10.12.2024 - 14:43 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşma yaptı. Suriye'de terörün başının ezileceğini söyleyen Erdoğan, 'Bölgemizde ateşe izin vermeyiz. Suriye'nin yine bölünmesine izin yok.' Toprakların çatışma alanı olmasına müsaade etmeyiz.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle; Bugünkü toplantımızı bölgemizde tarihi diyebileceğimiz nitelikte gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz. Suriye halkı on yıllardır süren bir zulüm düzenini yıkarak özgürlüğüne, hakkına, hukukuna, geleceğine sahip çıktığı asil bir kıyamı elhamdülillah zaferle taçlandırmıştır.
Şairin şu güzel mısralarının etek kemiğe büründüğünü Suriye’de gördük: "Gergin uykulardan, kör gecelerden bir sabah gelecek kardan aydınlık. Sonra düğüm düğüm bilmecelerden bir sabah gelecek kardan aydınlık. Vurulup ömrünün ilk baharında, kanından çiçekler açar yarında. Cümle şehitlerin omuzlarında, bir sabah gelecek kardan aydınlık."
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DE EN KISA SÜREDE BAŞI EZİLECEK"
Evet, inancımız ve duamız odur ki, son 13 yılı tam anlamıyla zifiri karanlık olan 61 yıllık Baas diktatörlüğü sonrasında Suriye kardan aydınlık günlere kavuşmuştur. Zalim Esed'in baskı, zulüm ve katliamlarla yıllardır ayakta tutmaya çalıştığı azınlık rejimi, 8 Aralık'ta Şam'ın kurtuluşuyla artık çökmüştür. Suriye’nin ve Suriye halkının önünde müreffeh ve mutlu geleceğe giden bir kapı açılmıştır. İnşallah ülkenin diğer kısımlarındaki DEAŞ ve PKK/PYD gibi terör örgütlerinin de en kısa sürede başı ezilecektir.
Böylece Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliği ülkenin her tarafında tümüyle güçlendirilecektir. Suriye halkının birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini yeniden tesis etmeye bu kadar yaklaştığı bir dönemde akıl ve vicdan sahibi hiçbir gücün terör örgütleriyle iş tutmaya devam edeceğini düşünmüyoruz.
"SURİYE, SURİYELİLERİNDİR"
Türkiye siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri tüm kapasitesiyle bu tarihi mücadelesinde Suriye halkının hep yanında olacaktır. Hep söylediğimiz gibi Suriye tüm inanç grupları ve etnik kesimleriyle Suriyelilerindir. Geçmişte yaşanan acılarının gelecekte inşa edilecek huzurlu, güçlü, müreffeh Suriye’ye giden yolu bir fener gibi aydınlatmasını temenni ediyoruz. Bunu gönülden diliyoruz.
Bu vesileyle Suriye topraklarına gözünü diken herkese şu hatırlatmayı yapmakta fayda görüyorum. Türkiye olarak Suriye'nin bugünkü seviyesine gelmesi konusunda çok büyük fedakarlıklarda bulunduk, çok büyük gayretler gösterdik. Herkesin sırtını döndüğü Suriye halkını hem topraklarımız içinde hem de sınırlarımız dibinde yıllarca koruduk, kolladık, himaye ettik. Dün de söyledim bunu şikayet ederek değil memnuniyetle yerine getirdik. Rabbim bizlere insanlığımızın ve Müslümanlığımızın sınandığı zor bir dönemde kardeşlik imtihanını alnımızın akıyla vermeyi nasip etti.
"YENİDEN BİR ÇATIŞMA ALANI HALİNE GELMESİNE ASLA RIZA GÖSTEREMEYİZ"
Nefret söylemleriyle bu süreci zehirlemek, ırkçı vandallıkla Türkiye'nin eşsiz misafirperverliğine leke bulaştırmak isteyenler oldu. Ama milletimiz basiret ve ferasetle hareket ederek bu faşist zihniyetin oyununa gelmedi. Bir defa şunun bilinmesini isterim bu saatten sonra Suriye'nin bir kez daha bölünmesine izin veremeyiz. Suriye halkını yıllarca koruduk. Suriye ile kardeşlik imtihanını alnımızın akıyla verdik. Ülke topraklarının yeniden bir çatışma alanı haline gelmesine asla rıza gösteremeyiz.
'KARŞILARINDA BİZİ BULACAKLAR'
Kardeş Suriye halkının evlerine geri dönüşünü engellemeye yönelik hiçbir adımı, hiçbir kışkırtmayı kabul edemeyiz. Suriye halkının özgürlüğüne, yeni Suriye yönetiminin istikrarına, kadim Suriye topraklarının bütünlüğüne yönelik her saldırı karşısında Suriye halkıyla birlikte bizi de bulacaktır.
