GündemKorona vurdu! 'Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık'

Korona vurdu! 'Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık'

25.11.2021 - 07:54 | Son Güncellenme:

Ara tatil bitti, milyonlarca öğrenci yeniden okullarına döndü. Ancak pandemi nedeniyle 1,5 yıl süren uzaktan eğitim sürecinin öğrenciler üzerindeki etkileri bitmek bilmiyor. Eğitimciler dertli! Sınıftan tuvalete giderken koridorda soyunmaya başlayan çocuklar da var, oyun hamurlarıyla oynayan ortaokul öğrencileri de... En ilginci ise öğretmenin sesini iyi duyamadığında ‘daha yüksek sesle söyler misiniz?' yerine ‘sesinizi açar mısınız?’ diyenler! İşte eğitimde salgın etkisinin boyutları...

Senim Tanay Karakuş /  Milliyet.com.tr - Pandemi nedeniyle yaklaşık 1,5 yıl süreyle eğitim, okullardan ayrı olarak uzaktan gerçekleştirildi. Aranın ardından öğrenciler, bu sene 6 Eylül’de yüz yüze ve tam zamanlı olarak eğitime başladılar. İster istemez bu da öğrencilerde bir adaptasyon sıkıntısı yarattı. Eğitimci Hatice Yılmaz, "Yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrenme kayıplarının ne ölçüde olduğunu daha net olarak gördük" diyerek, öğrencilerin okula adaptasyon sürecini kolaylaştırmada uyguladıkları yöntemleri anlattı. Yeni işlenecek her konuya başlamadan önce o konuyla ilgili bilgileri temelden alıp tekrarladıktan sonra yeni konulara başladıklarını söyleyen Yılmaz, bunun öğrenme motivasyonunu güçlendirme ve öğretim uygulamaları açısından daha verimli olduğu kanaatinde.

Haberin Devamı

"Öğrencilerimizin sosyal, duygusal becerilerini geliştirmek için teneffüslerde tüm öğrencilerin bahçeye çıkmasını sağlayarak, onları oyun oynamaya yönlendirdik" diyen Hatice Yılmaz, rehberlik biriminin yürüttüğü çalışmaların da süreci kolaylaştırdığını söyledi.  

Korona vurdu Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık

'ÇOĞU KAVGA OKUL İÇİNDEN ÇIKIYOR'

Rehberlik Bölümü Koordinatörü Yalın Kaya da, "Salgın ve evde zaman geçirmek, öğrencileri de öğretmenleri de olumsuz etkiledi. Öğrencilerin birlikte hareket etmeyi, birbirlerine destek olmayı, birbirlerinden güç almayı unuttuğunu görüyoruz. Öyle ki hemen her gün kavga eden öğrenci gruplarıyla ilgili haberler görüyoruz. Çoğu kavga da okul içinden, yani okul arkadaşları arasında çıkıyor” dedi.

Adaptasyon sürecinde rehberlik servislerinin de büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Kaya, “Yüz yüze eğitim süreciyle ilgili olarak rehberlik servisleri, ağustos sonu ve eylül başında, okullar henüz açılmadan önce öğrencileri bu sürece hazırlayıcı çalışmalar yaparak işe başladı. Bu çalışmalar, yazılı olarak veya sosyal medya üzerinden görsel/işitsel paylaşımlar biçiminde yapıldı. Okul açıldıktan sonra ise çeşitli yöntemlerle öğrencilerin yüz yüze eğitimin unsurlarıyla etkileşime girmelerini ve sosyal, duygusal öğrenme becerileri geliştirmelerini sağlamaya devam ediliyor” bilgisini paylaştı. 

Haberin Devamı

'DUYGUSAL OLARAK DAHA KIRILGAN OLDULAR'

Uzaktan öğretim, pek çok öğrencinin psikolojisini de negatif yönde etkiledi. Uzaktan öğretim sırasında eğitim-öğretim etkinliklerinin öğrenciye ait bir alanda ve onun dilediği şekilde katılabileceği şekilde yapılmasına karşın, yüz yüze eğitim sırasında öğrencinin farklı unsurlar tarafından kısıtlanması, düzeltilmesi, yönlendirilmesi ve öğrencinin bunlara karşı gelebileceği, direnebileceği bir alan bulamaması durumu doğdu. Yalın Kaya, "Yapılan araştırmalar tüm dünyada öğrencilerin sosyal, duygusal iyiliklerinde büyük bir çöküş yaşandığını, öğrencilerin duygusal olarak daha kırılgan ve sosyal olarak da daha az paylaşım yaptıklarını ortaya koydu" diyerek durumun ciddiyeti vurguladı.

