22.09.2021 - 16:25 | Son Güncellenme:
Senim Tanay Karakuş - Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Tüm Türkiye tıp fakülteli Hasan Coşkun'u, umut ve azim dolu hikâyesiyle tanıdı. Elazığ'ın Baskil ilçesinin Hacıhüseyinler köyünde 11 çocuklu bir ailenin 9'uncu çocuğu olarak dünyaya gelen Hasan, 2016 yılı sonbaharında Fırat Üniversitesi'nde yapımına başlanan kütüphanede ailesine destek olmak için işçi olarak çalışmaya başlamıştı. İnşaattan arta kalan zamanlarında da hayalini kurduğu tıp fakültesini kazanmak için azimle çalıştı. Ve Hasan Coşkun şimdi, zamanında inşaatında çalışıp para biriktirmeye çalıştığı yerde doktor olmak için gün sayıyor.
Hayatını, önüne çıkan zorlukları anlatırken asla hayıflanmıyor genç doktor adayı. Aksine edindiği tüm deneyimlerden emin, hayallerini hayata geçirmek için inançlı. "Sonuçlar açıklandığında ben kayısı işinde çalışıyordum. Eğitim hayatımın her kademesinde hem maddi hem de manevi çok fazla zorlukla karşılaştım. Her ne olursa olsun çalışmaktan ve azmetmekten vazgeçmedim" diyen Hasan Coşkun ile hayallerinin mesleğine uzanan yolculuğunu, herkese ilham olabilecek hikâyesini konuştuk.
'PARA BİRİKTİRMEK İÇİN FARKLI İŞLERDE ÇALIŞTIM'
Öncelikle başarınızdan dolayı tebrik ederiz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Teşekkür ederim. Adım Hasan, soyadım Coşkun. 23 yaşındayım. Elazığ'ın Baskil ilçesinin Hacıhüseyinler Köyü’nde 11 çocuklu bir ailenin 9'uncu çocuğu olarak doğdum. İlkokulu köyde okudum, ortaokul ve liseyi şehirde yatılı okudum. Sonrasında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. Şu anda da tıp fakültesi 5'inci sınıf öğrencisiyim.
Herkese ilham olacak bir başarı hikayeniz var. Bunu bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Ben çocukluğumdan beri yazları aileme köy işlerinde yardımcı oluyorum. Köy işlerinden fırsat buldukça da aileme destek olmak ve eğitim hayatımda harcamak için para biriktirmek amacıyla farklı işlerde çalıştım. Kasiyerlik yaptım, kayısı işlerinde ve inşaatta çalıştım. Okul zamanlarında ise derslerime sıkı çalıştım ve neticede inşaatında çalıştığım kütüphaneye şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmaya geliyorum. Ayrıca hâlâ yazları fırsat buldukça eğitimim için para biriktirmeye çalışıyorum.
'BÖYLE OLACAĞI AKLIMIN UCUNDAN BİLE GEÇMEDİ'
Hem çalışıp hem de üniversite sınavına hazırlandınız ve çalıştığınız üniversitede şimdi öğrencilik yapıyorsunuz. Böyle bir sonucu bekliyor muydunuz?
Çocukluğumdan beri doktor olmak istiyordum. Bunun için de derslerime önem veriyordum. Ancak kütüphanenin inşaatında çalıştığım sırada orada tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışacağım aklımın ucundan bile geçmedi.
'ÇALIŞMAKTAN VE AZMETMEKTEN VAZGEÇMEDİM'
Üniversite öncesinde, öğrencilik yıllarınız nasıl geçti?
İlkokulu köyde birleştirilmiş sınıfta okudum. Bütün derslerimize aynı hoca geliyordu. Bunun dezavantajları çoktu. Sonrasında yatılı ortaokula geldim. Ayda bir eve gidip geliyordum, benim için zor zamanlardı. Daha sonra okul 2'ncisi olarak Elazığ’ın en iyi liselerinden birine yerleştim. Yine yatılı olarak okudum. Liseyi bitirdiğim sene üniversite sınavında istediğim sonucu alamadım ve 1 sene daha hazırlanıp tıp fakültesini kazandım. Eğitim hayatımın her kademesinde hem maddi hem de manevi çok fazla zorlukla karşılaştım. Her ne olursa olsun çalışmaktan ve azmetmekten vazgeçmedim.
'SINAV SONUÇLARI AÇIKLANDIĞINDA KAYISI İŞİNDE ÇALIŞIYORDUM'
Peki hayalinizdeki meslek bu muydu? Tıp olmasaydı ne isterdiniz?
Evet, hayalim doktor olmaktı. Tıp olmasaydı, diş hekimliği, moleküler biyoloji ya da genetik okuyabilirdim.