"SURİYE HALKINI DEVRİM İÇİN BİR KEZ DAHA TEBRİK EDİYORUM"
Birlerinin sırtlarını dayadıkları güçlerden aldıkları cesaretleri, fanatik inançları, sapkın ideolojileri, hastalıklı hayallerini uğruna bölgemizi kana ve ateşe bulamasına seyirci kalmayacağız. Hem Suriye'de yaşananlardan hem Filistin'de devam eden trajediden hem de kuzeyimizde süren savaştan çıkardığımız dersler bize bu şekilde hareket etmemiz gerektiğini söylüyor.
Biz herkes için güvenlik, herkes için barış ve refah istiyoruz. Kendi güvenliğimizi, huzurumuzu, siyasi ve ekonomik istikrarımızı garantiye almanın yolu bu iklimi bölgemizin tamamına yaymaktan geçiyor. Aksi takdirde çok büyük emeklerle elde ettiğimiz kazanımlarımızı koruyabilmenin güçlüğünü hep birlikte gördük, yaşadık. Bu vesileyle kardeş Suriye halkını gerçekleştirdikleri bu muhteşem devrim için bir kez daha tebrik ediyorum.
Ülkemizdeki Suriyeli muhacirlerden evlerine dönme hazırlıkları yapanların tıpkı burada olduğu gibi gittikleri yerlerde de hep yanında olacağız. Gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler için gereken kolaylığı sağlarken CHP'nin sebebini çok iyi bildiğimiz kışkırtmalarına da eyvallah etmeyeceğiz.
"CHP'NİN, BAAS REJİMİNİN YIKILMASININ GTİRDİĞİ HIRÇINLIKLA IRKÇI NEFRETE ODUN TAŞIMA GAYRETLERİNİN ELBETTE FARKINDAYIZ"
En son 14-28 Mayıs seçimlerinde nefret söylemlerini körükleyen CHP'nin, Baas rejiminin yıkılmasının getirdiği hırçınlıkla ırkçı nefrete odun taşıma gayretlerinin elbette farkındayız. Kimse kusura bakmasın. Türkiye'nin ve yüce gönüllü Türk milletinin tüm insanlığa örnek olan eşsiz misafirperverliğine üç beş vicdan yoksunu faşistin gölge düşürmesine göz yummayız.
Suriye'nin her anlamda yeniden ayağa kalkması sürecine her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Rabbimden dileğim, Filistinli kardeşlerimizin de en kısa sürede güvenlik ve huzura kavuşmalarıdır.
Değerli kardeşlerim, AK Parti olarak biz de kendi içimizde önemli bir süreç yaşıyoruz. Büyük kongre hazırlıklarımız çerçevesinde ilçe kongrelerimizi önemli ölçüde tamamladık. İl kongrelerimize de belirlediğimiz takvime uygun şekilde başladık. Büyükşehirlerimizin kongrelerinin tamamına bizzat katılmayı planlıyorum. Diğer il kongrelerimizde ilgili arkadaşlarımızın gözetiminde yürütülüyor. İnşallah Şubat ayı içinde tüm il kongrelerimizi tamamlamayı hedefliyoruz.
Malumunuz olduğu üzere Türk siyasi tarihinde AK Parti kadar uzun süre iktidarda kalan bir başka parti yoktur. Bu uzun iktidar dönemi bize hem büyük mesuliyetler yüklüyor hem de beraberinde ciddi yenilenme ihtiyacı getiriyor. Mevlana hazretlerinin o meşhur sözünü bir kez daha hatırlayacak olursak: "Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağazım. Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım."
İşte bizim kongrelerimiz de hem kendi tabanımıza hem milletimize hem dünyaya yeni şeyler söyleme vesilesidir. Dünden çıkardığımız dersler ışığında ama düne de takılıp kalmadan yeni şeyler söyleyeceğimiz kongre sürecimizin partimize yakışır bir şekilde gerçekleştirilmesi çok ama çok önemlidir. Kongrelerimizde gerek görevine devam eden gerek yeni görev üstlenen her bir kardeşimin vazifesi, AK Parti'nin kazanımlarını koruma yanında bunun üzerine yeni katkılar eklemektir.
