05.02.2024 - 12:05 | Son Güncellenme:
Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ (DHA)
6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş’taki 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanları, o gece aldıkları ihbarlara sağlık ve kurtarma ekiplerini sevk
ederek hayatlarının en kritik görevlerinden birini yaptı. Bu çalışanlardan biri de Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı personeli Mehmet Demir idi. Demir, oğlu enkaz altında olmasına rağmen arama kurtarma ekiplerine katıldı.
EN ACI İHBAR EŞİNDEN GELDİ
Saat 04.17’de meydana gelen depremin ardından sayısız ihbar alan Mehmet Demir, il genelindeki itfaiye ekiplerini depremin yerle bir ettiği binaların bulunduğu adreslere yönlendirdi. Demir, depremden yaklaşık yarım saat sonra mesleki hayatının en acı ihbarını eşinden aldı. Eşi, Mevlana Mahallesi’ndeki yatılı hafızlık Kur’an kursundaki çocukları Muhammed Nejat ile yeğeni Tayfur Kayra’nın (12) enkaz altında kaldığını belirterek Mehmet Demir’in yanına gelmesini istedi. Eşine çok sayıda ihbar aldığını belirten Demir, ekipleri yönlendirmesi gerektiği için gelemeyeceğini söyledi. Mehmet Demir, 6 saat sonra 112’den ayrılarak Kur’an kursu enkazına gitti ve yapılan çalışmaların ardından enkazdan oğlu ve yeğeninin cenazelerini çıkardı.
‘BUGÜN, SINAV GÜNÜMÜZ’
1 yıldır oğlunun ve yeğenin acısıyla görevine devam eden Mehmet Demir, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
“6 Şubat günü Kahramanmaraş 112’de görevliydim, nöbetteydim o gece. 04.17’de deprem oldu, depremin etkisiyle biz dışarıya çıktık 112 personelleri hep birlikte. Dışarıya çıktığımızda 112’ye yakın evlerden çığlık, yardım sesleri geliyordu. Akıbetinde tekrar 112 içerisine girmemiz gerektiğini, ihbarları alıp sağlık itfaiye, jandarma ekiplerini olaylara müdahale etmek üzere ekipleri yönlendirme kararı aldık. İhbarlardan enkaz altında olanları kırmızı kalemle enkazdan çıkanları mavi kalemle durum konum bilgilerini not etmeye başladım. Diğer illerden gelecek takviye ekiplere sağlıklı bilgi verme adına notlar almaya başlamıştım, yarım saat geçmedi beni eşim aradı. Oğlum Muhammed Nejat ile yeğenim Tayfur Kayra’nın yatılı olarak kaldığı Kur’an kursuna çocukları almak üzere gittiklerini ama Kur’an kursunun göçük vaziyette olduğu bilgisini verdi. Bu esnada ben birçok ihbar almıştım ve aynı zamanda aldığım ihbarları Kahramanmaraş’taki tüm itfaiye birimlerini yönlendiriyordum. Bırakıp gidemedim orayı. Eşime de söyledim, ‘Çok fazla ihbar aldım, tüm ekip sahada. Aldığım ihbarları arkadaşlara iletmek zorundayım. Tüm bilgiler şu an ben de mevut, yani burayı bırakırsam bir sürü yardıma muhtaç insanın vebalini almış oluruz. Devletin bu zamana kadar bize emeğin, verdiği maaşın bugün sınav günümüz. Biz bugün burayı bırakırsak olmaz’ dedim. Orada bu şekilde çalışmaya 6 saat devam ettim. Elimde, itfaiyeye dair yönlendireceğim hiçbir ekip kalmadı. Bunu anladıktan sonra kendi çocuğumun ve yeğenimin bulunduğu enkaz yerine geçtim. Sonraki yapılan istatistikler sonucunda elhamdülillah 1050 kişinin kurtarılmasına vesile oldum. Tabi bir tarafta acım bir tarafta da böyle bir sınavı geçmiş olmanın gururuyla hayatımızı idame ettiriyoruz. Rabbime şükürler olsun evladım Kur’an kursunda, ilim yolunda şehit oldu yeğenimle birlikte. 6 Şubat’tan bize, itfaiyemiz adına, şu yalan dünyada bir anımız kaldı. Yaptığımız işin ne olduğunu biliyoruz, farkındayız. Elhamdülillah sınavı geçtik diye umut ediyoruz.”
Mehmet Demir ayrıca, 19 Mart 2020’de şehit olan yeğeni ile oğlu Muhammed Nejat’ın yan yana olan fotoğrafını sosyal medyada paylaşırken Allah’tan oğlu için şehitlik dilediğini ve o dileğin de gerçekleştiğini söyledi. Demir, “Yeğenim Kırıkhan’dayken ziyaretine gitmiştik ve bu fotoğrafı o zaman çekmiştim. Yeğenim Oğuzhan Taş’ın 19 Mart 2020’de şehit haberini aldığımda sosyal medyadan oğlumla birlikte olan fotoğrafını paylaşırken şöyle bir yazı yazdım. Yeğenim Oğuzhan Taş, Suriye’de şehit olmuştur. Aslan’ımın cenaze töreni bilgisi gelir gelmez paylaşacağı darısı yanındaki oğluma olsun inşallah.’ Rabbim, ona da şehitlik nasip etti” dedi.