GündemKarl Landsteiner bilim dünyasına damga vurdu!

Karl Landsteiner bilim dünyasına damga vurdu!

13.06.2016 - 21:37 | Son Güncellenme:

Karl Landsteiner Google tarafından unutulmadı. Bilim dünyası için önemli katkılarda bulunan Karl Landsteiner'a özel Doodle hazırlandı. Peki Karl Landsteiner neden doodle konusu oldu. İşte tüm detaylar...

Karl Landsteiner bilim dünyasına damga vurdu

Karl Landsteiner Google tarafından unutulmadı ve ünlü arama motorunun ana sayfasına konuk oldu. Önemli olay ve kişiler için özel olarak hazırlattığı doodle tasarımlarına bir yenisi ekleyen Google, tıp dünyasına oldukça önemli katkı sağlayan Karl Landsteiner'ı atlamadı. Peki Karl Landsteiner kimdir? İşte tüm detaylar...

Haberin Devamı

Google ana sayfasında yer alan "doodle" olarak adlandırılan logoda laboratuvar ortamı, kan tüpleri ve bir araştırmacı figürü yer alıyor. Logosunun üzerine tıklandığında, başlıca kan gruplarını bulması ve kan naklinin tıpta basit bir işlem haline gelmesini sağlayan ABO kan grupları sistemini geliştirmesiyle tanınan Landsteiner'in hakkında bilgilerin yer aldığı sayfaya ulaşılabiliyor.

Doodle uygulamaları, dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere bu platformda yer vererek dikkati çekmeyi amaçlıyor. İnternet kullanıcıları, özel tasarımlı logonun üstüne tıklayarak, o güne, kişiye, konuya özel daha ayrıntılı bilgilere erişebiliyor.

Karl Landsteiner kimdir?

Haberin Devamı

Karl Landsteiner bilimsel çalışmaları sayesinde kendini ispatlamaya başardı. 17. yy’dan beri bilinen insandan insana kan nakli uygulaması, çoğu kez ölümle sonuçlandığından 19. yy sonlarında pek çok ülkede yasaklanmıştı. Kan naklindeki ölüm nedenlerini araştırmaya başlayan Landsteiner, tüm ilgisini alyuvarlar ile kan serumu arasındaki antijen-antikor tepkimelerine yöneltti. Karl Landsteiner, Kan serumunda bulunan ve her biri bu antijenlerin yalnızca birine özgü olan antikorları da (aglütinin) anti A ve anti B olarak adlandırdı. Daha sonra, bu antijenlerin ve antikorların varlığına ya da yokluğuna göre insanda en az üç kan grubu olduğunu gösterdi; bu grupları A, B ve O olarak adlandırdı. İşte Karl Landsteiner hakkında tüm detaylar...

Karl Landsteiner bilim dünyasına damga vurdu

1908’de Viyana’daki Wilhelm Kraliyet Hastanesinde görev aldı.

1908 yılından itibaren yaklaşık on yılını çocuk felci (Poliomyelit) çalışmalarına adadı. Bu hastalıktan ölmüş bir çocuğun beyin omurilik sıvısını maymunlara enjekte ederek hastalık yapıcı etkenin bir virüs olduğunu ilk kez Landsteiner açıkladı. Böylece Poliomyelitin immünolojisi ve sebepleriyle ilgili bugünkü bilgilerimizin temelleri atıldı.

Karl Landsteiner'in Hayatı Karl Landsteiner, 14 Haziran 1868 yılında Viyana da doğdu. Bir hukuk doktoru ve tanınmış bir gazeteci olan babası Leopold Landsteiner Karl 6 yaşındayken vefat etti. Karl, annesi Fanny Hess tarafından yetiştirildi. Yaşıtlarına göre erken yaşlarda okul hayatına başlayan Karl, her zaman başarılı ve parlak bir öğrenci oldu.

Haberin Devamı

Karl Landsteiner, 1885 yılında Viyana Üniversitesinde tıp alanında eğitim almaya başladı. Henüz öğrenciyken biyokimyasal araştırmalar yaparak kan bileşenlerine diyetlerin etkisi üzerine bir makale yazdı.

1891 yılında tıp fakültesinden mezun olduktan sonra 5 yıl Münih’te çeşitli laboratuarlarda çalışmalar yaptı.

