16.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Damla Güler
Beyoğlu’nda bir apartman boşluğunda cesedi bulunan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun ölümüne ilişkin davada Paksoy kardeşlerin beraatine karar veren mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Erköseoğlu’nun intihar etmiş olabileceğine dair yorumun bulunduğu bölümde, “Sadece selamlaştığı bir erkekle alkol alıp, cinsellik yaşayan” ifadeleri dikkat çekti.
Beyoğlu Gümüşsuyu’ndaki bir apartman boşluğunda 2010 yılında cesedi bulunan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun ölümüne ilişkin açılan davada kaseten adam öldürmek suçlamasıyla müebbet hapsi istenen Can ve Emre Paksoy kardeşler delil yetersizliğinden beraat etti. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi verdiği beraat kararının gerekçesini geçtiğimiz günlerde açıkladı. öseoğlu’nun öldürüldüğüne dair yeterli delil edilemediği anlatılan 20 sayfalık gerekçede babasının düğünü yerine bir arkadaşının nişanına giden Erköseoğlu’nun burada Can Paksoy ile tanıştığı ve Emre Paksoy’un evine gittikleri anlatıldı.
‘Babasını araması olağan akışa uygun’
Eve gidene kadar Erköseoğlu’nun zorlandığına ya da tehdit edildiğine dair herhangi bir delilin tespit edilmediğine dikkat çeken mahkeme, çiftin eve geldikten sonra bir odaya girdiği ve bundan sonraki kısmın tek tanığının sanık Can Paksoy olduğu ve başkaca bir delil olmadığını vurguladı. Otopsi raporunda da ölüm nedinin düşmeye bağlı olduğunun anlatıldığı gerekçede, sanık Emre Paksoy’un genç kızı apartman boşluğunda görmesi üzerine 112 veya 155 yerine babasını aramasının, hayatın olağan akışına uygun olduğu belirtildi. 8 kat aşağıda yerde yatan Erköseoğlu’nu gören Emre Paksoy’un genç kızın yaşadığına ihtimal vermediğinin anlatıldığı gerekçeli kararda, “Bunun için acil yardım çağırmak yerine önce babasını araması kasıtla ilgili değerlendirilmemiştir. Böyle bir olay ile karşılaşan sanığın kendisi ve kardeşi üzerinde oluşacak şüphe konusunda ne yapacağını düşünmesi hayatın olağan akışına uygundur” denildi.
‘Anne baba boşanmış, işsiz’
Gerekçeli kararda Erköseoğlu’nun intihar etmiş olabileceğini değerlendiren mahkeme heyetinin olaya ilişkin yorumu ise şöyle; “Bir erkeğe duygusal yakınlık kuran, onunla ilişkisini ilerletmek isteyen, ancak isteği tarafça kabul edilmeyen, annesi ve babası çok önce boşanmış, yurtdışında eğitim görmüş ancak eğitimine uygun bir iş bulamamış, 26 yaşına gelmesine rağmen ailesinin desteğine muhtaç olarak yaşayan, olay gecesi evlenen babası tarafından çağırıldığı halde kardeşi gibi babasının düğününe gitmeyen, daha önceden sadece selamlaştığı bir erkek ile beraber alkol alıp, o gece duygusal yakınlık kurup gece 03.00’te evine giden, cinsellik yaşayan, erkek ev sahibinin sızmasına veya uyuya kalmasına rağmen uyumayan mağdurenin ne yaptığını, ne düşündüğünü tespit etmek mümkün değildir. Maktülenin Can ile birlikte olmak için çıkardığı çamaşırını kendisinin giymesi ve hayatta yaşadığı olumsuzlukları etkisi ile atlamış olma ihtimalininde varlığını bu davada düşünmek gerekmektedir.”