GündemIŞİD'in tuzağına düşen ODTÜ'lü deha!

IŞİD'in tuzağına düşen ODTÜ'lü deha!

26.12.2016 - 14:52 | Son Güncellenme:

Muhteşem gökyüzü fotoğrafları National Geographic tarafından yayınlandı, NASA'nın yarışmasına katıldı. Finlandiya'da astrofizik yüksek lisansı okudu, ardından Suriye'ye geçip terör örgütüne katıldı ve dört ay önce öldürüldü. Raşid Tuğral'ın astrofizikçilikten IŞİD teröristine dönüşümü...

IŞİDin tuzağına düşen ODTÜlü deha

Raşid Tuğral, Türkiye'de çektiği büyüleyici gökyüzü fotoğrafları ile sosyal medyada çok sayıda takipçi kazandı. Samanyolu'na uzanan ardıç ağaçlarının fotoğrafları National Geographic dergisinin web sitesinde yer aldı. Finlandiya'da saygın bir okuldan astrofizik alanında yüksek lisans öğrenimi yapmak için kabul aldı. Akıllı, yakışıklı, maceraperest olan ve aktif yaşamı seven Raşid Tuğral gökyüzünü inceleyeceği bir geleceğe doğru ilerliyordu.

Haberin Devamı

Ancak Raşid daha farklı bir arayıştaydı. Muhafazakar bir aileden gelen Raşid Tuğral üniversiteye giderken internetteki cihatçı sitelerde dolaşıyordu. İslam’ın radikal yorumuna inanmaya başladı. 2015 yılının başında ailesi ve rahat yaşantısını geride bırakıp Suriye'de devlet ilan eden IŞİD'e katıldı.

Geçen Ağustos ayında IŞİD saflarında Kürt militanlarla girdiği bir çatışmada öldüğünde Raşid 27 yaşındaydı.

Raşid gibi binlerce genç Müslüman, radikal ideolojik propagandaya inanarak Irak ve Suriye'de halifelik ilan eden terör örgütü IŞİD'e katıldı. Raşid, diğerlerinden farklıydı, çünkü geride bıraktığı yüklü fotoğraf koleksiyonu, video kayıtları ve yazılarla zaman içinde yaşadığı dönüşümü kayda geçirdi.

Haberin Devamı

Raşid Tuğral, geride kendi portrelerini, inanılmaz gökyüzü fotoğraflarını, uzaya ilişkin düşüncelerini, inandığı dini anlattığı ve inanmayanlara öfkelendiği yazılarını bıraktı. Geçen yıl internetten yayınladığı bir mektubunda IŞİD deneyimlerini yazdı, çektiği sıkıntıları, aldığı zor askeri eğitimi ve hava saldırılarından sağ kurtulmayı nasıl öğrendiklerini anlattı. IŞİD’in kafa kesen ve kadınları seks kölesi yapan en barbarca uygulamalarını bile dini inançları çerçevesinde savundu.

KAYIP NESLİN BİR ÖRNEĞİ

İslam peygamberi Hz. Muhammed’in bir hadisinden yola çıkarak Raşid Facebook'ta, "Her kim cihat için ölmezse veya cihadı düşünmezse münafık ve ikiyüzlü olarak ölür" diye yazdı. Muhammed Abdelfedel gibi ana akım İslami düşünürler, radikallerin, dini inançların ve cihadın anlamını çarpıttığına dikkat çekerek İslam dininin terörizme ve sivillere saldırılmasına karşı çıktığını hatırlatıyor.

Raşid, radikalizmi neden seçti? Amerika'nın Sesi'nden (VOA) bir ekip bu sorunun cevaplarını aradı. VOA ekibi, Raşid'in sosyal medya paylaşımlarını taradı, Suriye'den yazdığı 14 sayfalık mektubu satır satır inceledi, Raşid'in okul arkadaşları, tanıdıkları ve babası dahil diğer haber kaynaklarıyla konuştu.

Esprileriyle tanınan ve araştırmacı bir ruha sahip Raşid Tuğral cihat için yola çıkmamıştı. Ancak Raşid'in hayatı ve ölümü, IŞİD'in yanıltıcı ideolojisine kapılan genç Müslümanlar’dan oluşan kayıp neslin tipik bir örneğini oluşturuyor.