1896 yılında Viyana’da Hijyen Enstitüsünde Max Von Gruber‘in asistanı oldu. Karl Landsteiner, 1898-1908 yılları arasında Viyana Üniversitenin Patolojik Anatomi bölümünde asistan oldu. Burada morbid fizyolojisi ve anatomisi üzerine çalışmalara başladı. Menenjitin bakteriyel nedenini bulan profesör A. Weichselbaum ve pnömokokları keşfeden Fraenckel ile birlikte çalışmaları oldu.

Karl Landsteiner bilim dünyasına damga vurdu

Landsteiner, kan grupları ve bağışıklık alanındaki öncü çalışmalarıyla tanındı. 17. yy’dan beri bilinen insandan insana kan nakli uygulaması, çoğu kez ölümle sonuçlandığından 19. yy sonlarında pek çok ülkede yasaklanmıştı. Kan naklindeki ölüm nedenlerini araştırmaya başlayan Landsteiner, tüm ilgisini alyuvarlar ile kan serumu arasındaki antijen-antikor tepkimelerine yöneltti. Uzun laboratuar çalışmaları sonucunda 1901'de, alyuvarlarda A ve B adını verdiği iki tür antijen (aglütinojen) bulunduğunu gösterdi. Kan serumunda bulunan ve her biri bu antijenlerin yalnızca birine özgü olan antikorları da (aglütinin) anti A ve anti B olarak adlandırdı. Daha sonra, bu antijenlerin ve antikorların varlığına ya da yokluğuna göre insanda en az üç kan grubu olduğunu gösterdi; bu grupları A, B ve O olarak adlandırdı. Bir yıl sonra, A ve B antijenlerinin ikisini birden taşıyan ve AB antikorları içermeyen AB grubunu buldu. Kan nakli sırasında farklı kan gruplarının kullanılması ile ortaya çıkabilecek aglütinasyon reaksiyonlarına dikkat çekerek; kan naklini sıradan bir uygulama haline dönüştürmüş ve bağışıklık kimyasının doğuşunu da hazırlamıştır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

1911 yılında, Viyana Üniversitesinde Patolojik Anatomi Profesörü oldu. 1919 yılına kadar burada morbid anatomi ve immünoloji üzerine çeşitli çalışmalar yapıp makaleler yayınladı. Haptenleri keşfederek Wasserman reaksiyonuna yeni bilgiler ekledi ve frengi immünolojisi hakkında yeni bilgiler ortaya çıkardı. Paroksismal Hemoglobinüri ile ilgili bilgilere katkıda bulundu. 1916 yılında Helen Wlasto ile evlendi ve bu evlilikten bir oğlu oldu.

Birinci dünya savaşından sonra 1919 yılında ülkesinden ayrılıp Hollanda ya gitti. Üç yıl La Haye’deki bir hastanede çalışmalarını sürdürdü. Burada farklı hayvan türlerinin hemoglobinlerinin serolojik özgüllüğü, anafilaksiyi uyaran protein ile konjugatları ve yeni bulduğu haptenler ile ilgili 12 makale yayınladı.

1922 yılında, Newyork’taki Rockefeller Tıbbi Araştırma Enstitüsünde çalışmaya başladı. 1929 yılında bu ülkenin uyruğuna geçti. 1939’da emekliye ayrılmasına rağmen ölene kadar bu enstitüde araştırmalarını sürdürdü.

1930 yılında, kan gruplarına ilişkin çalışmaları nedeniyle Nobel Fizyoloji ve Tıp ödülünü aldı.

1940’da Wiener ile birlikte adını deneylerde kullanılan rhesus maymunundan alan Rh faktörünü buldu. Rh aglütinojeninin varlığına göre pozitif ya da negatif olarak adlandırdı. Yeni doğanlarda ölümle sonuçlanan sarılıkların sebebininde anne ile bebeğin Rh uyuşmazlığı olduğunu gösterdi. Landsteiner’in çalışmaları adli tıbbın gelişmesine de katkıda bulundu. Babalık ve cinayet davalarında kan gruplarının birebir kanıt olmasını sağladı.

24 Haziran 1943 yılında laboratuarda kalp krizi geçirdiğinde elinde pipeti vardı. İki gün sonra vefat etti.

Karl Landsteiner bilim dünyasına damga vurdu