06.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ
Karadeniz’deki fırtına nedeniyle önceki gün Şile açıklarında batan “Volgo-Balt 199” adlı yük gemisinin mürettebatı ile kayalıklara çarparak parçalanan tahlisiye botunun personeline yönelik önceki gece ara verilen arama kurtarma çalışmalarına dün devam edildi, 2 kişinin daha cesedine ulaşıldı. İlk olarak yağcı Turgay Sarıboğan’ın cesedine ulaşıldı. Ardından da bot kaptanı Cemil Özben’in cansız bedeni bulundu. Böylece bulunan ceset sayısı, 2’si tahlisiye botu personeli, 1’i gemi mürettebatından olmak üzere 3’e ulaştı. Batan gemi mürettebatından 7 kişi ile kurtarma botundaki 1 kişi ve karadan bota yardım etmek isterken dalganın etkisiyle denizde kaybolan balıkçı Mümin Akgün olmak üzere toplam 9 kişi aranıyor.
‘Ölüme gönderdiniz’
Tahlisiye botunun parçalanması sonucu gemide bulunan mürettebattan Ahmet Kasarcı kayalıklara atlayarak hayatını kurtarmıştı. Kaptan Özben ve yağcı Sarıboğan’ın cesetlerine ulaşılmasının ardından kayıp tek personel Mehmet Genç’e dün de ulaşılamadı. Mehmet Genç’in yakınları, Kıyı Emniyeti yetkililerine tepkiliydi. Genç’in yakınları hava şartlarının kötü olmasına rağmen botun zorla göreve gönderildiğini iddia ederek yetkililere, “İnsanları ölüme gönderdiniz” diye bağırdı. Genç’in akrabası Murat Gül, “Olayda büyük ihmal var. Mehmet evinde izinliydi ve dinleniyordu. 24 saat göreve hazırlardı her zaman. Onları bu havada denize açılmaya kim zorladıysa ölümlerden de o sorumludur” diye konuştu.
‘Büyük ihmal var’
Kaptan Özben’in ağabeyi Hasan Özben, olayda büyük ihmal olduğunu ileri sürerek, diğer kurtarma ekibi kaptanının “Bu hava şartlarında kurtarmaya çıkılmaz” diyerek tutanak tuttuğunu söyledi. Üstlerinin ağabeyinin kurtarma çalışmalarına katılması yönünde ısrar ettiğini belirten Özben, “Arkadaşlarının işten atılması ihtimalini göz önünde bulundurarak kardeşim kabul ediyor. İstememesine ve izinli olmasına rağmen kardeşim inisiyatif kullandı. Bu konuda büyük ihmaller var. Çıkmamaları gerekliydi” dedi. Kayıp balıkçı Akgün’ün arkadaşları Şile Kaymakamlığı’na başvurarak trol ağlarıyla arama yapmak için izin aldı. Onlarca Balıkçı teknesi denize trol bıraktı. Akgün’ün (26) 2 yaşında bir kızı bulunduğunu ve eşinin 8 aylık hamile olduğu öğrenildi.
‘İlk ekip geri döndü’ iddası
Kayalıklara çarparak parçalanan tahlisiye botundaki 4 kişilik personelin, Şile Tahlisiye İstasyonu’ndaki kurtarma personelinin “Denize çıkmayız” demesi üzerine Harem Tahlisiye İstasyonu’ndan gelen ekip olduğu iddia edildi. Şile Tahlisiye İstasyonu’nda görevli kurtarma personeli olaydan kısa süre sonra bir botla çıkış yaptı ama dalgaların yüksekliği nedeniyle Şile Limanı’ndan çıkamadan geri döndü. Kurtarma ekibinin limandan çıkamayacaklarını söylemesi üzerine Harem Tahlisiye İstasyonu’ndan kara yoluyla gelen ekibin denize açıldığı iddia edildi. Hayatını kaybeden ekiptekilerin izinli olmasına rağmen acil çağrıldıkları için bota bindikleri öne sürüldü.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı ise iddialara şu yanıtı verdi:
“7/24 çalışılıyor. Burada vardiya değişimi olmuş, diğer ekip görev almıştır. Daha önceki arkadaşlarımız denize çıkmayı deneyip geri dönüyor. Yerine gelen ekip de durumu değerlendiriyor. Kaptana, ‘İnsiyatif sende” deniliyor. Cemil Kaptan, ‘Denemek istiyorum, şartlar müsait olursa değerlendiririm’ demiş. 2 arkadaşımızı deniz tuttu, yerlerine başkasını koyduk.”
