06.05.2018 - 11:51 | Son Güncellenme:
DHA - AA
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, İstanbul için bugün kuvvetli yağış uyarısında bulunmuştu. Öğle saatleri itibari ile İstanbul, batısından orta bölgelere kadar yağışın etkisi altına girdi. Meteoroloji, akşam saatlerine kadar yağışın devam edeceğini, gece saatlerinde ise yağışların daha da şiddetleneceğini açıkladı.
Meteoroloji'den yapılan açıklamada şöyle denildi:
"İstanbul'un güney ve doğu ilçelerinde beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların, akşam saatlerine kadar kuvvetli (10-30 kg/metrekare) olacağı, akşam saatlerinde zayıflayacağı, ancak gece saatlerinde etkisini artırarak tekrar kuvvetli (10-30 kg/metrekare) olması tahmin edildiğinden meydana gelebilecek olumsuzluklara (ani sel, su baskını, yıldırım, yağış anında kuvvetli rüzgar, vb.) karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir."
İL İL HAVA SICAKLIKLARI İÇİN TIKLAYIN
17 İLE UYARI
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden, Ankara ve İzmir başta olmak üzere 17 şehirde yarın kuvvetli gök gürültülü sağanak beklendiği bildirildi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Ankara genelinde yarın beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanağın, öğle saatlerinden itibaren kuvvetli olacağı tahmin ediliyor.
İzmir iç kesimleri başta olmak üzere il genelinde sabah saatlerinden itibaren beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanağın, akşam saatlerine kadar kuvvetli olması bekleniyor.
Sağanak ve gök gürültülü sağanağın Aydın genelinde, Balıkesir merkez ve güneyinde, Bursa merkez ve güneyinde, Manisa ile Uşak genelinde yarın sabah saatlerinden itibaren; Bilecik, Bolu, Çankırı, Çorum, Düzce, Eskişehir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Kütahya genelinde ise öğle saatlerinden itibaren kuvvetli olacağı tahmin ediliyor.
Vatandaşların ani sel, su baskını, yerel dolu yağışı, yıldırım ve yağış anında kuvvetli rüzgara karşı dikkatli ve tedbirli olması istendi.
YAZ VE SONBAHARA DİKKAT
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, "Temmuzun ikinci yarısı, ağustos ve eylül aylarında sıcaklıkların yüksek ve yağışların ortalamanın üzerinde olması, Türkiye'de orajlı ve gök gürültülü hareketleri artıracaktır. Bu durum şiddetli yağışları ve dolu yağışlarını oluşturacaktır. Bu yıl, geçen yıl olduğu gibi meteorolojik doğal afetlerin görülebileceği bir yaz ve sonbahar bizi bekliyor." dedi.
Prof. Dr. Orhan Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde kış aylarında beklentilerin altında kar yağışı görüldüğünü ifade etti. Öngörülerin kuzey yarım kürede 2017-2018 kışının ortalamaların altında sıcaklık ve ortalamanın üstünde yağış olacağı yönünde olduğuna işaret eden Şen, şöyle konuştu:
"Kuzey yarım kürede Türkiye ve İran'ın olduğu bölgenin dışındaki bölgelerde bu gerçekleşti. Türkiye'de öngörünün gerçekleşmemesinin nedenlerinden biri de ülkemizi etkileyen sistemlerin yol değiştirmesidir. Akdeniz üzerinde bulunan yüksek basınç merkezinin, Balkanlar'dan ve kuzeyden gelecek alçak basınç ve soğuk havayı bloke etmesindendir. Bundan sonra da bu şekilde olacak değildir. Bundan sonraki yıllarda kar yağışının olacağı kışları göreceğiz."
"SICAKLIKLAR ORTALAMALARIN 2-3 DERECE ÜZERİNDE OLACAK"
Akdeniz bölgesi ve Güney Ege hariç, mayıs, haziran ve temmuz aylarında Türkiye'de yağışların ortalamaların altında görüleceğini belirten Şen, "Ağustos ve eylül aylarında ise Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve kısmen İç Anadolu'da yağışlar ortalamaların üzerine çıkacak." dedi.