Haberin Devamı

Korona vurdu Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık

'UYUM İÇİN İLK ÖNCE KENDİLERİNİ TANIMALARI GEREKLİ'

Peki, öğrencilerin yüz yüze eğitim sürecine uyum sağlayabilmeleri için okuldaki psikolojik danışmanlar, çocuklarda hangi becerilerin gelişmesine yardımcı olmalılar? Sosyal farkındalık, öz farkındalık ve öz yönetimin geliştirilmesinin öncelikli olduğunu belirten Kaya, “Empati kurmadan, farklı bakış açılarını kabul etmeden ve hatta o farklılıklardan minnettar olmadan, toplumsal yaşama ve yüz yüze eğitime uyum söz konusu olamaz" şeklinde konuştu. Kaya’ya göre, öğrencilerin önce kendi duygularını tanımaları, sınırlarını farkında olmaları ve kendisine güvenen, kendisini yeterli hisseden bireyler olmaları gerekiyor. Çünkü ancak o zaman geri dönülmez zararlara sebep olacak davranışlarının altyapısını oluşturan olumsuz duygular önlenebilir.

'DIŞA BAĞIMLI BİR GENÇLİK OLUŞTU'

"Ne var ki salgın boyunca sokağa çıkma özgürlüğü dışındaki hemen her şeye çok hızlı erişen, erişmesi gerektiğini düşünen ve erişemediği zaman da çökkünlük yaşayan bir gençlik oluştu, dışa bağımlılıkları arttı" diyen Yalın Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

Haberin Devamı

Korona vurdu Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık

"Mesele yaşamı bir YouTube videosu gibi ileri geri sarmanın, bir Tiktok videosu gibi filtreyle renklendirmenin, bir Twitter postunu siler gibi söylediklerini sildikleri bir ortama dönüştürmenin mümkün olmadığını anlatmak değil. Kendilerini yönettikleri, hedef koydukları, plan yaptıkları ve eyleme geçtikleri zaman yaşamın daha lezzetli olduğunu göstermek.

'GÖRÜLMEMİŞ ORANDA PSİKOLOJİK DESTEK VERİLİYOR'

Kaya, “Gözlemlerimiz ve deneyimlerimiz gösteriyor ki, okullardaki rehber öğretmenler, geçmiş yıllarda hiç görülmemiş oranda öğrencilere psikolojik danışmanlık hizmeti veriyor” diyerek, pandemi sürecinin yarattığı olumsuzluklara dikkat çekti.

"Çocuklar arasında geçmiş yılların çok üzerinde bir sayıda duygusal patlamalar, kavgalar, sözlü ve fiziksel çatışmalar gerçekleşiyor. Bir de ev içindeki olumsuzluklar, okula dönüş ile beraber iyice belirdi ve öğrencilerin ya evdeki aşırı baskıdan ya da ihmâl ve ilgisizlikten şikayet ederek psikolojik destek arayışında oluyor" diyen Yalın Kaya, özellikle okullardaki rehber öğretmenlerinin bu süreci yaşayan öğrencilere verecekleri psikolojik danışmanlık hizmetlerini gözden geçirmesi gerektiğini de belirtti.

Haberin Devamı

Korona vurdu Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık

Her yaş grubunun özellikleri birbirinden farklı ama asıl fark yaratan, öğrencilerin kapanma boyunca evde geçirdikleri süredeki durumları. Kimi son derece denetimsiz bir 18 ay geçirdi ve bu özgürlüğün sona ermesinden rahatsız. Kimi ise bu denetimsizliği bir ihmâl ve ilgisizlik olarak gördüğü için okulun kalabalık ortamına uyum sağlamakta zorlanıyor. Kimi sürekli annesi ve/veya babasının ders baskısı altında kalmış ve bir hapishaneden çıkmış gibi davranıyor. Kimi ise annesi ve babasının aşırı önlemlerine şahit olarak, yanlarında o kadar güvende hissetmiş ki evin dışında olduğu zaman korkular yaşıyor ve kimseye güvenemiyor.

'TUVALETE GİDERKEN KORİDORDA SOYUNAN DA VAR, ÇORABINI ÇIKARIP DERS DİNLEYEN DE'

Yalın Kaya, “Çokça farklı senaryo ile karşılaştık ve birbirine benzeseler de çok eşsizler. Bu farklılıklar vesilesiyle, kapanma sonrası okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık. Sınıftan tuvalete giderken koridorda soyunmaya başlayan çocuklar, oyun hamurlarıyla oynayan ortaokul öğrencileri, sınıfta ayakkabısı ve çorabını çıkarıp ayaklarının üzerine oturarak ders dinlemeye çalışanlar, öğretmenin sesini iyi duyamadığında ‘Daha yüksek sesle anlatır mısınız?’ yerine ‘Sesinizi açar mısınız?’ diyenler ve daha nicesi...” diyerek yaşanan vehameti gözler önüne serdi.

Korona vurdu Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık

SORUN ÇÖZMEK YERİNE BAĞIRIP AĞLADI AMA SONRA...