Haberin Devamı

DİNDAR BİR AİLEDE BÜYÜDÜ

Üç kardeşten ortancası olan Raşid Tuğral, Ankara'nın Sincan İlçesi'nde eğitime önem veren dindar bir ailede büyüdü. Türk edebiyatı üzerine doktora derecesi bulunan babası Süleyman Tuğral lise öğretmeni. Ağabeyi bilgisayar mühendisi ve besteci. Kızkardeşi öğrenci, amcası ise matematik profesörü.

Süleyman Tuğral, 2008-2014 yılları arasında muhafazakar düşüncelerini, şiirlerini ve İslam'la ilgili görüşlerini bir blog yazarak meraklılarıyla paylaştı. Baba Tuğral 'Kuran'da Değer Sistemi' başlıklı doktora tezine de bu blog’da yer verdi. Süleyman Tuğral'ın doktora tezi çalışmasında 'radikal' İslam'a destek verdiği, Allah'a ve Hz. Muhammed’e inanmayan Yahudiler ile Hıristiyanlar'ın 'lanetli' olduğunu söylediği görülüyor. Baba Tuğral, "Acı veren bir ceza onları bekliyor" ifadelerini kullanıyor.

Süleyman Tuğral ve ev kadını olan eşi, Raşid'i, dindar ailelerin sıkça yaptığı gibi Kuran kursuna yolladı.

IŞİDin tuzağına düşen ODTÜlü deha

ELE AVUCA SIĞIMAYAN DEHA

Haberin Devamı

Raşid Tuğral, 2007'de, Türkiye'nin Harvard'ı olarak bilinen Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) fizik bölümüne girdi. Sosyal medyadaki paylaşımların ve yazıların Raşid Tuğral’a ait olduğunu doğrulayan okul arkadaşlarından Nihat Çelik, "Okuldaki laik ortamla muhafazakar ev yaşantısı arasında büyük zıtlık vardı. Yaşama farklı yaklaşan bu iki dünyayı aynı potada eritmek mümkün değil" diyor.

ODTÜ'de, Raşid astronomi, fotoğrafçılık alanlarına duyduğu ilgi ve yaptığı esprilerle tanındı. Güvenlik kaygılarıyla kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir profesörü, "Bir dehaydı. Mükemmel sorular sorardı. Ama çok iyi bir öğrenci değildi. Disiplinsizdi ve çoğu zaman dersleri kaçırırdı" dedi.

Raşid, ODTÜ'deki Astronomi Topluluğu'na üye oldu ve bu grubun başındaki Utku Borataç ile yakın arkadaşlık kurdu. Birlikte kamp yaparak geceleri gökyüzünü incelediler. Borataç, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nin yıllık Gökyüzü Gözlem Şenliği’nin düzenlenmesine yardımcı olduklarını söyledi.

Haberin Devamı

NATIONAL GEOGRAPHIC VE NASA...

Raşid, astronomi fotoğraflarıyla 2010'da dünyaca ünlü National Geographic sayfalarında yer almaya başladı ve 2012'de NASA'nın açtığı bir fotoğraf yarışmasına katıldı. Kedileri çok seven Raşid Tuğral sosyal medyada "Nükleer Kedi" ismini kullanmaya başladı.

OKULA YARI ÇIPLAK GELDİ

Güvenlik nedenleriyle Raşid’le ilişkisinin bilinmesini istemeyen bir arkadaşı, "Sürekli espri yapar, her şeyle dalga geçerdi. Bir kere okula tayt giyerek geldi. Bir keresinde yarı çıplak halde, şortla geldi" dedi. Bisikletçi, trekking’ci, dağcı ve yüzücü olan Raşid fiziksel gücünün sınırlarını zorlamayı seviyordu.

Yine aynı arkadaşı, Raşid'in bir kez sıkılınca bisikletle Ankara'dan 262 kilometre uzaklıktaki Konya'ya gittiğini söyledi.

Raşid, Couchsurfing web sitesinde, "Tanıdığım insanların çoğu çılgın olduğumu söyler. Bana imreniyorlar. Çünkü genelde yapmak istediğim neyse onu yaparım. Gülmeyi severim, güldürmeyi de. Ama bazen ağlarım da. Çevremde bulunan insanlar genelde benden sıkılmazlar" ifadeleriyle tanımlamış kendini.