Sınav sonuçları açıklandığında verilen o ilk tepkiler, insan zihninde adeta ölümsüzleşiyor. Siz ve aileniz o anda neler hissettiniz?
Sonuçlar açıklandığında ben kayısı işinde çalışıyordum ve orada öğrendim. Yılların emeğinin biricik meyvesini almıştım ve inanılmaz mutlu olmuştum. Ailem yanımda değildi, telefonla arayıp haber verdim ve onlarla mutluluğumu paylaştım. Onlar da çok mutlu oldular ve gurur duydular.
Şu anda 5'inci sınıf öğrencisisiniz ve mezun olmanız için önünüzde 1 yılınız var. Doktorluğa adım adım yaklaşıyorsunuz. Branş olarak ne seçeceğinize karar verdiniz mi?
Çocukları ve psikolojiyi seviyorum, dolayısıyla çocuk psikiyatristi olmayı düşünüyorum. Ayrıca beyne de ilgim var, bu yüzden nöroloji de düşünüyorum.
'ÇALIŞTIĞIM İÇİN ARKADAŞLARIMDAN 1 AY SONRA DERSHANEYE GİDEBİLDİM'
Sınav sürecine nasıl hazırlandınız? Çok çalışmak elbette önemli fakat sizi başarıya götüren yöntem neydi?
Liseyi bitirdiğim yaz istediğim puanı alamayınca, 1 yıl daha hazırlanmaya karar verdim. Sonra yazın bir inşaat şirketinde çalışmaya başladım. Arkadaşlarım eylül ayında ders çalışmaya başlamışlardı fakat ben çalıştığım için ancak kasım ayında dershaneye yazılabildim. Çok gerideydim ama moralimi bozmadım. Derslerime düzenli, programlı ve sıkı çalıştım. Kötü olduğum derslere ağırlık verdim, çözemediğim soruların çözümlerini mutlaka öğrendim, sabahları zor ve yeni öğrendiğim konuları çalışıp öğleden sonra tekrar yapıp soru çözdüm. Önce basit kaynaklardan soru çözüp gittikçe zor kitapların sorularına geçtim. En önemlisi bol bol dua ettim ve ailemin duasını aldım. Bu vesileyle bu noktaya gelmemde en büyük katkısı olan ve her zaman arkamda hissettiğim aileme ve eğitim hayatımdaki bütün öğretmenlerime teşekkür ediyorum.
'ÇOK AZ BİR UYKUYLA SINAVA GİRDİM'
Sınavlarda bizlere söylenen strese girmemek ve heyecan yapmamak oluyor. Gerçekten rahat olmak sınav başarısını artırır mı? Sizi şimdi, 5 yıl önce girdiğiniz bu sınava götürsek, sizde durum neydi?
Tabii ki heyecan ve stres inanılmaz derecede sınav sonucunu etkiliyor. Ben de sınavda çözemediğim bazı soruları sınav çıkışı yolda yürürken çözdüm. Stresi tamamen ortadan kaldırmak tabii ki mümkün değil ama baskılamak mümkün. Ben de bir nebze olsun bastırmıştım ancak bende de biraz fazla stres vardı. Hatta sınavdan önceki gece uyku tutmamıştı, çok az bir uyku ile sınava girmiştim. Sınav sabahı sevdiklerimi, sınav dışı şeyleri ve rahatlatıcı bir ortamda bulunduğumu hayal ederek bir nebze rahatlamıştım.
'GENÇ KARDEŞLERİM, İNATLA VE İSTEKLE ÇALIŞSINLAR'
Gelecek hedefleriniz neler ve sizin gibi üniversiteye hazırlananlara ne tavsiye edersiniz?
Gelecekte hem hekim olarak insanlara hizmet etmek hem de akademik anlamda ilerleyerek bilime katkıda bulunmak istiyorum. Üniversiteye hazırlanan genç kardeşlerim öncelikle içlerindeki inanılmaz gücün farkına varsınlar. Çalışmadan ve sınırlarını zorlamadan potansiyellerini göremezler. Dolayısıyla hedefleri doğrultusunda başkalarının ne dediğini önemsemeden azimle, inatla ve istekle çalışsınlar. Severek çalışmanın öğrenmeyi kalıcılaştırdığı herkesçe bilinen bir gerçek, o yüzden severek ders çalışsınlar. Son olarak başarı; prestijli bir mesleğe sahip olmak ya da mevki sahibi biri olmak değildir, mevcut imkanlarla elinden geleni yaptıktan sonra elde edilen şeydir. Dolayısıyla ellerinden geleni yaptıktan sonra elde ettikleri sonuç her ne olursa olsun kendileriyle gurur duysunlar.