28.03.2024 - 20:11 | Son Güncellenme:
Umutcan ÖREN/ DHA
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki esnaf ziyaretinin ardından Keçiören'de düzenlenen iftar programına katıldı. İftara, İYİ Parti'nin tüm vekilleri ve Ankara adayları katıldı. İftar sonrası kürsüye çıkan Akşener, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İstanbul'u, Ankara'yı, Adana'yı, Antalya'yı kazanmanın Türkiye'yi kazanmaya yetmediğini kaydeden Akşener, şunları söyledi:
"Ceketimi assam seçilir' diyenlerle; 'Kola kutusunu koysam seçilir' diyenler arasında; hiçbir fark, olmadığı için bunca yıldır, hiçbir başarı da sağlanamıyormuş. İşte tüm bu tablo karşısında, bugün; bu ucube sistemin, sefasını sürenlerin; ittifak siyasetinin gölgesinde, yan gelip yatanların; milletimizi, kendisine mecbur bilenlerin karşısında; yine en önde, biz duruyoruz. Onlar, milletsiz bir siyaset istiyorlar; biz, reddediyoruz. Onlar, kendi hırslarını, Türkiye'ye dayatmak istiyorlar; biz, kabul etmiyoruz. Onlar, kuyruklarına takılalım istiyorlar; biz, direniyoruz. Ve şükürler olsun ki; her türlü engele, iftiraya, ihanete rağmen; önümüzdeki pazar günü İYİ Parti olarak Türkiye'nin dört bir yanında, 81 il ve ilçelerimizde, kendi adaylarımızla, seçimlere giriyoruz. Yani aynen olması gerektiği gibi; milletimizin özne olduğu, seçmenin velinimet olduğu; hür ve müstakil, yepyeni bir siyasetin, yolunu açıyoruz. Kim olduğuna bakmaksızın, hakkı savunanlar; haksızlığa uğrayanların yanında kaya gibi duranlar olduk. O nedenledir ki; 2019 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş; istifayı bastığı CHP'den yeniden aday olması engellendiğinde yanında biz vardık. 2020 yılında; Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in hastalığını fırsat bilip, ayağını kaydırmak isteyenlerin karşısında; bir tek biz vardık. 2022 yılında; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hapis cezası haberini aldığında Saraçhane'ye koşan bir tek biz vardık. Ama heyhat, bugün geldiğimiz noktada aldığımız karara saygı göstermek yerine; hepsinin teker teker hainlik ettiği de; maalesef biz olduk, İYİ Parti oldu. Bakın, ne güzel diyor, rahmetli Ozan Arif; 'Ah ahh, ne insanlar tanıdım hey. Hep hikaye, dram çıktı. Kime dedim ağır bir şey; tarttım, baktım, gram çıktı. Kimi ateş, duman tütmez. Gövde sağlam, güç- müç yetmez. Gelgelelim, iflah etmez. Mayasında verem çıktı.'"
'BİZ ONLARDAN SAYGI BEKLEDİK; ONLAR BİZİ PARYA GÖRDÜ'
CHP'li başkanların önceki yıllarda haksızlığa uğradıklarında yanlarında olduklarını ifade eden Akşener, "Evet, bir zamanlar haksızlığa uğradıklarında yanına koştuğumuz, dünün mağdurları; maalesef bugünün zorbaları oldular. Biz onlardan, saygı bekledik; onlar bizi parya gördü. Biz onlardan, ahlak bekledik; onlar bize her türlü ahlaksızlığı yaptı. Muhteremlerin dalına bastığımız anda; takkeler düştü, keller göründü. Her türlü çirkinlik ortaya saçıldı. Varsın olsun. Biz hala haksızlığın karşısındayız. Biz hala zorbaların karşısındayız. Biz hala vesayetin karşısındayız. Çünkü biz dün neredeysek; bugün de hala oradayız. Nasıl ki AK Parti'nin besleyip büyüttüğü yandaş medyaya karşıysak; Özgür Özel'in deyimiyle, 'emekleriyle var ettikleri'; yoldaş medyaya da, Saraçhane medyasına da karşıyız. Nasıl ki, AK Parti'nin, devletimizin kaynaklarını seçim finansmanı olarak kullanmasını eleştiriyorsak; CHP'nin, belediye kaynaklarıyla, seçim finanse etmesini de; bir büyükşehrin seçim bütçesinin 500 milyon lira olmasını da; bir ilçe belediyesinin seçime 250 milyon lira harcamasını da elbette eleştireceğiz. Nasıl ki, AK Parti'nin siyasi dümenlerine ayak oyunlarına operasyonlarına karşı yılmadan mücadele ediyorsak; CHP'nin kirli pazarlıklarına, iftiralarına, operasyonlarına karşı da, elbette yılmadan mücadele edeceğiz" dedi.