RADİKALİZME DOĞRU YÖNELİŞ

Raşid Tuğral, ODTÜ'de İslami yaşam biçimini devam ettirdi. Kendisi gibi olmayanlarla vakit geçirmekten çekinmedi ancak namaz kılmaya, oruç tutmaya devam etti ve alkol kullanmama alışkanlığını sürdürdü.

Aşırı unsurlara hedef olmayı istemediği için adının açıklanmasını istemeyen bir okul arkadaşı, "Birgün arkadaşlarla beraberdik ve içki içiyorduk. Raşid bizimle içmedi. Ama içmediği için de kendisiyle dalga geçti" dedi.

Raşid giderek ODTÜ'deki laik öğrencilerden uzaklaştı. IŞİD öğretilerine uyarak saçlarını uzattı, sakal bıraktı ve Facebook sayfasında, "Kardeşlerimizle karşılaştığımızda kafalarımızı tokuşturduğumuz zaman ODTÜ'nün komünistleri bize gülüyorlar" diye yazdı.

Utku Borataç, "Raşid, ODTÜ mescidinde daha fazla zaman harcamaya başladı ve Kuran'ı ayet ayet; kelime kelime inceledi. Facebook'ta İslam’la ilgili bir görüşünü paylaştı, ben de yorumlamaya ve fikir alışverişine girmeye çalıştım. Ama bana cevap bile vermedi" dedi.

Okul arkadaşı Nihat Çelik, Raşid'in bazen günlerce Kuran öğrenmek için mescide kapandığını söyledi. Çelik'e göre, Mescit Grubu, Raşid'in radikalleşmesinde rol oynadı. Çelik, "(Raşid) 2014'ün ilkbaharında aynı gruptan biriyle Irak ya da Suriye'ye gitti. Raşid'in yanındaki kişiye ne olduğunu bilmiyoruz" dedi.

Newsweek dergisinde 2015’te yayınlanan bir haberde, Mescit Grubu'ndan bir kişinin IŞİD'e katıldığı ve internet üzerinden Raşid Tuğral’la cihat videoları paylaştığı belirtildi.

ODTÜ Fizik Bölümü'nde asistanlık yapan sınıf arkadaşı Ufuk Taştan, BirGün gazetesine yaptığı açıklamada Raşid'in hitabet yeteneği nedeniyle zaman zaman Mescit'te imamlık yaptığını söyledi. Raşid bir süre sonra cihat yanlısı olduğunu dile getirmeye başladı. Facebook'ta Suriye'de ölen sivillere dikkat çekti ve bu ölümlerden Rusya, Suriye ve ABD liderliğindeki koalisyonu sorumlu tuttu.

IŞİDin tuzağına düşen ODTÜlü deha

FİNLANDİYA'DA POLİS İZLİYOR

2014 yılı ilkbahar döneminde ODTÜ'den mezun oldu. Aynı yılın sonbaharında ise Finlandiya'nın Jyvaskyla Ünivesitesi'nde Fizik Bölümü'nde yüksek lisans öğrenimine başladı. Raşid, Finlandiya'yı, kuzey iklimini sevdi ve Facebook sayfasında, "Şimdiki kampüsüm bir öncekinden daha iyi" diye yazdı.

Raşid, sosyal medya üzerinden Finlandiya'nın çok renkli sonbaharını; kedilerin, sincapların ve diğer hayvanların fotoğraflarıyla süsleyerek anlattı. Ancak, Finlandiya'da akademik çalışmalarından çok Jyvaskyla'daki An-Nur Camisi'ne vakit ayırdı.

Finlandiya'daki sınıf arkadaşı Anbu Posakkannu, BirGün gazetesine yaptığı açıklamada, "Derslere pek gitmiyordu. Vaktinin çoğunu camide veya evdeyken internette geçiriyordu" dedi.

Utku Borataç ise Raşid ile dalga geçerek uzattığı sakalıyla Finlandiya'ya nasıl girebildiğini sorduğunu söylüyor. Borataç, "Cihat için mi geldin diye sormadılar mı? dediğimde, Raşid, 'Burada dış görünüşüne göre değil, niyetlerine göre seni değerlendiriyorlar' diye yanıt verdi" diyor.

