17.11.2020 - 11:24 | Son Güncellenme:
AA
Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan gerekçeli kararda, mağdur Kübra Tayfur ile sanık Ersin Ülker'in 2015 yılında resmi nikah olmaksızın birlikte yaşamaya başladıkları, olay tarihinden 9 ay önce aralarında geçimsizlik başladığı ve evlerini ayırdıkları belirtildi.
Kararda, 14 Eylül 2019'da Kübra Tayfur evinde uyuduğu sırada sanığın mağdurun izni ve rızası olmadan salonun açık olan camından içeri girerek bıçak çıkardığı ve mağdurun boynunu tutarak "Beni nasıl polise ihbar edersin?" diyerek mağduru sol dizinden yaraladığı anlatıldı.
Mağdur Tayfur’un çığlık atması üzerine sanığın camı kapatarak mağduru yatak ile duvar arasında sıkıştırdığı ve boğazını sıktığı aktarılan kararda, sanığın önceden hazırladığı çaydanlığın içerisinde bulunan sıcak yağı mağdurun yüzüne, göğsüne, kollarına ve sırtına dökerek evden kaçtığı kaydedildi.
Alınan raporda, Kübra Tayfur'da 1. ve 2. derece yanık oluştuğu, yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde olduğu kararda bildirildi.
Sanığın savunmasına da yer verilen gerekçeli kararda, sanık Ülker, mağdurun telefonunda başkalarıyla mesajlaştığını gördüğünü, mutfakta tartıştıkları sırada ocakta çayın bulunduğunu, her şeyin yere döküldüğünü, itişme esnasında yağın mağdurun üzerine döküldüğünü, dökülenin sıcak su yahut çay olduğunu düşündüğünü ve firari olması nedeniyle polisin gelmesinden korktuğu için evden kaçtığını söyledi.
Mağdur Tayfur'un da olayın akabinde alınan ifadesinde, sanığın önceden hazırladığı sıcak çaydanlığı yüzüne, göğsüne, kollarına ve sırtına döktüğü, boğuşma esnasında dizinden bıçakladığı söylemleri kararda yer aldı.
Tayfur’un mahkemede alınan beyanına da yer verilen kararda, mağdurun "Sanık benim beraber yaşadığım kişidir. İki çocuğumuz bulunmaktadır. Ben olay günü ne kadar beni yakarak öldürmeye çalıştığından bahisle şikayetçi olmuşsam da öyle bir şey olmamıştır. Kesinlikle bana saldırmadı. Ben kızgınlık ile öyle ifade verdim, şikayetçi değilim." dediği aktarıldı.
"MAHKEME, SANIĞIN LEHİNE OLAN MADDELERİ UYGULAMADI"
Mağdurun beyanlarına ilişkin gerekçeli kararda, şu tespitlere yer verildi:
"Mağdur, mahkememizde olayın önceden anlattığı gibi olmadığını, sanığın kendisine saldırmadığını, kızgınlıkla öyle ifade verdiğini beyan etmişse de, olayın hemen akabinde hastanede alınan beyanında olayı tüm ayrıntıları ile anlatmıştır. Bu nedenle mahkememizdeki beyanının sanığı kurtarmaya yönelik olduğu, bu nedenle sanığın suçtan kurtulmaya yönelik tutarsız beyanları ile mağdurun sanığı kurtarmaya yönelik sonraki beyanlarına itibar edilmemiştir."
Tarafların bir süre birlikte yaşaması, müşterek iki çocuklarının bulunması ve dosya kapsamına göre sanığın öldürme kastıyla bir dönem birlikte yaşadığı mağdurun üzerine kızgın yağ dökmesinin "kasten öldürmeye teşebbüs etme" suçunun eylemini oluşturduğu belirtilen kararda, "mağdurda meydana gelen fiziksel tahribat ve zararın ağırlığı dikkate alındığında, teşebbüs maddesinin uygulanmasında alt sınırdan uzaklaşıldığı, sanığın sabıkalı hali, olumsuz kişiliği, suç işlemekten çekineceği hususunda olumlu kanaat oluşmaması nedenleriyle lehine olan maddelerin uygulanmadığı" değerlendirilmesinde bulunuldu.
MAHKEMENİN KARARI
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Ersin Ülker hakkında "canavarca hisle öldürmeye teşebbüs etmek" ve "konut dokunulmazlığını ihlal etmek" suçlarından 14 yıldan 23 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenmişti.
Mahkeme, sanık Ülker'i "kasten öldürmeye teşebbüs etme" suçundan 12 yıl, "konut dokunulmazlığını ihlal etme" suçundan 2 yıl olmak üzere 14 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Sanığın sabıkalı hali ve verilen cezanın haddi gözetilerek indirim uygulanmasına yer olmadığına karar veren heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.
Karar sonrasında mağdur Kübra Tayfur ağlayarak, sanığa sarılmaya çalışmış, "Bu kararı kabul etmiyorum. Bırakın onu." ifadelerini kullanmıştı.