14.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu’da gerçekleştirilen kazılarla tarih gün yüzüne çıkıyor. İzmir’den Van’a Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen kazı çalışmaları sırasında arkeologlar, insanlık tarihini değiştirecek bulgulara rastlıyor. Şanlıurfa’da 1995’ten bu yana kazılarla ortaya çıkarılan, tarihi M.Ö. 10.000 yani günümüzden 12.000 yıl öncesine uzanan Çanak Çömleksiz Neolitik döneme ait bir inanç merkezi olan Göbeklitepe, bu bulguların en güzel örneği. Tarihin sıfır noktası olarak öne çıkan Göbeklitepe’deki kazı çalışmaları devam ediyor.
Kayıp eserler bulunuyor
Türkiye’de resmi izinle yapılan kazı çalışmalarının yanı sıra binlerce kaçak kazı da gerçekleştiriliyor. Son yıllarda artan bu kazıların önüne geçmek için sıkı güvenlik önlemleri alınıyor. Ancak yurt dışına kaçırılan irili ufaklı binlerce eserin ait olduğu topraklara döndürülmesi büyük bir çaba gerektiriyor. En son Gaziantep’in Nizip ilçesindeki Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan Çingene Kızı mozaiğinin 1960’lı yıllarda yurt dışına kaçırılan kayıp parçalarının peşine düşen Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin bu yolda attığı adımlar sonuçsuz kalmadı.
Çingene Kızı mozaiğinin eksik 12 parçasının 2012’de ABD’nin Bowling Green Üniversitesi’nde olduğunun belirlenmesinin ardından harekete geçen belediyenin başlattığı diplomasi trafiğinde sona gelindi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile üniversite arasında imzalanan protokol kapsamında 12 parça, aslıyla buluşacak. Sırada diğer kayıp parçaların bulunması var. Türkiye’nin tarihi ve kültürel hazinesini gözler önüne seren diğer kazılar ve bu kazılardan çıkarılan eserler ise şöyle:
Antik yaşamdan izler
Kuruluş efsanesi Makedonya Kralı İskender’in gördüğü bir rüyaya dayandırılan ve Türkiye’nin üçüncü büyük antik kenti Smyrna/İzmir kazılarıyla Kadifekale’deki İçkale, Smyrna Tiyatrosu ve Smyrna Agorası ortaya çıkarılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından yürütülen kazı çalışmalarına Total Türkiye, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası da destek veriyor. Bugün bir bölümü ziyarete açık olan Smyrna Agorası’nda Antik Çağın en büyük sivil bazilikalarından olan Agora Bazilikası, Antik Kent Meclisi ve Agora Roma Hamamı’nda çalışmalar devam ediyor. Agora Bazilikası’nda dünyanın en zengin duvar yazıları koleksiyonu yer alıyor. 20 bin kişi kapasiteli Smyrna Tiyatrosu ise 1.500 yıl sonra yeniden gün ışığına çıkarılmaya başlandı.
7,5 milyon yıllık fil fosili
Kayseri’nin Kocasinan ilçesinde Yamula Barajı civarında yaşayan bir çobanın ihbarıyla bulunan yaklaşık 7,5 milyon yıl öncesine ait filin alt çene ve kalça kemiği fosillerine ulaşıldı. Fosiller, özel bir yöntem olan “alçı ceket” ile korunarak, laboratuvar araştırmaları için bilim merkezine nakledildi.
1500 yıllık aşk korunuyor
Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyündeki Parion Antik Kenti’ndeki kazılarda bulunan ve iki sevgiliye ait olduğu tahmin edilen 1500 yıllık mezar, “bitmeyen bir aşkın öyküsü” olarak koruma altına alınıp, arkeopark haline getirildi.
Yontma taş aletleri
Van Erciş’teki Meydan Dağı bölgesinde yürütülen yüzey araştırmaları ve kazı çalışmalarında ağaçlardan yapılan çadır tipindeki barınaklar ile alt paleolitik, orta paleolitik ve kalkolitik dönemde kullanılan el baltaları ve kesici aletler tespit edildi.
Toprak altındaki sanat
Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde, tarihi İpek Yolu ile Kral Yolu’nun kesiştiği noktada yer alan Apameia Antik Kenti’nin tespit edilen en önemli mimari yapısı antik tiyatronun kuzey ve güney “analemma” duvarları gün yüzüne çıkarılıyor. Antik kent, Frig, Pers, Seleukos ve Roma uygarlıklarından önemli izler taşıyor.