Ancak BirGün gazetesine göre, yüksek lisans öğrencisi Raşid Tuğral'ın niyetleri kuşku yarattı. 2014 sonlarına doğru Finlandiya polisi bir soruşturma başlattı. Newsweek dergisi de, Facebook paylaşımlarıyla şüphe uyandıran Raşid'in kampüs dışında polis tarafından sorgulandığını yazdı.

An-Nur Camisi'nin imamı Khalid Bellamine, Amerika'nın Sesi'ne, Finlandiya’daki güvenlik yetkililerinin Raşid Tuğral’la ilgili olarak kendisiyle temasa geçtiğini söyledi. "Raşid’le hiç tanışmadım ve buradaki cemaat içinde de kimse onu tanımıyordu" diyen Bellamine, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anladığımız kadarıyla gece geç saatlerde camiye geliyordu ve kimseyle konuşmuyordu. Eğer kendisinin davranışlarını şüpheli bulsaydım, kesinlikle şikâyette bulunurdum."

Kış tatilinden önce üniversiteden ayrılmadan Raşid, DSLR kamerası ile Helsinki Katedrali'ne, sonra da Lapland Bölgesi'ndeki 7 Fells Hostel'e gitti ve Facebook'ta, "Hostel'in sahibi de benim gibi deneyimli bir fotoğrafçıydı" diye yazdı.

YOLA ÇIKIŞ

Raşid, IŞİD’e katılmadan önce Ankara'daki evine gitti ve ailesine 10 Ocak gecesini ODTÜ'lü arkadaşlarıyla birlikte geçireceğini söyledi. Küçük bir sırt çantası hazırladı ve Suriye'nin yolunu tuttu. Raşid Tuğral, sonra "Allah'ın izniyle yola çıktım" diye yazdı.

Bir minübüs otostop yapan Raşid için durdu ancak minübüse binerken kamerasını unuttuğunu hatırladı. Her yere götürdüğü, kendi öyküsünü, çevreyi ve gökyüzünü kayda geçirdiği kamerasını unutmuştu. Ancak, bunun artık çok da önemli olmadığına karar verdi.

SURİYE'YE GEÇİŞ

Bu an ve sonrasında yaşadıkları, Raşid’in Suriye’de internet ve sosyal medyaya erişimi yokken yazdığı uzun mektubunda ayrıntılı olarak anlatılıyor. Raşid Tuğral 'Hilafet Topraklarından Selamlar' başlıklı mektubunu 25 Mart 2015’te Facebook’ta paylaştı.

Tuğral, Şanlıurfa sınırında Tunus, Libya ve Suudi Arabistan’dan gelip IŞİD'e katılmak isteyenlerle buluştu. Hep birlikte, yasadışı yollarla Şanlıurfa sınırından Suriye’ye geçtiler. Mektubunda, "Uzun bir süre koşmak zorunda kaldık. İyi ki ağır bir valiz almamışım" diye yazan Raşid, yolculuktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu.

Uzun saçlı Afgan bir IŞİD militanı, Raşid'i ve yeni tanıştığı arkadaşlarını sınırın diğer tarafında karşıladı ve büyük bir IŞİD bayrağının yanından geçerek Tel Abyad’a götürdü. Hep birlikte mumların aydınlattığı bir eve gittiler.

Pasaportlarına, tüm elektronik cihazlarına ve diğer eşyalarına el konuldu ancak tam o anda Raşid, cep telefonundan ailesine son bir e-posta gönderebilmek amacıyla kendisine birkaç dakika vermesi için görevli IŞİD militanını ikna etmeyi başardı.

"Kötü internet bağlantısı yüzünden internete girmek çok zordu" diye yazan Raşid Tuğral, istediği bütün e-postaları gönderemeden telefonuna el konulduğunu belirtti: "'Nereye gidiyorum ben?' dedim kendi kendime, sonra 'boşver' deyip geçtim."

IŞİD daha sonra aralarına yeni katılanları sorguya çekti ve hepsine takma isim verdi. Raşid Tuğral mektubunda şöyle yazıyordu: "Yeni adım tabii ki Abu Huraira idi, yani Arapça Kedilerin Babası."