'MANSUR YAVAŞ, CHP GENEL MERKEZİ'NİN EV KÖLESİ OLMUŞTUR'
Seçimlere tek başına girme kararı almalarının ardından, Antalya'daki ve İstanbul'daki belediye meclis üyelerinin CHP'den liste garantisiyle istifa ettirildiğini belirten Akşener, "Ama pazarlıkların en çirkini nerede oldu biliyor musunuz? Burada, Ankara'da oldu. Hatta, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, geçenlerde çıktığı bir televizyon programında kendi ağzıyla olanı biteni bir de itiraf etti. Partimizden istifa ettirdiği il başkanının, ilçe başkanlarının, Ankara teşkilat mensuplarımızın şu anda kendisiyle çalıştığını söyledi. İzleyince vallahi şaşırdım. Ama yanlış anlaşılmasın biz bunları zaten biliyorduk. Ben, bunu alenen televizyonda itiraf etmesine şaşırdım. Yani ben, bu pişkinliğe şaşırdım. Böyle bir ahlaksızlıkla böbürlenen, bu şuursuzluğa şaşırdım. Bundan daha 12 ay önce; görmek isteyip de maalesef göremediğimiz, bu cürete, bu özgüvene, bu cesarete şaşırdım. Malcolm X der ki; 'Tarihte, iki tür köle vardır: Bunlardan biri ev kölesidir; diğeriyse tarla kölesidir. Ev kölesi, efendisine yakın yaşayan köledir. Efendisinin evinde çatı arasında veya bodrumda yaşar. Efendisi gibi giyinir, efendisinin kullanılmış giysilerini giyer, efendisinden artanları yer. Ve efendisini efendisinin kendisinden bile çok sever', hatta ünlü yönetmen Tarantino da, Cango filminde; iradesini, sahibinin iradesine tamamen teslim eden; diğer köleleri hor görüp, aşağılayan; kraldan çok kralcı olmanın adeta vücut bulmuş hali olan; 'Ev kölesi Stephen' isimli karakter ile Malcolm X'in bu sözlerine atıfta bulunur. İşte bugün geldiğimiz noktada; Mansur Yavaş da tam olarak budur. O artık, CHP Genel Merkezi'nin ev kölesi olmuştur. O nedenle de; İYİ Parti'ye gelince aslan kesilen bu arkadaşımızın; mevzubahis CHP olduğunda dün olduğu gibi bugün de munis ve itaatkar bir tutum sergilemesi fevkalade doğaldır. Nitekim bunun en son örneğini daha birkaç gün önce yaşadık. Bildiğiniz gibi Mansur Yavaş'ın Adana'daki dava arkadaşı Zeydan Karalar'ın; 'Taş medresede yetişenler, bizim kardeşimiz olmaz' dediği; sonra da gelecek tepkilerden korkup; 'burayı keselim' diye eklediği; bir videosu ortaya çıktı. Peki, 'Büyük Ülkücü' Mansur Yavaş'tan bir ses, bir itiraz çıkabildi mi? Elbette hayır. Taş medreselilere yapılan bu büyük terbiyesizlik karşısında; ev kölesi Mansur Yavaş efendisini, kızdırmamak için çıkıp da tek bir kelime söyleyemedi. Bu ibretlik manzara karşısında öncelikle şunu söylemek isterim. Kendi ikbalini Türk istiklalinden çok sevenler elbette ki taş medreselileri abi, kardeş bilemezler" ifadelerini kullandı.
