11.03.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Esra Alus - Gökhan Karakaş
Özel yetkili mahkemeleri kaldıran ve uzun tutukluluğu 5 yıla indiren yasayla kapatılan mahkemelerle ağır ceza mahkemeleri arasında başlayan kriz dün zirveye tırmandı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un, yargılamayı yapan Özel Yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nce serbest bırakılmasının ardından diğer sanıklarının da ağır ceza mahkemelerine tahliye talebinde bulundu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 33 sanığın tahliye talebini ‘yetki gaspı yapıldığına’ dair uzun bir açıklamayla reddetti ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurulacağını açıkladı. HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’den mahkemeye yanıt geldiği saatlerde 13. Ağır Ceza’nın tahliye taleplerini reddettiği Tuncay Özkan, Levent Göktaş, Sedat Peker ve Kemal Kerinçsiz, Alparslan Aslan ve İbrahim Şahin’in Çağlayan’daki ağır ceza mahkemelerince serbest bırakıldı.
‘Psikolojik harekât’
1. Ağır Ceza Mahkemesi kararında tahliyeleri şu gerekçeyle reddetti: “Sanıkların psikolojik harekat, kara propaganda yapmak suretiyle görsel ve yazılı medyayı, milletvekillerini, kamuoyunu, yargılama mercilerini etkileme, yönlendirme ihtimallerinin bulunması, davayı itibarsızlaştırma ve kaçma şüphelerinin bulunması, halen hükmen tutuklu durumunda olmaları, almış oldukları cezaların miktarları, 19 sanık hakkında müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş olması, tutukluluk hallerinin AİHM’in tutuklama için makul suç şüphesinin dahi yeterli görüldüğü, adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağına karar verimleştir.”
‘Baskı altındayız’
13. Ağır Ceza Mahkemesi, kararın üzerinden 7 ay geçmesine rağmen neden hala gerekçeli kararın yayımlanmadığını ise şu cümlelerle anlattı:
“Yargılama süreci 4 sene, 9 ay, 15 gün süren zaman diliminde, 620 celse mesai saatlerini de aşan sürelerde, toplam 3699 saat, 106 dakika, 48 saniye duruşma salonu oturum kaydı tutulmuştur. Sanıklara toplam 106.068 dakika (294 gün, 3 saat, 48 dakika) savunma süresi tanındığı, sanık müdafilerine ise, toplam 36.200 dakika (100 gün, 3 saat, 20 dakika) savunma süresi tanındığı görülmektedir. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi dosyanın çok kapsamlı olması nedeniyle incelenmesinin uzun süre aldığı açıktır... Mahkememiz bugüne kadar Türk yargı tarihinde hiçbir mahkemenin maruz kalmayacağı kadar ağır bir baskı altında olmasına rağmen gece gündüz herhangi bir mesai gözetmeksizin gerekçeli kararı hazırlamak için yoğun çaba göstermiştir. Bu tarih itibariyle de gerekçeli kararın yüzde 80’e yakın bölümü tamamlanmıştır...”
İlk gün 19 tahliye kararı
* İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi, 13.30 sıralarında Tuncay Özkan ile emekli Albay Avukat Levent Göktaş ve Sedat Peker için tahliye kararı geldi.
* Saat 16.00’da İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi avukat Kemal Kerinçsiz’in tahliyesine karar verdi.
* Saat 16.30’da da İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, emekli Albay Dursun Çiçek ve Danıştay cinayeti faili avukat Alparslan Arslan hakkındaki tahliye kararı verdi. Arslan’a yurtdışı yasağı koydu. Balyoz davası hükümlüsü Çiçek ve hakkında kesinleşmiş hüküm bulunan Arslan cezaevinden çıkamayacak.
* Saat 16.45’te ise İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin hakkında tahliye kararı verdi.
* Saat 18.00 sıralarında İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün tahliyesine karar verdi.
* Saat 18.30 sıralarında da İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Tuğamiral Alaattin Sevim, Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve gazeteci Merdan Yanardağ’ın tahliyelerine karar verdi.
* Saat 19.40’ta İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, emekli Albay Hasan Atilla Uğur, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İşçi Partili Hikmet Çiçek, eski Astsubay Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş’ın tahliyelerine karar verdi.
* Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Hasan Ataman Yıldırım, Mehmet Bedri Gültekin, Erkan Önsel, Serdar Öztürk ve Turhan Özlü’nün tahliye talepleri ise reddedildi.
