31.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın raporunda bilgi iletişim teknolojilerinin ve yeni medyanın pandemi ile birlikte gündelik hayattaki rolünün gitgide arttığı, çocuklar ve ailelerin interneti ve sosyal medyada, mahremiyetlerini tanımadıkları insanlarla paylaşır duruma geldiği belirtildi. “Ana-Babanın Çocuğun Fotoğraf ve Görüntülerinin Sosyal Medyada Yayınlamasından Doğan Sorumluluğu” başlığı altında, anne ve babaların çocuklarının kişisel veri niteliğindeki görüntülerini, bilgilerini, evlatlarının gelecekteki hayatına etkisini sorgulamaksızın paylaştığına dikkat çekilirken, bu tip paylaşımların çocukların yakınları, bakıcıları veya öğretmenleri tarafından da yapılabildiği kaydedildi. İçerik paylaşımlarının çocukları “istismarcılara açık hedef” haline getirdiği vurgulanan raporda, “İstismar; fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal istismar ve ihmal olmak üzere dört ana başlık altında incelenmektedir. Çocuğun ihmal ve istismarı sonucunda, çocuk internete yönelerek zararlı içeriklere ve sanal zorbalığa maruz kalabilmekte, organize suç örgütlerinin hedefi haline gelebilmektedir” denildi.
PORNOGRAFİ TUZAĞI
İnternetteki zararlı içeriklerin, çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediği, zihinsel ve bedensel tam ergenliğe ulaşmamış olması nedeniyle etkiye açık bulunan çocukların özel koruma gereksinimi bulunduğu belirtilerek şu değerlendirme yapıldı: “Akıllı telefonlara sahip olan çok sayıda çocuk ve genç hem kendileri uygunsuz materyaller üretmekte hem de tacirlerin tuzaklarına düşebilmektedir. İnsan ticaretine ve çocukların ticari anlamda cinsel istismarına konu çocuklar, para karşılığında satılabilmekte, fuhuş yaptırılabilmekte ve pornografik amaçlı faaliyetlerde kullanılabilmektedir.”
SİBER ZORBALIK
Raporda, bir kişi hakkında doğru olmayan bilgiler yaymak, utandırıcı fotoğraflar yayınlamak, incitici, aşağılayıcı mesajlar yayınlamak, tehditler yollamak şekilde ortaya çıkan “siber zorbalık” konusunda ise çocuklara, yalnız olmadığının, bu durumu güvendikleriyle veya bir kurumla paylaşmaları gerektiğinin anlatılması istendi.
İnternette çocukları bekleyen tehlikelerden birinin de uşaklaştırma (grooming) olduğuna işaret edilen raporda, internet ortamında bir yetişkinin kendini çocuk olarak tanıtıp sanal ortamda tanıştığı çocukların güvenini kazanarak sanal ya da gerçek dünyada istismar ettiği kaydedildi. Raporda, “uşaklaştırma ‘grooming’ çocuk istismarının yeni türü olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadelerine yer verildi.
INSTA-ANNELER
Raporda, sosyal medya ve annelik odaklı içerik paylaşan blog sayfalarının ortaya çıkmasıyla; “sosyal medya anneleri, Instagram anneleri, YouTuber anneler, Instamom’lar, akademisyen anne, öğretmen anne, aşçı anne, doktor anne, oyuncu anne, Ali’nin annesi, blogger anne, mommyblogger” gibi çocuk ve annelik üzerine paylaşım yapan sosyal medya hesaplarının ortaya çıktığı” belirtilerek, şu tespit yapıldı:
“Sosyal medya anneleri henüz fotoğraf çekme/paylaşma kavramını bile bilmeyen çocuklarının görüntülerini sosyal medya hesaplarından paylaşarak fenomen hâline gelmişlerdir. Dahası anneler takipçi sayılarına göre reklam almakta, çocukları üzerinden reklam yaparak para kazanmakta, çocukları ticari kazanç için aracı olarak kullanmaktadırlar. Bu nedenle sosyal medyada annelik meslek hâline gelmekte ve metalaştırılmaktadır. Çocukların doğum anı, banyo yaparken, yemek yerken, uyurken, üzgünken, ağlarken, oyun oynarken ki halleri, çocuğun yüzü, ismi, kimliği bazen adres ve okulunun ismi açık olarak belirtilerek sosyal medyada paylaşılmaktadır.”
EBEVEYNE YAPTIRIM YETERSİZ
Raporda, çocukların haklarının ebeveynler tarafından korunmasının zorunlu olduğuna işaret edilerek, ebeveynlerden hukuka uygun, özenli ve hassas davranmaları istenerek, “Çocukların kişilik hakkını, özel hayatının gizliliğini, mahremiyetini, unutulma hakkını sosyal medya aracılığıyla ihlal eden ebeveyne uygulanacak yaptırımları içeren yasal düzenlemeler yetersizdir” denildi.
DİJİTAL BAĞIMLILIK
Dijital medyanın ve internetin, amacıyla uyumlu olmayacak şekilde, kontrolsüz, problemli ve günlük yaşamı etkileyecek şekilde kullanımının “dijital bağımlılık/ internet bağımlılığı” sorununa yol açtığı vurgulanan raporda, “Dijital bağımlılık çocukların hem mevcut biyopsikososyal gelişimlerini etkilemekte, hem de yetişkinliğe kadar etkileri süren uzun vadeli sonuçlara yol açmaktadır” tespiti yer aldı.
YARIN: İNTERNETİN ZARARLI KULLANIMINA KARŞI NELER YAPILIYOR? KAÇ ÇOCUĞA ULAŞILDI?