİLDİRİ DEĞİL"
Duruşma sonrasında basın açıklaması yapan İbrahim Akın, "Çok barışçıl ve dostane hazırlanmış bir kamuoyunu aydınlatma metnidir 'Amiraller Duyurusu'. İsmi de 'Amiraller Duyurusu'dur, bildiri falan değildir. Bize atılan suçu kabul etmiyoruz. Bu duyuruda verilen iki konu da, Montrö konusu da muvazzaf bir amiralin kendi resmi arabasıyla bir tarikat evinde fotoğraf vermesi mevzusu da her ikisi de mesleğimizi ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla amiraller tarafından mesleki gereklilikle böyle bir duyuru yapılmıştır" diye konuştu.
"TAMAMEN KENDİ İRADEMLE İMZALADIM"
İbrahim Akın'dan sonra emekli koramiral Atilla Kıyat mahkemeye çıktı. Kıyat savunmasında, "Duyuruyu ve altındaki isimleri dikkatle okudum. Duyuruya destek vermem ve imzalamam istenmedi. Tamamen kendi irademle imzaladım. Bütün darbe ve darbe teşebbüslerini yaşayarak gördüm. Özellikle Ergenekon ve Balyoz kumpas davaları sırasında arkadaşlarımı görsel ve yazılı medyada savunurken bütün darbelere karşı olduğumu, darbelerin ülkeye ve özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerine zarar verdiğini her platformda dile getirdim" dedi. Söz konusu duyuruda darbe ya da darbe teşebbüsü niteliğinde herhangi bir söz görmediğini belirten Kıyat, "Eğer böyle bir söz veya çağrı görseydim ismimin yazılmasını istemezdim. Ayrıca çoğu benden yaşça rütbe olarak küçük olan kişilerle görüşüp duyurunun yayınlanmaması için onları ikna ederdim. Duyuru bana göre Anayasa'nın 26. maddesindeki ifade özgürlüğü hakkımızın kullanılmasıdır. Hakkımda beraat karar verilmesini istiyorum" şeklinde konuştu.
Atilla Kıyat duruşma sonrasında, "Bir yıl kadar önce yine bir Ukrayna-Rusya krizinin yaşandığı bir zamanda bu duyuruyu yayınlamıştık. Zaman ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. O günlerde Montrö duyurusu nedeniyle bize etmedikleri hakaretleri bırakmayanlar, bugün Montrö ile yatıp Montrö ile kalkıyorlar" diye konuştu.