Mayıs ayından itibaren tüm Türkiye'de sıcaklıkların ortalamaların 2-3 derece üzerinde seyredeceğinin altını çizen Şen, şöyle konuştu:
"Özellikle iç kesimlerde yüksek sıcaklıklar eylül ayına da sarkacaktır. Temmuzun ikici yarısı, ağustos ve eylül aylarında sıcaklıkların yüksek ve yağışların ortalamanın üzerinde olması, Türkiye'de orajlı (sert rüzgarlar, sağanak, dolu, şimşek ve yıldırımlardan oluşan hava cephesi) ve gök gürültülü hareketleri artıracaktır. Bu durum şiddetli yağışları ve dolu yağışlarını oluşturacaktır. Bu yıl, geçen yıl olduğu gibi meteorolojik doğal afetlerin görülebileceği bir yaz ve sonbahar bizi bekliyor."
"KURAKLIK İÇİN ACİLEN BİR MERKEZE İHTİYAÇ VAR"
Prof. Dr. Orhan Şen, iklim değişiminin yarattığı tehlikeleri önlemek, özellikle susuzluk sorununu çözmek için uzun ve kısa vadede alınacak tedbirlerin belirlenmesi ve uygulamaya konması gerektiğini de kaydetti.
Şen, kuraklığın en kapsamlı sosyo-ekonomik zararlara neden olan, yavaş gelişen, en sinsi ve tehlikeli doğal afet olduğunun da altını çizdi.
Su tüketiminde sektörler arası dağılımın da dikkate alınmasını öneren Şen, "Gerek tarımsal gerek sanayi ve gerekse bireysel amaçlı olsun, suyu kullanan sonuçta insandır. Bu nedenle kullanıcıların bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Bu konuda diğer önemli bir nokta da bütün sektörlerin aynı kalitede su kullanmasının yanlış olduğudur." dedi.
Kuraklığın, meteorolojik kuraklık olarak başladığını, tarımsal, hidrolojik kuraklık olarak geliştiğini ve sosyo-ekonomik kuraklık olarak devam ettiğini ifade eden Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuraklığı ülke genelinde izleyecek, gerekli uyarıları zamanında yapacak, alınması gerekli önlemleri yetkililere ve kamuoyuna zamanında duyuracak, kuraklık konusunda bilimsel araştırmalar yapacak bir merkeze acilen gereksinim vardır. Şehirlerde altyapı ve imar projelerinin artan doğal afetleri göz önüne alarak güncel şekilde düzenlenmesi gereklidir. Sadece afetler beklenip kriz yönetimi uygulanmamalı, afet öncesinde sürekli olarak zarar azaltma ve hazırlık çalışmaları ile risk yönetimine ağırlık verilmelidir."
"TARIMDA SUYUN YÜZDE 88'İ PLANSIZ TÜKETİLİYOR"
Su ve sulama olmadan, tarımsal üretimde artış sağlamanın da mümkün olmadığını vurgulayan Şen, Türkiye'nin kullanılabilir su potansiyelinin yılda 112 milyar metreküp olduğunu bildirdi.
Bunun yılda 95 milyar metreküpünü yurt içinden doğan yüzey suları, 14 milyar metreküpünü yeraltı suları ve 3 milyar metreküpünü yurt dışından giriş yapan suların oluşturduğuna değinen Şen, şöyle konuştu:
"Yılda 112 milyar metreküp olan kullanılabilir su potansiyelinin sadece 42 milyar metreküpünü kullanabiliyoruz. Bu 42 milyar metreküp olan kullanabildiğimiz su varlığının 29,6 milyar metreküpünü tarımda, 6,2 milyar metreküpünü içme ve kullanmada, geriye kalan 4,3 milyar metreküpünü de endüstride kullanıyoruz. Gelişmiş batı ülkelerinin çoğunda tarım ve sanayi suyu kullanımında fazlalık sanayi kesimindedir."
Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye'de toprakların 28 milyon hektarlık kısmının tarım arazisi olduğunu, bunun 16,7 milyon hektarı sulamaya elverişliyken ancak 5,1 milyonunun sulanabildiğini vurguladı.
Türkiye'de tarımda suyun yüzde 88'inin plansız tüketildiğine de değinen Şen, salma sulamadaki yüzde 65'lik kaybın önüne geçecek damlama sulama yönteminin uygulamasının genişletilmesi gerektiğini kaydetti.