14.02.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
axgun012.jpg Prof. Dr. M. Saim Yeprem (İlahiyatçı): Kutsal emanetlerin 1517ye kadar geçirdiği safha, tarihi kayıtlar itibariyle sağlam değil. Mesela "Sakalı Şerif" deniyor. Yani ve bu işe ne kadar cami varsa Türkiyede ve bu işe önem veren dünyanın diğer ülkelerinde hepsinde var. O kadar yayılmış olabilir mi sakalı? Bir kısmı sonradan nispet edilmiş yani "Peygamberindir" denmiş. Dr. M. Ali Kılıçbay (Tarihçi): Bunların gerçek olduğunu düşünmüyorum. Biyolojik şeyler zamanla yıpranıyor. Hırka, ayak izi, sakal. Bunların dayanması mümkün değil. Avrupadaki kutsal emanetlerin neredeyse tamamının sahte olduğu kanıtlanmış vaziyette. Bizdeki hassasiyetler başka türlü. Topkapı Sarayının emekliye ayrılan müze müdürü Dr. Filiz Çağmanın ,"Kutsal emanetler tartışılacak şeyler. Onların pek gerçekle ilgisi olduğunu sanmıyorum ama saygıyı sürdürmek gerek" sözleri "kutsal emanetler" tartışmasını gündeme getirdi. Bazı tarihçi ve ilahiyatçılar, kutsal emanetlerin gerçek olmasının imkânsız olduğunu, bir bölümü de, inanılmış bu hassas konuları tartışmanın gereği olmadığını söyledi. Görüşler şöyle: Prof. Dr. İlber Ortaylı (Tarihçi): Her şeyin kutsalı vardır. Karıştırılmaz. Pozitivist yaklaşımın gereği yok burada. Bunlar hassas konulardır.Prof. Dr. Ali İhsan Gencer (İ.Ü Tarih Bölümü Başkanı): Bunda tereddüt edilecek bir şey yok. İnanılmış bir konu. Memlüklerden bize intikal etmiş kutsal emanetleri almış buraya getirmişiz. Bu bir inanç. Ben kutsal olduğuna inanıyorum. Aksini nasıl düşünebilirler?Prof. Dr. Hamdi Döndüren (İlahiyatçı): Bunlar başkasına ait şeylerse, Osmanlı gibi bir devlet niye ihtiyaç duysun? Bunların tarihi belgesel bağlantıları yazıldı, çizildi. Tereddüde gerek yok