IŞİDin tuzağına düşen ODTÜlü deha

KARDEŞLİK VE CAN SIKINTISI

Günler sonra, Raşid başka bir eve götürüldü. Evin duvarlarında kurşun delikleri vardı ve yine Raşid’in yazdığına göre, bu ev 'muhtemelen savaş ganimeti' olarak alınmıştı.

Evde yaklaşık 20 kişi vardı. Raşid Tuğral her birinin farklı ülkelerden geldiklerini ve IŞİD’i desteklemek için büyük istek duyduklarını anlatıyordu. Biri Almanya’dan gelen bir kikboksçu, diğeri Bangladeşli bir makine mühendisiydi. Bir diğeri ise Fransa’da cezaevinden çıkar çıkmaz IŞİD’e katılmıştı. Başka bir IŞİD’li ise Çin’den Suriye’ye gidebilmek için 15 bin doları gözden çıkarmıştı.

Birkaç gün sonra, Raşid Tuğral ve 8 yeni IŞİD’li, örgütün başkent ilan ettiği Rakka’ya giden bir minibüse bindiler. Raşid Tuğral mektubunda ev arkadaşlarına 'Cennette görüşürüz' diyerek veda ettiğini ve seyahatin keyifli geçtiğini yazıyordu.

IŞİD, üyelerinin savaşa katılabilmeleri için öncelikle şeriat ve spor eğitimi almalarını şart koşuyordu. Raşid, bu eğitimleri sabırsızlıkla beklerken Rakka şehrini de keşfe başladı. "Şehir büyük ve kalabalıktı, insanlar kafa kesmeden normal bir şekilde yaşamaya devam ediyordu" diyor Raşid Tuğral mektubunda. "İslam Devleti’nin en güzel yönü sigaranın her yerde yasak olması" diyen Raşid motosiklet ve ısıtıcılar dahil her yerde mazot kullanılmasından da şikayet ediyordu.

Raşid Tuğral, Rakka’da iki hafta diğer yabancı militanlarla birlikte, çok az suyu olan ve neredeyse tek yiyeceğin yumurta olduğu soğuk bir evde kaldı. Raşid’in boğazı ağrıyordu ama bu ağrı, kapı ve pencereleri sık sık sallayan korkunç hava saldırıları yanında hiçbir şeydi. Raşid Tuğral, hava saldırılarını şöyle anlatıyordu mektubunda: "Kuvvetli bir rüzgar esiyor gibi… Her an sanki kafamıza bomba düşecekmiş korkusuyla yaşıyoruz."

SAVAŞA HAZIRLIK

Aylar boyunca, Raşid evden eve taşındı. Önce Rakka’nın içinde, sonra Rakka yakınlarında bir eve, daha sonra ise Humus’a. Soğuktan, kalabalıktan ve kirlilikten şikayet ediyordu: "Neredeyse 30 kişi bir odada uyuyorduk. Ama sürekli yeni birileri getiriliyordu" yazıyordu mektubunda.

Hatta bir seferinde kaldığı yer kelimenin tam anlamıyla ilkeldi. IŞİD her ne kadar 'sünger yataklar', çamaşır makinesi ve elektrik jeneratörü verse de sonuçta kaldıkları yer mağaraydı. Raşid'in notlarına göre, "Çok sayıda eşya da vardı." Bunların arasında Birleşmiş Milletler’in büyük ihtimalle mülteciler için yolladığı ama sonradan IŞİD’in eline geçen battaniyeler de vardı.

Raşid Tuğral’ın spor eğitimi mağaradaki ilk gününde başladı. IŞİD’e yeni katılanlar çamurda kurbağa yürüyüşü dahil çeşitli egzersizler yapıyordu. Finlandiya’dan aldığı ceket ve pantolonu giyen Raşid, o anları şöyle anlatıyordu: "Onlarla birlikte çamurda sürünmek istemedim ama mecburen yaptım." Raşid, IŞİD’e katılmak isteyenlere kamuflaj giysileriyle gelmelerini öneriyordu.