Kınından çıkmış bir kılıç gibiyiz
Tahliye edilen Doğu Perinçek’i ailesi ve İşçi Partililer karşıladı. Gün boyu Silivri’deki nöbet çadırında Perinçek’in tahliyesini davul zurnalar eşliğinde bekleyen partililer, Perinçek’i “Atatürk’ün sloganlarıyla” karşıladılar.
Perinçek, ilk açıklamayı cezaevi önünden yaptı. ‘Türkiye’yi bölenlerin iktidarını yıkacağız ve Türkiye’yi birleştirenlerin iktidarını kuracağız’ diyen Perincek, “Milletimizi saygı ve sevgi ile selamlıyoruz. Bizleri Ergenekon’a hapis ettiler Şimdi Ergenekon’dan çıkıyoruz. Cemaatlerin tarikatların kökünü kazıyacağız, Cumhuriyeti ayağa kaldıracağız. Bizi tahliye ettiren Türkiye halkının fedailerinin öncüleridir. Şu anda kınından çıkmış bir kılıç gibiyiz. Göreve hazırız. Hedef Atatürk devrimi idi. Bu hedefe ulaşmak için İşçi Partisi ve TSK’yı hedef aldılar. Türk ordusu ve İP olarak Ergenekon’dan gazi olarak çıkıyoruz. Bizleri hedef alanlar çürüdüler, dağılıyorlar” dedi.
HSYK’DAN JET YANIT
Öyle bir mahkeme kalmadı
Ergenekon davasına bakan ve cezaevindeki bazı sanıklardan hafta sonu gardiyanlar aracılığıyla topladığı tahliye dilekçelerini görüşüp, reddederek tartışma yaratan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin, “TBMM’nin özel yetkili mahkemeleri kaldırması anayasaya aykırı” şeklindeki açıklamasına HSYK’dan jet yanıt geldi. HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur 13. Ağır Ceza Başkanı’na şu yanıtı verdi: “Mahkeme kurma ve kapatma yetkisi TBMM’nindir. Anayasa’nın 142. maddesine göre mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin yasa Cumhurbaşkanı’nın da onayından geçerek yürürlüğe girmiştir. Artık İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi diye bir mahkeme de kalmamıştır.” Özese’nin, “Kanunun iptalini istedik” şeklindeki açıklamasına da Anayasa Mahkemesi yanıt verdi. Yüksek Mahkeme, yapılan bir başvuru olmadığını yanıtını verdi.
ANKARA Milliyet
‘Bu bir Gladio yapılanması’
Ergenekon sanıklarının tahliye talebini oybirliğiyle reddeden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ret kararında ilginç ifadelere yer verdi. Kararda, “Ergenekon” adlı örgütün bir derin devlet yani Gladyo/Kontrgerilla yapılanması olduğu ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiğinin mahkeme tarafından sabit görüldüğü ve “derin devlet/kontrgerilla/gladyo/süper NATO isimleriyle anılan “derin yapı”nın ilk kez yargı önüne çıkarıldığı tespiti yer aldı.
Türk Ceza Kanunu’nda darbeye teşebbüsün tamamlanmış bir suç gibi cezalandırılmasının öngörüldüğüne dikkat çekilen kararda, “Sanıklar tarafından ‘Bir genelkurmay başkanından nasıl terörist olur’ söylemleriyle oluşturulan bir algı söz konusu. ‘Terörist’ kelimesi hukuki değil, siyasi bir kavramdır. Bu nedenle bu suçun failleri işledikleri eylemleri suç kapsamında kabul etmez” dendi.
Dilekçe veren 33 dava sanığı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye taleplerini reddettiği isimler şöyle: Mustafa Levent Göktaş, Mehmet Fikri Karadağ, Özkan Kurt, Ulaş Özel, İsmail Sağır, Mehmet Demirtaş, Hasan Ataman Yıldırım, Levent Ersöz, Muzaffer Tekin, Sedat Peker, Boğaç Kaan Murathan, Semih Tufan Gülaltay, Veli Küçük, Fikret Emek, Kemal Kerinçsiz, Serdar Öztürk, Yalçın Küçük, Aykut Metin Şükre, Ergün Poyraz, İbrahim Şahin, Kemal Aydın, Doğu Perinçek, Mehmet Bedri Gültekin, Turhan Özlü, Erkan Önsel, Hikmet Çiçek, Mehmet Deniz Yıldırım, Hasan Atilla Uğur, Tuncay Özkan, Durmuş Ali Özoğlu, Memet Zekeriya Öztürk, İsmail Yıldız, Oktay Yıldırım.