Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr- Birinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Avrupa’da gizemli bir hastalık türü ortaya çıktı. Bu hastalık öyle bir hastalıktı ki milyonlarca insanın canını aldı, üstelik bu yalnızca 'uyumak' gibi masum bir şekilde oldu. Bu gizemli hastalığa yakalananların hareket kabiliyetleri sınırlandı ve uzunca bir süre konuşamadılar. Uzun süren hareketsizlik ve sessizlik beraberinde uykuyu getirdi ve hastalık böylece başlamış oldu.
İlk bakışta masum gibi görünen uyku hali, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupalılar için tam bir kabusa dönüştü. Sebebi çok uzun yıllar anlaşılamayan 'uyku hastalığı', insanları öylesine yordu ki bu hastalığa yakalananlar ya felç kalarak hayatlarına bir heykel gibi devam ettiler ya da hareketsiz kalarak hayatlarını kaybettiler.
SAVAŞIN ORTASINDA ÇIKAN HASTALIK
Uzmanlar milyonlarca kişinin hayatına sebep olan bu hastalığı araştırmak için var gücüyle çalıştılar. Dönemin uzmanlarından bir kısmı bu hastalığın Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra değil de tam da savaş esnasında olduğunu düşündüler. Savaş yıllarında Paris'te bir hastanede sayısız askerde görülen tembellik ve uykusuzluk davranışlarını da bu düşünceye gerekçe olarak gösterdiler. Doktorların iddialarına göre, Birinci Dünya Savaşı'ndan dönen askerler birden fazla hastalığı da beraberinde getirdiler. Askerlerden biri herhangi bir tanı konulamayan hastalığa yakalandı. Bahsi geçen askerde sürekli uyuma hali gözlemlendi. Kısa bir süre sonra bu hastalık 60 asker de daha görüldü. Doktorların tanı koymak için yaptıkları her çalışma başarısızlıkla sonuçlandı.
HASTALIK SİVİLLERDE DE GÖRÜLDÜ
Birinci Dünya Savaşı'ndan dönen askerlerde görülen bu hastalık kısa bir süre sonra sivillerde de görülmeye başladı. Viyana'daki bir nörolog tarafından bu durum fark edildi. Hastalık öylesine yayıldı ki kısa bir süre içerisinde tüm klinikler benzer şikayetlerle giden hastalarla doldu. İnsanlar, yemek masasında, yürürken ve konuşurken bir anda uyuyakalıyorlardı üstelik sebebi de bilinmiyordu.
‘UYKU HASTALIĞI’NI UNUTTULAR
Dönemi kasıp kavuran hastalıklara bir yenisi eklenince uzmanlar odaklarını bir diğer hastalık olan İspanyol gribine çevirdiler. O yıllarda yaklaşık 50 milyon kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan İspanyol gribi gelince, uyku hastalığı bir süreliğine konuşulmayı bıraktı fakat vakalar devam etti. Uzmanlar İspanyol gribi ile ilgilenirken, 1917 yılında sinir hastalıkları uzmanı Avusturyalı Doktor Constantin Von Economo, uyku hastalığıyla ilgili belirtilerini içeren bir rapor hazırladı.
Gerekli incelemeler sonucunda Von Economo, uyku hastalığının baş ağrısı ve halsizlikle başladığını beraberinde uykusuzluk ve hareketsizliği getirdiğini ve ölümle sonuçlandığını söyledi. Yapılan araştırmada hastalığın belirtilerinin yaygın olması ile ilgili elde edilen veriler beraberinde birçok kafa karışıklığını getirdi.
HASTALIĞIN ÖNÜNE GEÇİLEMEDİ
Doktor Constantin Von Economo'nun yaptığı çalışmaya göre o yıllarda hastalık çok hızlı bir şekilde yayıldı ve önlenemedi. İspanyol gribi ile benzer belirtiler gösteren bu hastalık özellikle 15-35 yaş arasındaki bireyleri etkiledi.
BEYİNDE BİR ŞİŞLİĞE SEBEP OLDU
Milyonlarca insanın hayatını etkileyen bu hastalığın karanlık yönlerini aydınlatmak için çalışan Von Economo, uyku hastalığından ölen bir kişi üzerinde yapılan otopside insan beyninde kişinin birçok hareketini engelleyebilecek bir şişlik fark etti. Bu şişlik açlık, kızgınlık ve acı gibi duyguların yer aldığı ön beyin bölgesi olan Hipotalamus'taydı. Von Economo'nun elde ettiği veriler sonucunda Viyana'da bu hastalık 'Letarjik Ensefalit' olarak adlandırıldı. Hastalık yalnızca Viyana ile sınırlı kalmadı zamanla dünyanın birçok yerinde vakalar görüldü.
ADI 'GİZEMLİ HASTALIK' OLARAK KALDI
Elde edilen verilere göre uyku hastalığına yakalananların üçte biri hayatını kaybetti. Üçte biri felç geçirdi veya engelli olarak yaşamına devam etti. Geri kalan kısım ise nasıl olduğu bilinmeyen bir şekilde hastalıktan kurtularak iyileşti. Kaydedilen bilgilere göre bu hastalık sonucunda 1 milyon insan hayatını kaybetti ve milyonlarca insan da adeta bir heykel gibi donmuş bir şekilde hayatına devam etti. O yıllarda yapılan tüm çalışmaların sonucunda, ansızın gelen hastalık yıllar içinde azalarak kayboldu. Dönemin şartları ve bir yandan başka büyük bir salgının da var olması nedeniyle yeterli çalışma sağlanamayan 'uyku hastalığı' gizemli hastalık olarak tarihe, 'Letarjik Ensefalit' olarak da literatüre geçti.
'LETARJİK ENSEFALİT' NEDİR?
Ensefalit ya da bir diğer adıyla beyin iltihabı, Nörolojikdisfonksiyon ile ortaya çıkar ve yaygın nedeni ise viral enfeksiyonlardır. Ensefalit gerçekleştiğinde ateş, baş ağrısı gibi basit belirtiler görülebildiği gibi hiçbir belirti de göstermeyebilir. Bazı kişilerde, kafa karışıklığı, nöbet, koordinasyon kaybı, görme veya işitme duyularında sıkıntıya sebep olabilir. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, beyin iltihabı için en savunmasız olan gruptadır. Ensefalit yani beyin iltihabı belirtileri, genellikle ani ve şiddetli gelişir.
Belirtiler genel olarak ateş, baş ağrısı, kaslarda ve eklemlerde hissedilen ağrı, yorgunluk, bitkinlik halidir. Fakat bazı bireylerde belirtiler daha ağır seyredebilir ve ajitasyon, halüsinasyonlar, nöbetler, his kaybı veya felç, ışık hassasiyeti, sinirlilik, kas güçsüzlüğü, konuşma, işitme problemleri, bilinç kaybı ve hatta koma ile kendini gösterebilir. Ensefalit kaynaklı ortaya çıkan komplikasyonlar ciddi olduğu için mutlaka hastanede tedavi edilmesi gerekir. Tedavi şekli ise yaşa, hastalık durumuna bağlı olarak planlanır.