23.07.2020 - 15:12 | Son Güncellenme:
DHA
Gölağılı köyünde yaşayan Fatma A., 12 Temmuz günü beraberinde eşi Kazım A. ile birlikte Malazgirt Jandarma Karakolu'na giderek, eşinin kardeşi Sinan A. tarafından 3 ay boyunca ölüm tehdidiyle cinsel saldırıya maruz kaldığını söyledi. Fatma A.'nın şikayeti üzerine gözaltına alınan Sinan A. (28), sevk edildiği adliyede, Malazgirt Sulh Ceza Hakimliği'nce 14 Temmuz günü, adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Sinan A.'nın serbest bırakıldığı gün Fatma A., eşi Kazım A. tarafından başından tabanca ile 2 kurşunla vurularak, öldürüldü. Gözaltına alınan Kazım A. tutuklanarak, cezaevine koyuldu.
Fatma A. ailesi tarafından Patnos ilçesine bağlı Özdemir köyünde toprağa verildi.
Jandarma ekipleri, Gölağılı köyünde geniş güvenlik önlemi alırken, çiftin 3 ile 11 yaşları arasındaki 6 çocuğu, devlet koruması altına alındı.
İstanbul Barosu avukatlarından Mir Bedirhan Ayaz, kız kardeşinin anlatımlarının mahkeme tarafından kabul görmemesine isyan ederek, şöyle konuştu:
"12 Temmuz'da cinsel saldırı olduğu yönünde bize bir haber geldi. Ben de kardeşime şikayette bulunmasını söyledim. Eşi ile birlikte 12 Temmuz da şikayette bulundular. Aynı gün Sinan A. gözaltına alınıyor. Kız kardeşim kendi meramını anlatacak bir Türkçe'ye sahip değil. Tercüman atanması gerekirken tercüman atanmadı. Dolayısıyla verdiği ifadesinde darp, fiziki şiddet gibi terimler, hukuki terimler bunların ne olduğunu bilmiyor. Kendi beyanında Sinan A.'nın kendisine şiddet ve darp olmadığını söylemişse de Muş Adli Tıp Kurumu raporunda darp olduğu görülmüştür. Dolayısıyla burada büyük bir eksiklikler zinciri meydana gelmiştir. Şahıs, gözaltına alındıktan 2 gün sonra serbest bırakılıyor. İfadesinde kardeşimin kendisine iftira attığını söylüyor. Sinan A.'nın yeğeni Kader A. da bu tür olaylara şahit olduğunu anlatmıştır. Maalesef tecavüzcü serbest bırakılıyor. Savcının tutulama talebi ile sevk ettiği mahkemede adli kontrol kararı salıverilmesi bizi hayretler içerisinde bırakıyor. Kadının beyanı esas alınması gerekirken erkeğin beyanının esas alınması, zafiyet.
Sinan A.'nın serbest bırakılmasına itiraz ettiğini belirten avukat Mir Bedirhan Ayaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Adli kontrol kararının kaldırılmasına yönelik itirazda bulundum. Maalesef talebimiz reddedildi. Bir üst mahkeme değerlendirecek. Umarım yürekli, adaletli, vicdanlı hakimlerimiz vardır. Bu işi güzel bir şekilde sonuçlandırırlar. Sinan A., 14 Temmuz'da bırakıldıktan sonra bu katliam meydana gelmiştir. Sinan bırakıldıktan sonra Kazım A., 'Eşim, kardeşime iftira atmaktadır, dolayısı ile bu artık bir namus meselesi oldu. Bu işi temizlememiz gerekiyor' diye söylemlerde bulunuyor. Sinan A. , Kazım A. ile irtibata geçerek; 'Senin eşin bana iftira attı. Benimle ailemizin kararı var. Sen bu kadını öldürmezsen, biz kendi ellerimizle hem seni, hem eşini, hem çocuklarını öldürürüz' diyor. Dolayısıyla Kazım bu işi tek başına, bireysel olarak yapmış olabilir ama bu işin altında bir plan ve komplo var. Coğrafyanın kadınlara bakış açısı maalesef belli. Kadın sessizliğini haykırdığı zaman ölüme neden oluyor ki oldu da Biz bu kirli zihniyete karşı hep beraber, el ele mücadele ederek, erkek egemen sistemini ortadan kaldırarak, bu cinayetlerin önüne geçeceğiz. Başka bir kadının da canına mal olmaması için bu tür durumlara hassasiyetle yaklaşılmalı. Bu gibi dosyalarda erkeğin beyanı esasa alınmamalı. Bu cinayet dosyası bir kişi tarafından bireysel olarak işlenmemiş toplumsal ve ailesel bir baskı sonucu işlendiğini mahkeme nezdinde de kanıtlanarak, bu vahşiler en ağır şekilde cezalandırılır. Sinan A., 2005 yılında özkardeşini öldürmüş bir katildir, bir tecavüzcüdür. Tecavüzcünün, katilin beyanı esas alındı. Kendi kardeşini öldüren bir insanın bu işi yapmaması için hiçbir neden yoktur. Sinan, ağabeyini 2005 yılında öldürdüğünde yaşı küçük olduğu için şu an dışarıda. Davanın takipçisi olacağız."