09.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KAM İstanbul
İddiaya göre İstanbul’un çeşitli ilçelerinden evlerine su götürmek için gelenler ve ticari amaçlı su dolduranlar yüzünden köylü, çeşmeleri kullanamaz hale geldi. Su doldurma sırasında ise yaşanan tartışmalar zaman zaman kavgaya dönüştü. Köy muhtarlığı da yaşanan bu sorunlara çözüm olması için köy halkını toplayarak aldığı karar doğrultusunda köyün çeşitli yerine kamera sistemi takıldı. İki çeşmenin musluklarını kartlı otomasyon sistemi ve bir çeşmeye kilit taktı. Kartlı otomasyon sistemi takılan muslukların da sadece köy halkına dağıtılan kart okutulduktan sonra su alınabiliyor. Kilit takılan çeşmeden ise çevresinde oturan köy sakinlerinde bulunan anahtar sayesinde yararlanılabiliyor.
Amaçlarının buradan suyu doldurup bunun ticaretini yapanların önüne geçmek olduğunu belirten köy muhtarı Serkan Kılıçaslan şunları söyledi:
‘Huzuru sağladık’
“Bu sistem paralı, kontörlü bir sistem değil. Kartın içine herhangi bir kontör ya da ücret yüklemesi olmuyor. Köy kahvesindeki görevliye talimat verdim, İstanbul’dan evine 4-5 damacana su götürmek için gelen misafirimiz köy kahvesinden kartı alıyor, doldurup geri veriyorlar. Bizim amacımız buradan suyu doldurup bunun ticaretini yapanların önüne geçmek ve bununla birlikte huzuru sağlamak. Başka hiçbir amacımız yok. Kaymakam beyle görüşerek yaptık. Köyümüz çok kalabalık oluyordu. Köyde yaşlılar var. Şu an köyde hiç vaka yok. Biz bunu iki ay önce başlattık. Bu sisteme geçince köyümüze insan gelmemeye başladı. Hem salgına da karşı önlem almış olduk. Kartı sadece kendi köylümüze dağıtık. Köydeki kamera sistemi ve otomasyon sistemini kurabilmemiz için bir maaliyet çıktı. Köylülerle toplanıp hane başına ne kadar düşüyorsa topladık. Köy halkının dışında kimseye kart vermiyoruz. Kart satışımız kesinlikle yok.”
‘Kavga çıkıyordu’
Köy sakini Fatma Aksu, “Gece bir de, 03.00’te geliyorlar. 2-3 bidon alana lafımız yok ama kamyonlarla geliyorlar. Kendi emeklerimizle getirdiğimiz suyu biz kullanamıyoruz” dedi. Salih Karakaş ise, “Alemdağ, Sultanbeyli, Sarıgazi, Çekmeköy her yerden minibüslerle, kamyonlarla su almaya geliyorlar. Burası çok kalabalık oluyor, kavga çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Hasan Kılıçaslan ise, “Köylüler su doldurmaya gittiğinde dışarıdan 10-20 bidonla gelenler müsaade etmiyor. Biz bu suyu 10 kilometre uzaklıktan kendi çabamızla getirdik. Kartlı sistemle biz köylüler çok rahat” diye konuştu.
‘Köylü böyle bir tedbir alabilir’
“Köyün kendi emeği ile çıkarttığı, yaptığı bir çeşmeyse sadece köylüye özgülemek bakımından böyle bir şey yapabilir” diyen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın Gülan ise şunları söyledi: “Sadece köye özgülenmiş bir hayratsa köyün ihtiyaçlarını gidermek ölçekli üçüncü kişilerin kullanımına sınırlandırırlar. Mesela meralar da herkese açıktır ama bu herkes köy nüfusuna kayıtlı herkestir. Köyün ihtiyaçları için getirilmiş bir suysa buradaki herkes köy nüfusuna kayıtlı herkestir. Başka yerlerden gelecek herkes anlamında bir genişliği yoktur. Ama köy orta malı olmasını haklı ve gerekli kılacak niteliği yoksa, bu suyun kaynağı, getirilişi ve yapılışı bakımından köyün ihtiyacı dışındaki kısma başkalarının yararlanmasını engellemekte hukuken yanlıştır. Köyün imkanlarıyla köy sınırları içerisindeki köy orta malı olmuş ise köylünün yararlanmasına münasır halde tutulabilir.”