Mozaik zemin şaşırtıyor
Aydın’ın Sultanhisar ilçesindeki Nysa Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmalarında, M.S. 4. yüzyıla ait olduğu değerlendirilen mozaikli taban tespit edildi. Helenistik dönemde kurulan, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun olarak yerleşim gören ve antik dönemin ticaret güzergâhları üzerinde yer alan Nysa Antik Kenti’ndeki kazı çalışmaları sürüyor.
Hazine çıktı
Elazığ’daki tarihi Harput Kalesi’nde 2 bin 700 yıllık Urartu dönemine ait açık hava sunak alanı ortaya çıkarıldı. Tarihi kalede son 5 yıldır yürütülen kazı çalışmalarında ayrıca Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu, Dulkadiroğulları ve Osmanlı dönemine ait yapı kalıntıları ile seramik, çini, alçı kabartma, ok ucu, mancınık taşı, mutfak eşyaları, tıbbi aletler, taş mühür gibi küçük parçalardan oluşan yaklaşık 110 bin objeye rastlandı.
Açık hava tapınağı
Eskişehir’in Han ilçesi yakınlarındaki Yazılıkaya Midas Anıtı’nın da olduğu vadide yürütülen arkeolojik yüzey araştırmasında, 200 bin yıl öncesine ait oval iki yüzeyli taş alet ile Neolitik dönemden kalma bir kazıyıcı bulundu.
Çalışmalar Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Rahşan Tamsü Polat başkanlığında yürütülüyor. Yazılıkaya Midas Şehri’nde anıtsal ve çok sayıda kült anıtın olması, buranın Phryglerin bölgedeki en büyük dini metropolü olduğunu gösteriyor. Anıtların mimari olarak tasarımları birbirinden farklı olarak yapılmış olsa da hepsi ana tanrıça Matar Kubileya kültüne adanmış birer açık hava tapınağı.
GENÇ DİONYSOS HEYKELİ
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Akkale Antik Liman yerleşimindeki sezon kazılarında M.S. 160 yılına tarihlendiği tahmin edilen heykel başı bulundu. Heykel başının ‘Genç Dionysos’ olarak adlandırılan heykele ait olduğu, heykelin saçları asma yaprakları ve üzüm salkımlarından esinlenerek yapıldığı tahmin ediliyor.
URARTULU KADINLARIN BİLEZİKLERİ
Van Kalesi civarında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında sürdürülen çalışmalarda bir Urartulu kadının mezarından 14 bilezik ve çok sayıda takı eşyası çıktı. Yaptıkları kazı çalışmalarında kadınların takı modasını çok iyi takip etiklerini söyleyen Konyar, “Bu, Urartu’da çok nadir karşılaşılan bir durum. Taşıdığı buluntular, halktan olmadığını gösteriyor. Urartu toplumunun büyük bir kesmi takıya çok düşkün” dedi.
Görkemli festival: Oktoberfest
Bahar & Utku Sezer: Bavyera kültürünün baş tacı Oktoberfest her yıl eylül sonu, ekim başında Almanya’da kutlanıyor. Ülke geneline, hatta günümüzde neredeyse tüm dünyaya yayılan bir festival olmasına karşın Bavyera Eyaleti’nin başkenti olan Münih, festivalin sahibi ve en görkemli kutlandığı şehir. Sabah erken saatlerde başlayıp tüm gün süren festivalde Bavyera kültürünün hissedebileceği eğlenceler düzenleniyor, yerel yemekler ve bira sunuluyor. Oktoberfest’te birbirinden güzel yerel kostümlerden almayı da ihmal etmeyin.
‘İguanalarla yüzüyorsunuz’
Selin Semerci: Kosta Rika, belgesellerden fırlamış gibi bir ülke. Ülke turizminin tamamını eko-turizmden alıyor. Ülkenin tüm yatırımları da bunun üzerine. Şu an içinde bulunduğum yer ise Arenal Volkan’ın sularından oluşan bir doğal termal spa. Siz yüzerken etrafınızda iguanalar koşuşturuyor. Ama rahatsız etmiyor, daha çok rahatsız oluyorlar.