‘Tehlikeli yolu seçti’
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Şile Tahlisiye İstasyonu Şefliği görevinden geçen yıl emekli olan Fahrettin Doygun, tahlisiye gemisi kazasını şöyle değerlendirdi:
“8-9 bofor (rüzgar kuvveti 70 km üstü) havada bu botu denize çıkarmak gerçekten düşündürücü. Botun hiç açılmaması gerekiyordu. Cemil kaptan liman çıkışında doğu yerine batıya yönelseydi kayalara çarpmazdı. Bir an önce kaza yerine ulaşmak için yolu kestirmeden almış. Denizi açıktan alıp (önce ters istikamet ardından olay yeri) kayalardan uzaklaşsa vakit kaybedecekti. Doğu yerine batıya yönelseydi denizi ortalayacak ve kıyıdan uzaklaşacaktı. Ama doğrudan doğuya giderek vakit kazanmak istemiş. Botlar çok sağlam ve en yüksek rüzgarda bile batmayacak kadar güçlü. Hatta bunun için hacıyatmaz deniyor. Ama bu açık denizde geçerli. Kayalık ve kıyı alanında parçalanma tehlikesi vardı. Bu botlar yüksek dalga boyunda (4 metre üstü) havalandığında makineler kendiliğinden durur. Yangın ya da patlama tehlikesine karşı makineler stop eder. Birkaç dakika içinde tekrar çalışır. Bu bot bu kadar zor bir havada denize açıldı, kıyıdan bir ekip liman ağzında bekleyerek olası bir tehlikede can simidi ve halat atarak onları kurtarabilirdi.”
‘Dalgalar teknenin motorunu durdurdu’
Kazadan tek kurtulan isim olan Kıyı Emniyeti personeli Ahmet Kasarcı: Dalgalar motorların durmasına neden oldu ve botu savurdu. Hareketsiz kaldık ve kayalıklara doğru savrulduk. Baş tarafa çıkıp kayalıklara halat atmak istedim. Ancak bu sırada şiddetli bir dalga bota çarptı. İçeri doğru gitmek istedim ancak başaramadım.Tüm gücümle kayalıklara atladım. Kayalıklara tutundum ve yukarı doğru tırmanmaya başladım. Dalga beni sürekli geri çekiyordu ancak zayıf olduğum için kayalara iyi tutundum. Ancak bütün kemiklerim darbe aldı. Kıyıdakiler bana ip attılar. Ona tutunarak karaya çıktım. Şu an nefes alırken bile şiddetli ağrım var. Daha botun içindeyken hepimizi ağır darbeler aldık. Kaybolan ve ölen arkadaşlarım için çok üzülüyorum. Motorların durması bizi çaresiz bıraktı. Kayalık yerine kumsala veya açığa sürüklensek hiçbir şey olmazdı.
‘Fosforlu can yeleği giymeleri gerekirdi’
* Eski kaptan Murat Güler: O havada mendirekten çıkmak doğru değildi. Böyle havalarda görünebilmeleri açısından fosforlu can yeleği giymeleri lazım.
* Eski Kıyı Emniyet Müdürü Hücum Tulgar: Bu tekneler yalpaladığı zaman döneceği için 10 saniye kadar makine stop eder. Sonra tekrar devreye girer. Makine bu 10 saniye içinde durup sonra dalgayla karaya vurmuş olabilir. Bu çok olağanüstü durumdur. İhmalden ekip çıkmadı demek onlara haksızlık.
* İsmini vermek istemeyen Kılavuz Kaptan: Kurtarma teknelerinde denize düşeni almaya yarayan kanca ve halat gibi ekipmanlar bulunur. Botun arka güvertesi deniz seviyesindedir. Eğer denizin durumu ve hava koşulları bu yöntemle kurtarmaya uygunsa kurtarılacak kişiye kanca atılarak güverteye çekilir. Ancak bu botlar öncelikli olarak tespit görevi görürler. Denizdeki kişinin yerini tespit eder, helikoptere lokasyon belirtir. Eğer kurtarılabilecek durumdaysa teknedeki ekip, ekipman yardımıyla kurtarma çalışması yapar.
* Balıkçı Bülent Özüdoğru: Biz limanın içine sığınmıştık. Kazayı görüp yardıma gittik ama yetişemedik. Bu kadar güçlü bir rüzgarda botun limandan çıkması bile hataydı.
* Olaya tanıklık eden Bülent Can Demirkaya: Denizden hiçbir şekilde yardım edilecek bir pozisyon yoktu. Kayanın üstünden bir zincir oluşturup 7-8 kişi yardım etmeye çalıştık. Kameralar gelmeden 10-15 dakika önce el ele tutuşup arkadaşı almak için mücadele ederken bir dalga bizi darmaduman etti ve arkadaşlarımızdan birini aldı. O denize düşen balıkçı arkadaş da denizin üstünde fazla kalamadı. n AYŞE SORUCU, ÇAĞLA AĞIRGÖL İstanbul
İşte örnek operasyonlar
Dünyadan gemi kurtarma çalışmaları:
* Danimarkalı ESVAGT kurtarma ekibi Kuzey Denizi’nde başarılı çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Ekibin öne çıkan başarılarından biri kargo gemisi Silva mürettebatını 4 metreyi geçen dalgalara rağmen kurtarmış olması. Kamboçya’ya bağlı kargo gemisinin içinde bulunan 12 mürettebat motorların durması üzerine yardım çağrısında bulunmuş, helikopter ve botlarla gerçekleştirilen çalışma sonrası kimse yaralanmadan kurtarılarak operasyon tamamlanmıştı.
* ABD ise başarılı Sahil Güvenlik ekibiyle dikkat çekiyor. Son dönemde yaşanan Sandy kasırgası sırasında okyanus üzerinde yapılan çalışmalar sayesinde HMS Bounty isimli gemide bulunan 16 kişiden 14’ü kurtarıldı. Kurtarma çalışması 2 kurtarma helikopteri ve bir uçakla koordinasyonlu olarak yürütüldü.
DIŞ HABERLER SERVİSİ