25.06.2021 - 10:04 | Son Güncellenme:
DHA
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ile 2020 yılında Bitlis Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında, Muş Alparslan ve Muğla Sıtkı Koçman üniversitelerinin iş birliğiyle, 'Malazgirt Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma Projesi' hayata geçti. Proje kapsamında Süphan Dağı eteğindeki 1800 rakımlı Örenşar köyü Gribido Tepe mevkiinde başlatılan kazı çalışmaları, 12 üniversiteden 38 akademisyenle yürütülüyor. Şu ana kadar Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı alanın tespiti için yapılan çalışmalar kapsamında bölgedeki kazılarda şehit mezarı oldukları tahmin edilen yaklaşık 300 civarında mezar, koruma altına alındı. Jeoradarla incelenen alanda elde edilen verilerle toprağın 9 metre derinliğine kadar röntgen çekilerek, ofis ortamında bilgisayara aktarılıyor. Yapılan jeoradar çalışmasıyla defin alanının büyüklüğü belirlenecek.
Alandaki jeoradar çalışmalarını yürüten Bitlis Eren Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Levent Ekinci, daha önce Gelibolu Savaşı şehitlik alanı incelemelerinde kullandıkları jeoradarları, ikinci kez Malazgirt Savaşı alanı incelemelerinde kullandıklarını söyledi. Doç. Dr. Ekinci, "Burada Malazgirt Savaş alanı tespitinde elektrik özdirenç tomografi adını verdiğimiz bir yöntemle gömülü şehitlik mezar tespitlerini belirlemeye çalışıyoruz. Bu yöntemle yer altına elektrik akımı veriyoruz. Elektrik akımına gelen direnci ölçüyoruz. Elde ettiğimiz verileri birçok matematiksel işlevden geçirdikten sonra yer altına ait görüntü haritalarını çıkartıyoruz. Bu görüntü haritalarından mezar yapılarını belirlemeye çalışıyoruz. Bunları belirlememiz halinde tabii ki bölgenin geçmişinin aydınlatılmasına bir katkı sunmuş olacağız. Umarım çalışmalarımızla bu tip yapılara rastlarız" diye konuştu.
BÖLGEDE GERÇEKLEŞEN İLK ÇALIŞMA
Proje ortaklarından Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek, usul ve yöntem ile çalışmanın bölgede bir ilk olduğunu söyledi. Prof. Dr. Polat, "Muş Alparslan Üniversitesi olarak bugün burada tarihe şahitlik etmek üzere bulunuyoruz. Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 12 üniversitesinden son derece değerli bilim adamları ile birlikte çeşitli incelemeler neticesinde ulaşmış olduğumuz şehit mezarlarını, kabirlerini tespit etmeye çalışıyoruz. Yine birkaç küçük çocuk mezarı tespit edildi. Onların yeri ile ilgili birtakım tarihi verileri ulaştık, kalıntılar vardı. Onları tespit ettik ve bu kabirlerinin tekrar üzerlerini kapattık. Fakat yapmış olduğumuz en önemli çalışmalardan bir tanesi jeoradarla yeni kabirlerin yerini tespit etmek şeklinde bir çalışma. Bu Türkiye'de belki bu bölgede ilk defa gerçekleşen bir çalışma. Dolayısıyla bu açıdan emek veren bütün hocalarımızı kutluyorum. Kültür Bakanlığı himayelerinde gerçekleşen Muş Alparslan Üniversitesi olarak bizim de organizatör olduğumuz bu çalışmanın bundan sonraki bütün arkeolojik araştırmalara örnek olabilecek birtakım hususiyetler var. Bunların başında da savaş arkeolojisine dair ilk defa bir yöntem bir usul inşallah burada deneniyor. Bu literatüre geçecek" dedi.
DEFİNECİLERE DİKKAT
Projede paydaş üniversite olarak yer aldıklarını belirten Prof. Dr. Polat, "Bundan sonra savaş arkeoloji ile ilgili gerek Türkiye'de gerekse yurt dışında yapılacak bütün çalışmalarda buradaki çalışmalarımız bir eşik, bir standart olarak kullanılacak, kaynaklara bir standart olarak bu çalışmalar referans olarak inşallah girecek. Bu açıdan da bölgemiz çok şanslı diye düşünüyorum. Burada ben özellikle halkımızı bir konuda uyarmak istiyorum, define avcılarına çok dikkat etsinler. Burada birçok alanda şehit mezarlarına baktığımızda ne yazık ki bu mezarların tahrip edildiğini gördük hem de aslında aradıklarının orada olmadığını belki bile bile bu tür tahribatın yapıldığını gördük. Bundan büyük üzüntü duydum" diye konuştu.
ÇANAKKALE VE GELİBOLU’DA OLDUĞU GİBİ
Yapılan çalışmalar sonucunda Doğu Anadolu Bölgesi’nin de şahlanarak önemli bir şehitlik anıtı olarak tescilleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Polat, şunları söyledi:
"Burada yapılan kazılar inanılmaz derecede bir iç turizme hatta yurt dışında buranın çok önemli turizm destinasyon merkezi olmasına vesile olacak. Burası belki Çanakkale'de, Gelibolu’da olduğu gibi Doğu Anadolu Bölgesi’nin de çok büyük bir şehitliği, bir Anıt Parkı olarak tescillenecek. O zaman bu bölgeye sadece turistlik amaçlı değil yani ekonomik anlamda sadece katkı değil, aslında kendi tarihlerini yakından okumak kendi tarihleri ile ecdatlarıyla onların idealleri ile onların ülküleri ile buluşmak adına bölgeye inanılmaz katkı sağlayacak. Ben bunun şahsen bölge için en büyük zenginlik olduğunu düşünüyorum ve halkımızın da bu düşüncede olmasını çok arzu ediyorum."