'BANA ABLA MABLA DEMEYİN'
Sadece millete güvendiklerini ve sadece millete kazandırmak istedikleri için 81 il ve ilçelerde adaylarını açıkladıklarını vurgulayan Akşener, "Ama bu süreçte bile, 'Şurada aday gösterirseniz, AK Parti kazanır ha' dediler. Geçmişi eğip büktüler; utanmadan, sözde jestler istediler. 'Taban ittifakı' dediler; 'Türkiye ittifakı' dediler. İYİ Parti'ye gönül verenleri resmen maraba yerine koymaya kalktılar. Tüm bu kepazelik sonunda bitti derken; bu sefer de CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıkıp bize yönelik garip garip talep, tespit ve iddialarda bulunmaya başladı. Ve geldiğimiz noktada artık, işi iyice yüzsüzlüğe döktüler. Mesela kendisi Ordu'da AK Parti'yle rekabet ettiğimiz ve önde götürdüğümüz yarışta adayımız Enver Yılmaz Bey için Cumhuriyet Halk Partililere dönüp; 'AK Parti kazanır diye, Enver Yılmaz'a oy veren CHP'li partisine ihanet eder' dedi. Ama aynı Özgür Özel, Edirne'deki anketlerde önde giden adayımız Hamdi Sedefçi Bey'in de üçüncü sırada olan CHP adayının lehine çekilmesini istedi. Neden? Çünkü AK Parti kazanırmış. Bununla da yetinmedi; Balıkesir adayımız Turhan Çömez'i geri çekmediğimiz için beni 'vicdansız ve insafsız', Turhan kardeşimi de, 'A-ka-peli' ilan etti. Şaka gibi ama gerçek. Ama bu ciddiyetsizlik, bu şımarıklık, bu yılışıklık Cumhuriyet Halk Partisi gibi bu memleketin bir büyük değerini yönetenlere hiç ama hiç yakışmıyor. 'Biz Cumhuriyeti kuran partiyiz' diye ortalıkta gezip 'ben adayımı seçtiremiyorum, siz adayınızı çekin' demek, ne demektir? Kardeşim siz siyasetçi değil misiniz? Siz ana muhalefet partisi değil misiniz? Hatta her fırsatta 'tek muhalefet biziz' dercesine afra tafra yapan da siz değil misiniz? Bu nasıl bir basiretsizliktir? Bu nasıl bir lakaytlıktır? Bu nasıl bir yapışkanlıktır? Gidin, çalışın, çabalayın. Siyaset yapın çözümlerinizi projelerinizi anlatın. Adaylarınız için gidin milletten oy isteyin. Bir zahmet bizi de artık rahat bırakın. Bir de çıkmış, utanmadan, 'Ben Meral Hanım'a abla derim' diyor. Bu da artık iyice moda oldu. İşi düşen, işine gelen hemen 'abla' edebiyatına sarılıyor. Ama ben artık CHP yöneticilerinin, yüzüme 'abla abla' deyip; sonra, yoldaş medyalarında, bana ve partime; küfür kıyamet sövdürmelerinden gerçekten sıkıldım. İYİ Partililere CHP'ye kazandırdığı sürece iyi insanlar deyip kendi yolumuzda yürüdüğümüzde; 'bunlar A-ka-peli', 'bunlar faşist', 'bunlar sağcı' diye saldırmalarından artık bıktım. Beni, partimi ve bizi destekleyen vatandaşlarımızı sürekli CHP'ye bir şeyler kazandırmak zorunda olan paryalar olarak görme şımarıklığından da artık usandım. O nedenle, demeyin kardeşim. Bana abla mabla demeyin. Çünkü sizin bana vıcık vıcık bir riyakarlıkla abla demeniz; beni, samimiyetle ablası, annesi, kardeşi gören milletimize de; bu çetin yolu benimle birlikte yürüyen dava arkadaşlarıma da yapılan tüm ahlaksızlıklara, benimle birlikte göğüs geren İYİ Partili gerçek kardeşlerime de yapılmış, koca bir hakarettir" dedi.
'BU SEÇİM ERLİK GÜNÜ GELDİĞİNDE TEZ GİDEN İYİ PARTİLİLERLE, YAVAŞ KALAN KORKAKLAR ARASINDA OLACAK'
Meral Akşener, 31 Mart'ta yapılacak seçimlerin Türkiye için her türlü fedakarlığı yapan İYİ Partililerle, sıkıştıkları ilk anda İYİ Parti'yi satanlar arasında olacağını kaydederek, şöyle dedi:
"Bu seçim erlik günü geldiğinde tez giden İYİ Partililerle, yavaş kalan korkaklar arasında olacak. Bu seçim milletin menfaatini her şeyin önüne koyan İYİ Partililerle, milletin sesini duymazdan gelenler arasında olacak. Bu seçim memlekete güneşi doğurmak isteyenlerle, hakikat güneşine balçık çalanlar arasında olacak. Bu seçim İYİ Parti'yi gönülden sevenlerle, kanal kanal gezip İYİ Parti'ye sövenler arasında olacak. Bu seçim türlü hakaretlere göğüs gerenlerle, İYİ Parti'ye, 'sifonu çek' diyen edepsizler arasında olacak. Bu seçim aç bırakılan emekliyle, servetine servet katan rantiye arasında olacak. Bu seçim atanamayan öğretmenlerle, vergisi silinenler arasında olacak. Bu seçim mülakatta geleceği çalınanlarla, eşini, dostunu, yandaşını, ihya edenler arasında olacak. Bu seçim vatan evlatlarına hak ettiği bir Türkiye'yi sunmak isteyenlerle, vatanı Suriyelileştirenler arasında olacak. Bu seçim terörün her suretine duvar örenlerle, teröre alan açıp teröriste kılavuz olanlar arasında olacak. Ezcümle bu seçim; hakla batıl arasında, İYİ'yle kötü arasında velhasıl, İYİ Parti'yle diğerleri arasında olacak."