GündemKoruyucu aileden gözyaşartan fedekarlık

Koruyucu aileden gözyaşartan fedekarlık

20.01.2013 - 13:50 | Son Güncellenme:

Zonguldak Ereğli'de, koruyucu aile olarak Ankara'da çocuk yuvasından evlat edinen Sezer çifti, 3 yaşında özürlü olduğunu öğrendikleri Cumhur'a, 35 senedir kendi çocukları gibi bakıyor. Yuva tarafından, küçük yaşlarda geri alınmak istenen Cumhur'u vermeyen aile, 'Ona bir şey olursa Ereğli'ye sığmayız' diyerek sevgilerini ifade ettiler.

Koruyucu aileden gözyaşartan fedekarlık

Ereğli'de yaşayan, Muazzez (55) Durmuş Sezer (65) çifti, 6 yıl boyunca çocuk özlemi çekti. Doktora gittiklerinde çocuklarının olmayacağını öğrendiklerinde ise üzülen çift, Ankara'ya tedavi için gittiklerinde çocuk yuvasından evlat edinme kararı aldı.

Haberin Devamı

Ankara Keçiören Atatürk Çocuk Yuvası'na giden çift, burada 400 çocuk arasında 4 aylık olan Cumhur Deniz'i evlat edinmeye karar verdi. Kıvır kıvır saçları ve mavi gözleri olan Cumhur'u evlat edinen aile, önce küçük Cumhur'u doktora götürdü. Burada gıdasız kaldığı için doktordan azar işiten aile, kendilerine verilen tedavi programını uygulamaya başladı.

Aradan geçen yıllarda Cumhur'u kendi çocukları gibi seven ve onunla ilgilenen aile, Cumhur'un 3 yaşına geldiğinde hareketlerinden şüphelenerek Ankara Hacettepe Hastanesi'ne götürdü. Kendilerine verilen cevap ile aile tekrar üzüldü. Cumhur'un annesinin, hamile olduğu dönemde çocuğu düşürmek için ilaç kullandığı ve bu nedenle de beyninin zarar görmesi sonucu 'Metal' hastalığı olduğu ve yüzde 90 beyin özürlü olduğunun tespit edilmesi üzerine, aldıkları raporu çocuk yuvasına götürerek, durum hakkında bilgi vermişler. Yuvadan kendilerine 'İsterseniz çocuğu değiştiririz' sözüne karşılık 'Asla' cevabını veren aile, çocukları Cumhur ile birlikte yeniden Ereğli'ye döndü.

Muazzez ve Durmuş Sezer çifti, 4 aylıkken aldıkları Cumhur Deniz'e 35 senedir, anne ve babalık yapıyor. Sezer çifti, ilk yıllarda Cumhur'a bakmakta oldukça zorlanmışlar. Ancak zamanla alıştıkları Cumhur'a tuvalete gitmesini ve bazı yiyecekleri yemesini öğreten aile, şimdi Cumhur'a bir şey olması halinde çok üzüleceklerini, "Ona bir şey olursa biz Ereğli'ye sığmayız." cümleleriyle ifade ettiler.

Zonguldak'ta 12 koruyucu aileden biri olan Cumhur Muazzez Sezer çifti, çocukları ile her an birlikte vakit geçiriyor. Baba Durmuş Sezer, Orman İşletme Müdürlüğü'nden emekli olduktan sonra bütün zamanını çocuğu Cumhur ile birlikte geçiriyor. Anne Muazzez Sezer ise bir an bile olsun oğlunun yanından ayrılmıyor.

"ONU BİR DAKİKA BİLE YALNIZ BIRAKMADIM"

Anne Muazzez Sezer, çocuklarının durumunu öğrendikten sonra zor günler yaşadıklarını söyledi. 15 yaşına kadar Cumhur'un altını bezlediğini ifade eden Anne Sezer, "Hayata kendimizi attık zaten. Cumhur'la her an baş başa ve göz gözeyiz. Her türlü ihtiyaçlarını ben görüyorum. Anlatmayla bitmez, gazeteler ve sayfalar almaz. Benim yaşadığım 36 senelik hayat kolay bir hayat değil. Bir kere 15 yaşına kadar bez tuttum. 15 yaşından 20 yaşına kadar sürekli altına muşamba serdim. Öyle yatırdım kaldırdım. Allah'a şükürler olsun şu anda tuvalet ihtiyacını kendisi görebiliyor. O kadar üstünde durmasaydım, onu da göremezdi. Bir tek sıkıntısı yemekle ilgili. Yemeğini kendisi yiyemiyor. Blendırda çekip yemeğini öyle yediriyorum. Zor yanları var. Ama biz artık öyle yaşamaya alıştık artık. Kolay geliyor bana. Herkes 12'ye kadar yatarken ben memur gibi 7'de kalkarım. İlaçları var. Onları veriyorum." dedi.

