Kara kartal reklamla büyüyor!

Beşiktaş’ın başarısı sadece sportif değil... 34 senedir iyi bir Beşiktaşlı ve 13 senedir reklamcıyım, haber vermekte fayda olabilir.

Uzun seneler şerefli ikincilikler, ilk üçe zor girmelerden sonra iki sene üst üste şampiyonluğun ‘sesimizin çok çıkmasına’ neden olduğu konusunda söylenen rakiplerimizin hakkını vermek isterim. Bizim de başarı ile gelen bir gururumuz, şevkimiz olsun biraz… Bırakın uzun süre mahrum kaldığımız mutluluğumuzu yaşayalım.

Bu işin sadece sportif başarı ile alakası olmadığını da söylemek isterim, daha önceleri şampiyonluk ile gelen neşeli dönemlerimiz bir yaz sürmüş sonra yine hayallerimiz yıkılmıştı. Fakat bu sefer işin sadece bir yazlık olmayacağını düşünmemiz; yeni stadımızdan ve ana sponsorumuz Vodafone’la yapılan işbirliğinin sadece formamızdaki bir logodan ibaret olmayışındandır.

Vizyon sahibi sponsor, iyi bir reklam ajansı ve bu ikilinin markaya (Beşiktaş’a) neler katabileceğini çok erken fark eden bir yönetim var şu an sofranın başında ve yemekler çok iyi kokuyor.

Yönetimin sürekli “Biz vitriniz, marka değerimiz en iyi, dünya bizi tanıyor” gibi demeçlerini biraz yadırgasam ve yeni popüler olmaya başlayan popçu beyanatı gibi görsem de, bu konuda da gelişeceğimizi düşünüyorum. Yoksa atılan adımların büyüklü küçüklü pozitif yansımalarını görmek için reklamcı olmaya gerek yok. Nitekim bu iş birlikteliklerinin marka olma adına nelere kadir olduğunu yönetim de fark etmiş olacak ki, Vodafone sponsorluğuna istinaden çalıştıkları Tribal Worldwide reklam ajansına ek olarak, kulüp ‘Muhabbet’ isimli başka bir ajansı daha masaya davet etmiş durumda.

Sosyal medyadaki iz

Bu sene jürilik yaptığım, Türkiye’nin en prestijli reklamcılık yarışması Kristal Elma’da daha önce hiçbir takımın başaramadığı bir şey yaptı Beşiktaş...

Beşiktaş, bu seneyi toplamda 5 kristal, 4 gümüş, 2 bronz, sayısız shortlist ve ‘Sessiz Tezahürat’ isimli iş ile Dijital Büyük Ödül ile kapattı. (Bu sene Fenerbahçe’nin de Sosyal Medya kategorisinde bir Kristal Elma kazandığını söylemeden geçmemek lazım.)

Son iki senede alınmış, yerel ve global ödülleri saymıyorum bile...

Sayısız Kristal Elma, Effie, Felis, Mix ve Kırmızı, Golden Drum almış, milyonlarca kere izlenmiş, binlerce kere paylaşılmış işleri, ajanslar ve sponsor kadar Beşiktaş’ın hanesine de yazıyorum.

Bunun doğru bir sponsorluğun, reklamın gücünün, daha doğrusu Tribal Worldwide ve Muhabbet gibi güçlü yaratıcı ekiplerin bir marka için nelere kadir olabileceğinin örneği değilse nedir? Bu konuda Umut Kutlu ve ekibinin de sanırım hakkını yememek lazım. Yoksa şimdiye kadar hangi kulübün ‘Efendi Beşiktaş’ gibi bir işe para yatırdığını gördünüz? Hangi yönetime ‘Sessiz Tezahürat’ın kulübe yararlı olabileceğini anlatabilirdiniz? Anneler Günü’nde iletişim yapılması gerektiğini anlatan bir ajansa hak ve para veren başka bir yönetim var mı?

Yoksa 3 büyükler bu sene yaptıkları kadar isimli/kariyerli futbolcular daha önce de transfer ettiler, hiçbiri bu yaz konuşulduğu kadar konuşulmadı. Hiçbiri Candaş Tolga Işık’ın sabahlara kadar çalışıp da yayınlattığı ‘Come to Beşiktaş’ içerikleri kadar sosyal medyada iz bırakmadı. Hiçbiri transfer sezonunun bitiminden aylar sonra internette çeşitli şekillerde çoğaltılıp farklı ülke vatandaşları, farklı takım taraftarları tarafından kullanılmaya devam etmedi...

Beşiktaş markalaşırken ezeli rakipler geride kaldı.

Beşiktaş iletişimi çözdü

An itibari ile düzenli, programlı altyapı çalışmalarının olmamasından kelli futbolumuzun ne kadar büyük bir problemle karşı karşıya olduğu konusu gündemimizde... Aynı düzensizlik ve iş bilmezlik “Markalaşma, markalaşıyoruz, dünya markasıyız” laflarını çok beğenen fakat tam olarak ne olduğunu ya da nasıl yapılacağını bilmeyen 3 büyüklerimiz için bu kulvarda da geçerliydi.

Beşiktaş, sponsorunun da yol göstermesi ile son bir iki seneye kadar markalaşma yönünde kendi kendine debelenen rakiplerinin önüne geçmiş oldu.

Galatasaray’ın UEFA kupası ile yaptığı fakat istediği kadar nemalanamadığı reklamı, Beşiktaş bu pazarlama kafası olan, planlı programlı adımları ile daha sağlam atmış durumda.

Demem o ki, Beşiktaş bu iletişim işini çözdü. Bu işler biraz da deneme yanılma ile ufak ufak adımlarla başarılan işler. Hiçbir marka ilk reklam kampanyası ile marka olmadı. Beşiktaş da bu yolda son iki senede çok yol kat etti. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin de bu yarışta çok yakında Beşiktaş’ın ensesinde olacağına eminim, nitekim Beşiktaş’ın bu gayretlerinin getirilerini hızlıca fark etmezlerse onlar için çok geç olacak.

Yazıda ismi geçen işlerin linkleri:

Efendi Beşiktaş

https://vimeo.com/192641567

Anneler Günü Filmi

https://vimeo.com/229823418

Sessiz Tezahürat

https://vimeo.com/236572690

BizKaraKartalız case

https://vimeo.com/229823355