19.03.2020 - 13:04 | Son Güncellenme:
AA
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının, Özgür Duran'ın, Şeker tarafından öldürülmesine ilişkin soruşturması tamamlandı.
Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Şeker hakkında, "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçlamasıyla 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İddianamede, Şeker'in suç tarihinde sırtında bulunan çantası ve ayağında bulunan botları üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün raporuna yer verildi.
Olay sırasında yere düştüğü iddiasında bulunan Şeker'in beyanlarını tespite yönelik raporda, çantanın üzerindeki yeşil renkli kirliliklerin, olay yerinden alınan numunelerle uyuştuğu, çanta üzerinde ve numunelerde "Heptacosanol" adlı maddenin bulunduğu kaydedildi.
İddianamede yer verilen otopsi raporunda, Duran'ın aldığı bıçak darbesinin tek başına öldürücü nitelikte olduğu, bıçağın 90 derecelik dik açıyla kalbine saplanarak ölümüne sebebiyet verdiği belirtildi. Raporda, "Maktulün kesin ölüm sebebinin, kesici delici alet yaralanması sonucu gelişen iç organ yaralanması, iç ve dış kanama neticesinde meydana geldiği, ölümüne etkili başkaca travmatik ya da patolojik özellik saptanmadığı" ifade edildi.
Ayrıca maktulün kanında 69 mg etanol ve çeşitli ilaç etken maddelerinin bulunduğuna da otopsi raporunda yer verildi.
Şüphelinin muayenesi sonucunda Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen raporda ise Şeker'in boyun kısmında, göz altlarında, sol el baş parmağında bulunan yara ve morlukların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralar olduğu aktarıldı.
GÖRGÜ TANIKLARININ İDDİALARI
Özgür Duran'la olay tarihinden bir ay önce Konya'da birlikte yaşamaya başladıkları iddia edilen A.D, iddianamede yer verilen ifadesinde, maktulle "alkol" yüzünden tartıştıklarını, maktulün, tartışma sırasında sağ omuz arka kısmına doğru sert bir şekilde vurduğunu söyledi.
Tartışma sonrası ayrı ayrı evden çıktıklarını anlatan A.D, kaldıkları evin karşısında bulunan parkta otururken, gelip kendisini alması için Özgür Duran'a mesaj attığını, bunun üzerine bulunduğu yere gelen Duran'ın kendisine küfürlerle bağırmaya başladığını belirtti.
Tartışma sırasında Duran'ın kendisine değil ama parkta bulunan kamelyanın direğine yumruk attığını dile getiren A.D, bu sırada Şeker'in elinde bıçakla kendilerine doğru gelip, Duran'a, "Kadını neden rahatsız ediyorsun" dediğini kaydetti.
A.D, Duran'ın kendisinin nikahlı eşi olduğunu söylemesi üzerine, Şeker'in yanlarından uzaklaştığını, bu sırada maktul ve şüpheli Şeker arasında bir arbede yaşandığını, bıçağı gören maktulün daha fazla sinirlendiğini, maktul ile şüphelinin bir anda birbirlerine sarılarak yakalarından tuttuklarını ve birbirlerine yumruk vurduklarını, kavga sırasında maktulün olay yerinde bulunan çalı gibi bitkilerin üzerine sırt üstü düştüğünü, şüphelinin de yan tarafına yere düştüğünü anlattı.
Tanık A.D, olay günü Şeker'in, kendi ağlama sesini ve maktulün bağırdığını duyunca yardım etme amacıyla yanlarına geldiğini düşündüğünü dile getirdi.
Olay anını parka bakan ikametinin penceresinden gören tanık M.Ö. ise İstanbul Yolu Caddesi'ne yakın kameriyede kadın ile maktulün çok sesli tartıştıklarını, maktulün kadına küfür ettiğini, daha sonra olay yerine şüphelinin geldiğini, kameriye içerisinde bulunan maktulün dış tarafta bulunan şüpheliye doğru yüksek sesle bağırarak küfürler ettiğini, şüphelinin karşılık vermediğini, şüphelinin oturduğu site yönüne doğru yürümeye başladığını, kameriyeden 50-60 metre uzaklaştığını, maktulün küfürler ederek şüphelinin yanına gittiğini, şüphelinin maktulün küfürlerine karşılık vermediğini, maktulün şüpheliye yumruk ve tekme attığını, şüphelinin de maktule tekme atıp eli ile vurduğunu, şüphelinin elinde bıçak görmediğini, maktulün olay yerinde bulunan taşın yanına sırt üstü düştüğünü ve ayaklarını sallamaya başladığını, şüphelinin de hiçbir şey olmamış gibi parkın içine doğru gittiğini, şüpheliye ilk saldıran ve küfür edenin maktul olduğunu beyan etti.