"ÇOCUĞU DEĞİŞTİRELİM DEDİLER"

Cumhur'la ilgili olarak, yuvadan kendilerine, çocuğu değiştirmek istediklerini söylemeleri üzerini bunu kabul etmeyen Anne Sezer, "Değiştirmek istemedik. Onu verir miyiz geriye. Kendim olsam ne yapacaktım? Ben hiç düşünmedim öyle. Beyim ile el ele verdik. Bu hayatı böyle sürdüreceğiz dedik. Ve ben hayatımdan şu anda oldukça memnunum. Geri verin dediler. Başka alın dediler. Olur mu öyle şey. Bana sığmaz öyle, benim kitabımda öyle bir şey yok. Birini ver, birisini al. Ben bunu oraya bırakıp verecektim. Allah göstermesin, bana bir yerde araba vurup kötürüm kalacaktım. Yine ben buna bakıyorum. Buna kim bakacaktı." diye konuştu.

"BİZE BİR ŞEY OLURSA ÇOCUĞUMUZA DEVLET SAHİP ÇIKAR"

Kendilerine bir şey olması halinde çocuklarına devletin sahip çıkacağına inandığını söyleyen Muazzez Sezer, "Zaten koruyucu aileyiz. Devlet herhalde bir el atar. Yani o sıkıntım yok. Ama ben Allah'a dua ediyorum; emanetini benden önce alsın. Ben onu göndereyim. O, beni değil. Allah'ın işine karışılmaz. Ama ben onun ölmesini de istemiyorum. O ölürse ya da bir şey olursa ben ölürüm. Ereğli'ye sığmam yani. Ben bunun için Ereğli'yi yakarım oğlum. Bu benim için bir başka yani. Cumhur dediğin zaman, benim için saatler durur. Cumhur; paket açmayı, gezmeyi, yoğurdu ve cacığı çok sever. Kışın ortasında cacık ister. Koyarım önüne yer. Yoğurt ve cacık, canı çektiğinde dolaptan gidip kendisi koyup yer. Onları yiyebiliyor ama genelde çiğnemeden yutuyor. Benim hoşlandığım her şeyden hoşlanır. Benim gittiğim yere gider. Ben Cumhur'u iki saat bu evde kilitleyip bir yere gitmedim. Gitmem de. Benim gördüğümü o da görsün. Onun kızdığı şeylerin başında bir yerde çok fazla oturursak kızar. Bir yere götürmezsen kızar." dedi.

"ONU KENDİ OĞLUMUZDAN AYIRT ETMİYORUZ"

Cumhur'u evlat edindikten sonra yaşadıklarını anlatan baba Durmuş Sezer ise durumunu öğrendikten sonra Cumhur'u bırakmayı asla düşünmediklerini söyledi. Ona bu şekilde bakmanın bile kendilerine büyük bir mutluluk verdiğini ifade eden Baba Durmuş Sezer, şunları ifade etti: "Şimdi biz hanımla yuvadan çocuk almaya karar verdik. Ankara Keçiören Atatürk Çocuk yuvasına gittik. Cumhur'u aldıktan sonra dışarıya muayeneye götürdük. Çocuk doktoruna götürdüğümüz de bizi nerdeyse dövecekti. Doktor, 'Bu çocuğa hiç bir şey vermediniz mi' dedi. Gıdasız kalmış. O zaman çocuğa kan iğnesi yaptı. Ama hastalığı ile ilgili bize bir şey söylemedi. 3 yaşına geldiğinde hastalığı ortaya çıktı. Haberi aldığımızda, elimiz boynumuz bükük kaldı. Ankara' da gittiğimiz Hacettepe Üniversitesinden bize rapor verdiler. Onu da çocuk yuvasına götürdük. Yuvadan bana 'Size başka çocuk verelim' dediler. Ama ben Cumhur'u bırakamadım. Burada iki üç çocuğu olanları da görüyorum. Annesini, babasını dövenler var. Ben onları görüyorum. Allah'ım veriyorsa hayırlısını versin. Böyle bunlara bakabiliyor musun? Ne mutlu. Yahu ne olacak? Ereğli, bu ev, benim olsa ne olacak? Bunları mezara mı götüreceğim? Ama ben bununla mezarda buluşacağım."

Muazzez ve Durmuş Sezer çifti, mülakat sonrasında oğlu Cumhur Deniz ile birlikte çay içti ve sohbet etti. Mutfağa giderek dolaptan sevdiği yiyecekleri alan Cumhur, babası Durmuş Sezer'e olan sevgisini ise alnından ve yanaklarından öperek gösterdi. Baba Durmuş Sezer, Cumhur'u nüfuslarına almadıklarını, bunun sebebini ise kendilerine bir şey olduğunda akrabalarının çocuklarına zor günler yaşatmamak için olduğunu ifade etti.