Mağaradaki arkadaşları arasında İngiltere’den bir inşaat mühendisi ve oğlu da vardı. Mektubunda bu baba-oğul için "Bazı takımyıldızları biliyorlar ve bana sormadan ben onlara anlattıkça anlatıyorum" diye yazan Raşid Tuğral, mağarada ışık olmasına rağmen, şehrin çoğunda olmadığını söylüyor. Hiçbir ışık kirliliğinin yıldızların önünü kesemediğini yazan Raşid Tuğral sözlerine şöyle devam ediyordu: "İslam Devleti’nde gökyüzü neredeyse her yerde tertemiz, diyebilirim."

GÖKYÜZÜNDEN KORKARKEN...

IŞİD teröristlerine gittikleri her yerde hava saldırıları eşlik ediyordu. "Suriye uçakları her gün kafamızda uçuşuyordu. Hatta bombaların biri üzerimizden öyle yakın geçti ki gürültüsü neredeyse kulaklarımızı sağır edecekti. Düştüğü yerde de kocaman bir çukur açtı" diye yazdı Tuğral.

'Mağara adamı' gibi yaşamak Raşid Tuğral’ı yoruyordu. IŞİD’teki sorunları da kabul ediyordu, Raşid. Çevre kirliliği, kurumsal eksiklikler ve bazı militanların örgüte katılmalarındaki şaibeli sebepler gibi... "Daha önce El Kaide’ye bağlı El Nusra üyesi olan Moldovyalı bir terörist 'Bazı mücahitlerin İslam Devleti’nin mücahitlere verdiği para ve ev gibi dünyevi sebeplerden ötürü örgüte katıldıklarını' söylemişti" diye ekliyordu Raşid Tuğral mektubunda.

Yine de ütopik bir gelecek düşlüyordu: "İslam Devleti mükemmel bir devlet değil. Evet, devlet İslam devleti ancak kişilerin hataları devletin hatası değil. İslam Devleti işleyiş olarak da mükemmel değil. Temizliğe önem verilmiyor ve trafik kuralları tam oturmamış ancak adım adım, elimizden geldiğince biz düzeltmeye çalışacağız, özellikle muhacirler olarak" diyordu Tuğral mektubunda. IŞİD, saflarına katılan yabancı teröristler için 'muhacir' tanımını da kullanıyor.

IŞİDin tuzağına düşen ODTÜlü deha

SAVAŞA GİRERKEN

Mağarada en az bir ay geçirdikten sonra, Raşid Tuğral ve beş militan, komando olarak seçildi ve bir grup IŞİD militanına katılmalarına karar verildi.

Koşullar aniden iyileşmişti, Raşid Tuğral’ın mektubunda yazdığına göre. Komandolar Humus’un dışındaki bir eve taşındılar. Herkese yeni bir battaniye verildi. "Tacik aşçılar, bizim kültürümüze yakın yemekler yapıyordu" diye yazıyordu mektubunda Tuğral, her hafta bir koyunun kesildiğini ekleyerek. Raşid devamla "Hemen hemen her gün muz ve portakal veriyorlardı. Bir de her gün üç ya da dört Snickers yiyorduk" diye de yazmıştı.

İlk çatışmada, Raşid Tuğral’ın görevi sağlık hizmet vermekti; ODTÜ’de aldığı ilk yardım eğitimi nedeniyle bu görev için uygun bulunmuştu. "Onların doktoruydum, en ufak tıbbi bilginiz bile burada çok faydalı oluyo" diyordu Raşid.

"İlk kez mermilerin sesini bu kadar yakınımda duyuyordum, dang dang sesleri her yerdeydi" yazan Tuğral, tank ve top sesleri yüzünden tepelerin arkasına saklandıklarını söylüyordu. Saatlerce sert rüzgarda ve buz gibi soğuk havada kaldıktan sonra geri çekilmek için izin almışlardı. Hastane olarak da hizmet veren çadırlarında iki ölü, altı yaralı vardı ve her yer 'kan kokuyordu.'

BARBARLIĞI SAVUNMAK

Raşid Tuğral, mektubunda, cihatçı arkadaşlarıyla birlikte ve tüm bir gece süren çatışmaların ardından 'zafer içinde' üsse döndüğünü anlattı. Üsse, bir tank, bir kamyonet, el bombaları ve üç kesik kafa ganimetleriyle dönülmüştü.

