26.09.2023 - 11:55 | Son Güncellenme:
Nurettin ARKAN/DHA
SDÜ Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Soner Albay, insan kadavrasının tıp eğitimi için oldukça önemli olduğunu, aynı zamanda temin edilmesinin çok zor olduğunu belirtti. Anatominin en eski tıp bilimi olduğuna değinen Prof. Dr. Soner Albay, "İnsan vücudunu oluşturan yapıları, bu yapıların özelliklerini, birbirleri ile ilişkisini inceleyen bilim dalı olan anatomi; sadece tıp fakültesi değil sağlıkla ilgilenen birçok bölümün önemli derslerinden biridir. Diş hekimliği, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ebelik, hemşirelik, diğer sağlık bilimleri ile ilgili yüksekokullar bu bölümler arasında sayılabilir. Birçok yerde tıbbın temeli diye geçer. Biz de burada bu saydığımız bölümlere anatomi dersi veriyoruz" diye konuştu.
'KADAVRAMIZ VAR AMA DEVAMININ GELMESİ ÖNEMLİ'
Anatomi denilince akla ilk gelen şeyin kadavra olduğuna değinen Prof. Dr. Albay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadavra bu dersin olmazsa olmazlarından biridir. Tabi hiç kadavrası olmayan anatomi bölümleri yok değil. Bizim uzun süredir yani kurulduğumuzdan beri kadavramız var ama devamının gelmesi önemli. Kadavra sürekli geliyor olmalı ki; sonsuza kadar kullanılması mümkün değil, belli bir süreden sonra kadavraların uygun şekilde defnedilmesini sağlıyoruz. Ülkemizde kadavra temini biraz güçleşmiş durumda."
'9 BAĞIŞÇIMIZ VAR AMA DOSYA OLARAK DURUYORLAR'
Üniversiteye başvuru yaparak öldükten sonra vücudunu kadavra olarak bağışlamak isteyen gönüllüler olduğuna değinen Prof. Dr. Soner Albay, şöyle devam etti:
"Fakülteye bu şeklide bağışçılar geliyor, kendilerini eğitimde kullanılmak üzere, sonrasında da belirttikleri şartlarda defnedilmek üzere bağış yapıyorlar. Bizim de oldu. 9 bağışçımız var. Ne var ki dosya olarak duruyorlar. Biz onlardan maalesef herhangi bir haber alamadık. Ülkemizdeki kanunlar ve inançlar nedeniyle bunu bilemiyoruz. Birisi kendisini bağışladığı zaman yanında mümkünse kanunen mirasçısı olan eşi, oğlu, kızı gibi şahit huzurunda tutanak tutuyoruz. Öldükten sonra mirasçıları 'Biz defnetmek istiyoruz' derse, hiçbir üniversite 'Kadavra benim, elimizde tutanak var' diye hak iddia etmez. Sonuç şuna geliyor; o kişinin hayattayken kendisini bağışlamasından çok, öldükten sonra nasıl bir ortam oluşacağını planlayıp buna göre işlem yapılması gerekiyor. Yani o kişi öldüğü zaman en yakınındaki kişiler 'Evet bu hayatta iken bunu istemişti' diyebilmeleri lazım. Maalesef kadavra temini lehine işleyen bir süreç oluşamıyor."
'SAHİPSİZ CENAZELERDE YETKİ SAVCILIĞIN'
Demirören Haber Ajansı muhabirinin 'Kimliği olmayan, kimsesi bulunamadığı için kimsesizler mezarlığına defnedilen cenazeler oluyor. Bunları değerlendiremiyor musunuz' sorusuna Prof. Dr. Soner Albay, "Maalesef bu konu tamamen başsavcılıkların yetkisinde. Ölen kişinin herhangi bir yakını bulunmak üzere kanuna göre 15 gün sıfır ve eksi 4 gibi derecelerde morgda saklanarak yakınları aranır, bulunamadığında savcılık onu üniversiteye verme yetkisine sahiptir. Ama hiçbir şekilde bu yola girmeyip defnedilmesini de uygun görebilir" karşılığını verdi. Anatomi dersinde sadece tıp eğitimi alan öğrencilerin değil, uzmanlık eğitimi alanların da kadavraya ihtiyaç duyduğunun altını çizen Prof. Dr. Soner Albay, bilim için 'kadavra gönüllüsü' aradıklarını vurguladı.
EN İDEALİ 2 YIL
Isparta SDÜ Tıp Fakültesi'nin yılda en az 2 kadavraya ihtiyacı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Soner Albay, kadavra bağışlarının ulusal bir sistem üzerinden değil, bireysel görüşmelerle gerçekleştirildiğinden Türkiye geneli için bir rakam söylemenin mümkün olmadığını anlattı. Prof. Dr. Albay, kadavraların bir insan bedeninin sığacağı büyüklükte özel muhafazalı küvet tarzı havuzda ilaçlı sıvı içinde bekletilmesi halinde çok uzun yıllar çürümeden durabildiğini, eğitimde kullanılması halinde en idealinin 2 yıl olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Albay, kadavra bulmakta sıkıntı çeken üniversitelerin bu nedenle ellerindeki kadavra ile uzun yıllar idare etmeye çalıştıklarını da aktardı.