Böylesi bir tabloyla karşılaşılmasının altında hangi sebepler yatıyor? Kaya, bu konuya şu sözlerle açıklık getirdi: “Anne ve babalar öğretmen ya da müdür değiller, meslekleri bu olsa bile çocukları için onlar ebeveyn. Bu durumda da çocukların gelişimleri için gerekli olan alanları evde yaratmak mümkün olmadığı gibi onların karşılaşacakları ve sosyal duygusal becerilerinin gelişmesini sağlayacak senaryolar evde gerçekleşmedi. Çocuklar, sorun çözmek yerine bağırdı, ağladı ve istediklerini yaptırdı ya da isteklerini alamadı, küskünlük yaşadı. Her halükarda ilişki kurdukları kişiler hep aile üyeleriydi, kandı, candı. Şimdi ise o kandan ve candan olmayanlar diğerleriyle bir arada olmak zorundalar, aynı eskisi gibi ve bundan sonra olmaya devam edeceği gibi.”

 

Korona vurdu Okullarda ilginç görüntülerle karşılaştık

Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise dönemi öğrencilerine yaş grupları göz önünde bulundurularak tatil sonrası nasıl yaklaşılmalı? Rehberlik Uzmanı Kaya, çocukların yaşı ve gelişim aşamalarını göz önünde bulundurarak şu önerilerde bulundu:

Okul öncesi ve 1. sınıf öğrencileri, ebeveynleri ve ailenin diğer üyeleri ile kurdukları ilişkilere bağlı olarak ya okul ortamından korktukları için ya da okulun sınırlandırıcı ve kurallı ortamında kısıtlanmış hissettikleri için uyum sorunu yaşıyor. Korkan öğrencilerin velileri, çocuklarını koruyacaklarını söyleyerek okulda dururlarsa bu uyum sürecini baltalarlar. Aksine öğretmenine ne kadar güvendiklerini, onu ne kadar beğendiklerini söylemeli, çocuğun önünde öğretmene karşı hürmet ve saygıyla eğiliyor gözükmeli ki öğrenci, öğretmenine kendisini teslim edebilsin. Şu süreçte hâlâ bu konuda uyum sağlanamamış ise ailenin ciddi bir psikolojik destek ihtiyacı olabilir. Kısıtlandığı için okulda sorun yaşayan ve sorun çıkaran öğrencilerin ailelerinin ise ev ortamında kurallar ve sınırlandırmalar oluşturmaları ve hem kendilerinin hem de öğrencinin uymasını sağlamalılar.

2 ve 3. sınıf öğrencileri okulun tadına varamamış, hevesleri kursaklarında kalmış bir grup. Onların okul ile ilgili hevesleri çok yüksek. En büyük sorunu arkadaşlarıyla yaşadılar ve bunlar da hızlı şekilde çözüldü. İyi bir öğretmen ve o öğretmen ile iletişim halinde veliler ile uyum sürecini çabuk atlatacaklardır. En büyük zorluğu ders çalışmak ve ödev yapmak konusunda yaşayan bu grubu, bu konularda zorlamamak, elinden geldiğince yapması konusunda desteklemek ve eksikleri gidermek konusunda da yanında olmak gerekiyor. Geç kalmış 1. sınıf gibi olan bu grup, tatilin tadını çıkarıp okula tekrar dönmeyi ve arkadaşları ile oynamayı iple çekecektir.

İlkokulun son ve ortaokula geçiş sınıfı saydığımız 4. sınıftan 7. sınıfa kadarki öğrenciler, öğrenciliğin ne olduğu bilen, bir nebze olsun okulun onlardan ne beklediğini bilen öğrencilerdi. Bu sebeple akademik konulardaki uyumları çabuk oldu. Ne var ki arkadaşlık ilişkilerindeki beklentileri küçük çocuklarınkiler kadar saf değil. Bu yüzden çok fazla anlaşmazlık, sözlü atışma ve küsme benzeri davranışlar ile çok yüksek sayıda akran zorbalığı vakası görülüyor. Öğrencilerin aralarındaki anlaşmazlıkları dinleyen ebeveynlerin her konuda çocuklarına hak vermeleri, haklarını yedirmemek için diretmelerini öğütlemeleri bu zorbalık davranışlarını daha da şiddetlendirebilir. Bu çocuklar, empatik yaklaşmaları konusunda cesaretlendirilmeliler ve karşısındakileri anlayacak soruları sormak konusunda örneklerle teşvik edilmeliler.

8. sınıftan 12. sınıfa kadarki öğrenci grupları, yani yasal olarak sosyal medya hesabı açma, işletme ve paylaşım yapma yetkisi sahibi olan 13+ yaş grubundakiler özellikle dijital ortamdaki yaşamları konusunda paylaşım yapmak konusunda ailelerine güvenmeli. Bu, hem internetten onlara gelecek zararları önlemek için hem de onların birbirlerine zarar vermesine engel olmak için kıymetli. Bu güvenin sağlanması adına bu konularda yaptıkları hatalarda ayıplayıcı, aşağılayıcı dillerden kaçınmak gerekiyor. İhtiyaç duydukları şey, yanlışlarını düzeltmek konusundaki veli ve öğretmen desteğidir. Sosyalleşmeleri dijital ortamda şekillenmiş olan ve yeni bir tür haline gelmiş olan bu grup için okullar yapılan çalışmaların temelinde de açık biçimde sosyal duygusal becerilerin geliştirilmesi odak noktası.