Olayı ikametinin penceresinden gören diğer tanık D.K. de maktulün şüpheliye doğru saldırıp darbetmeye çalıştığını, A.D'nin bu sırada "Dur Özgür, yapma Özgür, bırak çocuğu" şeklinde maktulü engellemeye çalıştığını gördüğünü ve duyduğunu belirtti.
Kadir Şeker, olayı böyle anlattı:
Özgür Duran'ı öldürme kastıyla hareket etmediğini ve yaşananlar dolayısıyla pişman olduğunu belirten Şeker ise kütüphanede ders çalıştıktan sonra karnı aç olmasına rağmen, parkın yanından geçerken duyduğu bağrışlara, ağlayan kadın sesine dayanamadığını, kadının şiddet gördüğünü düşündüğünü söyledi.
Duran'ı uyardıktan sonra maktulün tartıştığı kadının eşi olduğunu söylemesi üzerine, yanlarından ayrıldığını öne süren Şeker, Özgür Duran'ın bu sırada ağza alınmayacak küfürler ettiğini, bu nedenle arkasına dönüp baktığında Duran'ın iyice hırçınlaşıp üzerine doğru koştuğunu iddia etti.
Yüzünü maktulün yumruklarından saklamak için elleriyle kalkan yapmaya çalıştığını aktaran Şeker, bu sırada maktulün boğazına yapıştığını, geriye kaçmaya çalıştıkça boğazını bırakmadığını, ciğerlerinin acıyıp nefes alamadığını, bunun üzerine cebinde duran bıçağı eline aldığını, tek elle açılabilir bıçağı sağ eli ile açtığını, geriye doğru kaçmaya çalıştığını, maktulün boğazından tutmaya devam ettiğini, geri geri giderken botunun takılıp sırt üstü yere düştüğünü, maktulün de tam üstüne düşmeyip yanına doğru düştüğünü, maktul düştükten sonra elinde acı hissettiğini, elinde ve bıçakta kan gördüğünü, bıçağı kapatıp cebine koyduğunu kaydetti.
Şeker, daha sonra yürüyerek teyzesinin evine gittiğini, geri dönüp bakmadığını, maktulün ne halde olduğunu görmediğini, eve gittiğinde elini sakladığını, eline ve bıçağa su tuttuğunu, üstünü değiştirip yatmaya hazırlandığı sırada polislerin geldiğini, eve gittiği esnada elinin kesildiğini bildiğini, fakat maktulün bıçakla yaralanıp yaralanmadığını bilmediğini beyan etti.
İddianamede, Şeker'in suç aleti bıçağın, 6136 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yasak niteliğinde olduğu vurgulandı.
"TAKDİR YETKİSİ MAHKEMEDE"
İddianamede, Şeker'in eyleminde, 5237 sayılı TCK'nin 25. maddesinde düzenlenen "meşru savunma" ve 27. maddesindeki "sınırın aşılması" halinin uygulanma şartlarının değerlendirilmesi hususu mahkemenin takdirine bırakıldı.
Şeker hakkında "Kendisine yönelik gerçekleştirilen hakaret ve yaralama şeklindeki haksız eylemlerin getirdiği hiddet ve şiddetli eylemin etkisi altında kendisine ait, cebinde bulunan bıçağı maktulün kalbine ika ederek haksız tahrik altında üzerine atılı bulunan kasten öldürme suçundan TCK'nin 81. maddesi uyarınca cezalandırılması, hakaret ve yaralama şeklindeki ilk haksız hareketin maktul tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle Şeker hakkında lehine olacak şekilde üst hadden haksız tahrik hükümlerinin uygulanması istendi.
İlk duruşma, 29 Nisan 2020'de Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
OLAY
İddiaya göre, üniversiteye hazırlanan Kadir Şeker, merkez Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi'ndeki parkta bir kişinin sevgilisini darbettiğini görmüş, çifti ayırmaya giden genç, bu sırada saldırgan Özgür Duran'ın sözlü ve fiziki müdahalesiyle karşılaşmıştı. Genci bir süre kovalayan ve darbeden Özgür Duran, boğuşma sırasında aldığı bıçak darbesiyle yere yığılmıştı.
Göğsüne aldığı yara nedeniyle ambulansla Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan Duran, hayatını kaybetmişti.
Polis ekipleri, olay yerindeki kan izlerini takip ederek Şeker'i ikamet ettiği teyzesinin evinde gözaltına almıştı. Şeker, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.