Raşid daha sonra IŞİD’in kelle kesme eylemlerini arkadaşı Borataç’a savundu. Borataç, Raşid'e "Neden masum insanların kafalarını kesen bir örgütle ilişkidesin? Bu psikopatça değil mi?" diye sormuştu.

Tuğral, "Bunun birçok masumu öldüren Suriye rejimini destekleyenlere ve Amerika’nın kölesi olarak şeriatı reddedenlere verilen bir ceza olduğu" şeklinde karşılık verdi. Raşid Tuğral, yine aynı şekilde, Ezidi kadınlar başta olmak üzere kadınların seks kölesi olarak kullanılmasını da savundu.

Raşid, Borataç’a kelle kesmenin stratejik bir amaçla yapıldığını söyledi ve "Bunlar sadece televizyon için, düşmanları korkutmayı amaçlıyor. Bunları görünce korku içinde kaçacaklar" dedi.

CİHATÇI TÜRK GELİN

Tuğral, 2015 Nisan ayının ilk yarısında bir gün Tel Abyad’da Kürt militanlarla çatışırken yaralandı. Tedavi için Rakka'ya gitti.

Raşid Tuğral, aynı yılın Mayıs ayında IŞİD’in Türkiyeli destekçisi Ayşe Zevra Et-Türki ile evlendi. Tuğral, Facebook’ta daha önce bekar olan cihatçıların ayda 100 dolar aldıklarını ve altı diğer cihatçıyla aynı evi paylaştıklarını yazmıştı. Raşid, "Yabancı cihatçılara evlenmek için dört ay veriliyor. IŞİD bir ev ile eş ve çocuklar için mali destek sağlıyor" yazıyor.

Evlendikten sonra, Raşid, sosyal medya paylaşımlarını önemli ölçüde azalttı. Borataç, Türkiye’ye dönmeye ikna etmek amacıyla Facebook’tan Raşid’e ulaşmaya çalıştı, neden sosyal medya paylaşımlarını durdurduğunu sordu.

Borataç, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, "Yeni evlendiğini ve eşinin sosyal medyada çok zaman harcamasını kıskandığını söyledi. Şaka mı yapıyordu yoksa ciddi miydi anlayamadım" dedi.

Raşid Tuğral’ın daha sonra seyrek de olsa verdiği sosyal medya mesajları giderek radikalleştiğini ortaya koydu. Rusya, Suriye ve ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının saldırılarını ve sivil ölümlerini protesto etti. Raşid Tuğral, yemek yemekten tuvalete gitmeye kadar her şeyin şeriat kurallarına göre yapılması gerektiğini savundu.

Genç terörist, Suriyeli Araplar’ı eleştirdi ve Kuran’ı doğru telaffuz edemediklerini ve İslami selamlaşmayı bile düzgün yapamadıklarını söyledi. Raşid Tuğral, "Ben Rakka’da sıradan insanlara 'Selamün Aleyküm' diyorum, onlar 'Merhaba' diye cevap veriyorlar. Buna sinir oluyorum" dedi.

IŞİDin tuzağına düşen ODTÜlü deha

İNANMAYANLAR İÇİN 'CEHENNEME BİR BİLET'

Bilime tutkuyla bağlı Raşid tamamen ortadan kaybolmadı. Zaman zaman arşivindeki astronomi fotoğraflarını sosyal medyada paylaştı. Jeoloji, ilaç şirketleri ve son olarak bilgisayar belleklerinin yıldızlar gibi sonsuz olacağı şeklinde yorumlarını dile getirdi.

Twitter üzerinden Amerikalı teorik fizikçi Richard Feynman gibi bilim adamlarının çalışmalarından övgüyle söz etti ama ölmeden önce İslam dinine geçmeleri için de uyarılarda bulundu. Raşid Tuğral, Nobel ödülü alan Amerikalı fizikçi Walter Kohn ile de tanışma fırsatı buldu. Ancak, Kohn 2015’te öldükten sonra, Raşid, "Ne yazık ki, bir gayri-müslim olarak cehenneme bir bilet aldı" dedi.