"EKSİKLERİMİZİ, HATALARIMIZI, ZAAFLARIMIZI, ZAYIF NOKTALARIMIZI DOĞRU ŞEKİLDE TESPİT EDECEĞİZ"
Maalesef son dönemde teşkilatımızın milletin farklı kesimleriyle yeteri kadar yakın, etkin ve hasbi ilişki kurmakta zorlandığına ilişkin bazı şikayetler duyuyoruz. Hatta aynı serzeniş genel merkezimiz ve meclis grubumuz için de dile getiriliyor. Son mahalli seçimlerde kazanamadığımız belediyelere baktığımızda bu tespitlerin çok da temelsiz olmadığı anlaşılıyor. Bir defa şunu kabul etmemiz lazım. Son mahalli seçim sonuçları bizi Türkiye sosyolojisine uygun olmayan bir tabloyla karşı karşıya bırakmıştır. Milletimiz bunca hizmetin, bunca mücadelenin ardından sandıkta bize beklediğimiz teveccühü göstermemişse sebebini dışarıda değil elbette kendimizde arayacağız.
Demek ki bir yerde eksik yaptık, bir yerde yanlış yaptık, bir yerde gereken duruşu sergileyemedik. Demek ki milletimizin bizden beklediği yakınlığı onlara gösteremedik. Demek ki vatandaşlarımızın hissiyatını doğru bir şekilde okuyamadık. Kongre süreçlerimizi yeni yönetimlerin oluşması yanında işte bu cesur muhasebenin, işte bu hasbi ve samimi özeleştirinin yapılacağı zeminler haline getirmeliyiz.
390 bin ilçe delegemizin kanaatlerini aldığımız ortak akıl toplantılarındaki amaçlarımızdan biri de budur. Siyaset kuşkusuz çok yüksek motivasyon gerektiren bir uğraştır. Ama kendi kendini kandırmak değildir. Bunun için biz asla kendi kendimizi kandırmayacağız. Evvela eksiklerimizi, hatalarımızı, zaaflarımızı, zayıf noktalarımızı doğru şekilde tespit edeceğiz. Ardından en isabetli yöntemlerle bunların çözümü yoluna giderek milletimizin gönlündeki yerini tahkime yöneleceğiz.
Ardından en isabetli yöntemlerle bunların çözümü yoluna giderek, milletimizin gönlündeki yerimizi tahkime yöneleceğiz. Kardeşlerim, unutmayınız. Siyaset her şeyden önce gönülleri fethetme işidir. Diğer hususlar bunun arkasından gelir. Merhum Abdurrahim Karakoç üstadımızın bir şiiri bize aynı zamanda siyasetin nasıl yapılması gerektiğini de gösteren bir rehber mahiyetindedir. Şöyle diyor Karakoç: "Gölgesinde otur ama yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara toprak senden incinmesin. Buradayım de ararlarsa, doğru söyle sorarlarsa. Tabutuna sararlarsa bayrak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana, hakkı geçer halkın sana. Gücenmesin yakın sana, uzak senden incinmesin!"
Yaprağı bile incitmeyecek, doğrudan şaşmayacak, halkın hakkına girmeyecek bir siyasetle AK Parti'nin bileğini sahada da sandıkta da bükecek parti tanımıyoruz. Hani fabrika ayarlarına dönmek diye bir kavram var ya. AK Parti’nin fabrika ayarları işte bunlardır. Bu siyaseti eser ve hizmet siyasetiyle taçlandırabilmiş olmamız sayesinde 22 yıldır kesintisiz iktidardayız. Şayet aynı şekilde yolumuza devam etmeyi başarabilirsek nasıl 2023’ü kucaklamak bize nasip olduysa, Türkiye’nin 2053 vizyonunu da 2071 vizyonunu da gerçekleştirme şerefi yine AK Parti’nin olacaktır.
Belki biz göremeyiz ama sürekli yenilenerek büyüyen AK Parti kadrolarının bu davayı daha nice yıllar iktidarda tutacağına doğrusu inanıyorum.
"MİLLETİMİZİN GÜNDEMİNDE DİĞER HUSUSLARLA BİRLİKTE VE HATTA ONLARDAN ÖNCE EKONOMİ VARDIR"
Değerli kardeşlerim, bir yandan küresel ve bölgesel gelişmeleri, diğer yandan partimizin kongre sürecini yakından takip ederken, milletimizin gündemindeki asıl meseleyi asla görmezden gelmiyoruz. Milletimizin gündeminde diğer hususlarla birlikte ve hatta onlardan önce ekonomi vardır. Ekonomik sıkıntılar vardır. Bilindiği gibi Türk ekonomisinin daha öncesinden itibaren maruz kaldığı gizli saldırılar 2018 yılından itibaren aleniyet kazanmıştır.
FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpaslarıyla, 15 Temmuz ihaneti, PKK’nın çukur eylemleri ve sınırlarımıza yönelik tacizleri, DEAŞ kisvesiyle güneyimizde oynanan kanlı oyunlar hep bu süreçte bağlantılıdır. Aynı şekilde Suriye, Libya ve Karabağ’da sahada sergilediğimiz kararlı tutum da aynı sürecin bir parçasıdır. Uluslararası siyasi rekabette bizi esir alamayanlar, ekonomimizi sabote ederek ülkemizi köşeye sıkıştırma stratejisine yöneldiler.
Küresel salgın ve bölgemizdeki çatışmalar gibi konjonktürel gelişmeler bu saldırıların etkilerinin adeta katlanmasına yol açmıştır. Hiç şüphesiz aynı dönemde bizim de bazı eksiklerimiz olabilir ama bunların ortaya çıkan sonuçlarla orantılı olmadığı açıkça ortadadır. Kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programıyla durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Her ne kadar enflasyonu arzu ettiğimiz seviyeye henüz düşürmesek de bu doğrultuda istikrarlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.
"ŞİMDİ ÖNÜMÜZDE SABİT GELİRLİLERLE İLGİLİ KRİTİK KARARLAR VAR"
Şimdi önümüzde asgari ücret, memur ve emekli maaşları gibi sabit gelirlilerle ilgili kritik kararlar var. Meyvelerini toplamaya başladığımız ekonomi programını bozmayacak şekilde sabit gelirlilerin durumlarını mümkün olan en iyi seviyeye çıkartmayı arzu ediyoruz.
Çünkü bilhassa son yıllarda temel ihtiyaç maddelerinde yaşanan fahiş fiyat artışlarından en olumsuz etkilenen kesim sabit gelirlilerdir. Nüfusumuzun yarısından fazlasını oluşturan bu kesimlerin sıkıntılarına bigane kalmayacağız. Milyonlarca insanımızın yaşadığı refah kaybını durduracak ve telafi edecek bir anlayışla hareket etmek mecburiyetindeyiz. Gelir dağılımındaki bozulmayı tersine çevirecek politikalar uygulayacağız. Hem yatırımcıları hem çalışanları kollayacak, bütün bunlarla birlikte üretimi, istihdamı, ihracatı güçlü tutacağız.
"VATANDAŞIMIZI GÖZÜNÜ PARA HIRSI BÜRÜMÜŞ MUHTERİSLERİN İNSAFINA TERK ETMEYECEĞİZ"
Döviz kurundaki, enflasyondaki hammadde ve işletme giderlerindeki yükselişle izah edilemeyecek fahiş fiyat artışlarına karşı daha etkin, daha caydırıcı tedbirler alacağız. Vatandaşımızı gözünü para hırsı bürümüş muhterislerin insafına terk etmeyeceğiz. Kamu gelirlerindeki artışlarla ortaya çıkacak kaynağı öncelikle büyük kitlelerin sıkıntılarının çözümü için kullanacağız. Küresel ve bölgesel gelişmelerin ülkemize sağladığı avantajları sadece belirli kesimlerin değil, herkesin hizmetine sunacağız. Bakınız Türkiye kendi doğalgazını buldukça elektrik üretimini kendi kaynaklarıyla sağladıkça vatandaşımızın ödediği faturalardaki destekleri artırdık. Öyle ki düşük tarife elektrik tüketiminin neredeyse 3'te 2'sini kamu olarak biz ödüyoruz. Konutlarda kullanılan doğalgaz faturalarına uyguladığımız ciddi destekler devam ediyor.
Sosyal yardım ağımız fevkalade yaygın ve güçlüdür. Önümüzdeki yıldan itibaren devreye alacağımız politikalarla hayat pahalılığının yol açtığı nispi kayıpları aşama aşama telafi edeceğiz. İnsanımızın sıkıntıları azalmaya başladığında, geleceğine daha güvenle bakmaya başladığında bize olan muhabbetinin yeniden güçlendiğine şahit olacağız. Türkiye’yi bugünkü seviyesine nasıl AK Parti olarak biz getirdiysek inşallah mevcut sorunların çözümünü de biz sağlayacak, ülkemizi mutlaka hedeflerine ulaştıracağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Yaptığınız ve yapacağınız çalışmalar için her birinize teşekkür ediyorum. Genişletilmiş il başkanları toplantımızın tekrar hayırlara vesile olmasını diliyorum.