IŞİD’ın sosyal medya sayfalarına göre, Raşid Tuğral, Ağustos başlarında Rakka’nın kuzeyinde ABD destekli Kürtler ile çatışırken öldü. Raşid, aynı bölgede IŞİD toprak kaybederken savaşıyordu. Raşid’in babası, kısa bir röportaj sırasında Amerika’nın Sesi muhabirine, gelininin, oğlunun öldüğünü telefonda haber verdiğini söyledi. Gelin, Raşid’in Suriye’de toprağa verileceğini söyledi.

Süleyman Tuğral, kendisiyle geçen Ağustos’ta konuşmak isteyen muhabire oğlunun cenazesini almak istediğini ve Türk yetkililerden olayı soruşturmalarını talep ettiğini aktardı. Süleyman Tuğral, "Nasıl öldü bilmiyoruz. Konuyu Ankara Savcılık makamlarıma götürdük ve yanıt bekliyoruz" dedi.

Süleyman Tuğral oğluyla ilgili olarak daha fazla konuşmayı reddetti. Raşid Tuğral’ın diğer yakınları da röportaj taleplerini geri çevirdi.

AHİRETTE GÖRÜŞME UMUDUYLA!

Raşid Tuğral’ın Facebook’taki son mesajı 31 Ağustos’ta ve ölümünden bir ay sonra yayınlandı:

"Eğer burada uzun bir zaman yazmazsam, bilin ki bu dünyadaki sürem doldu ve ahirete kavuştum. Allah’ın beni şehit olarak kabul etmesi için dua edin. Bu mesaj otomatik olarak kurgulandı. Ahirette görüşeceğimizi umarım."

Tuğral’ın Twitter hesabı bloke edildi ancak Facebook hesabı hala açık. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Twitter yetkilileri, 2015’in ilk yarısından bu yana IŞİD bağlantılı ve çeşitli tehditlerin yer aldığı 360 bin hesabı kapattıklarını belirttiler.

İÇ DÜNYASI ÇOK KARANLIKTI!

İngiltere’deki Keele Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Türk akademisyen Salih Doğan, Amerika’nın Sesi’ne, Türkiye’den binlerce kişinin IŞİD’e katıldığını söyledi. Doğan, IŞİD’e katılanların ortak bir yanının Suriye’deki rejimin zulüm ve vahşeti olabileceğini ancak herkesin farklı nedenlerle hareket edebildiğini belirtti.

Doğan’a göre, bazıları muhafazakar ailelerden geldiği için IŞİD’e ve cihat ideolojisine sürüklenebilirken, bazıları haksızlıklara tepki olarak katılıyor. Doğan, diğerlerinin de sosyal statü veya maddi kazanç sağlamak için bu örgüte katıldığını kaydetti. Doğan, "Bu insanların bu hale gelmesi korkunç bir şey. Sanıyorum buradaki temel güdü insanın içindeki ve duygusal dünyasındaki bir boşluğu doldurma arayışı" diye konuştu.

Raşid Tuğral ile ilgili sorular Astronomi Topluluğu’ndan arkadaşı Borataç’ın kafasını hala kurcalıyor. Bir gece gökyüzünde parlak bir ışık görmüşlerdi. Borataç, bunun bir UFO olabileceğini söyledi. Raşid, "Hayır, aptal ... o bir uydu" dedi ve araştırmadan sonuca varmaması gerektiğini söyledi.

Borataç, Raşid Tuğral’ın IŞİD propagandası ve vahşetine nasıl kapıldığını ve yolunu neden şaşırdığını hep merak ediyor. "Sorguluyorum... Bu noktaya nasıl geldi? Bir zamanlar esprili ve hiçbir şeyi ciddiye almayan biriydi. Aynı kişi kelle kesmeyi savunur hale geldi" diyor Utku Borataç.

ODTÜ’den arkadaşı Nihat Çelik ise, Raşid Tuğral’ın iki farklı dünya arasına bir köprü kuramadığını söyledi. Çelik, "Bir tarafta din, diğer tarafta bilim. Kendi kafasının içinin çok karmakarışık olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Çelik, "Raşid'in iç dünyasının çok karanlık olduğuna inanıyorum. IŞİD’e katılmasından önce de bunu hissediyordum" diyor.

Kaynak: Amerika'nın Sesi