29.05.2023 - 06:00 | Son Güncellenme:
Müjde Işıl - “Kış Uykusu”ndan yaklaşık 10 sene sonra Nuri Bilge Ceylan’ın “Kuru Otlar Üstüne” ile ikinci Altın Palmiye’sini kazanarak “yalnız ve güzel” ülkesine döneceği ihtimali dillerdeydi. Bir yandan da Merve Dizdar’ın filmdeki performansı konuşuluyordu. Seyirci de eleştirmenler de çok etkilenmişti Dizdar’ın canlandırdığı Nuray karakterinden. Nuray, Ankara gar katliamında bir bacağını kaybetmiş, Erzurumlu bir öğretmendi. Ceylan’ın oyuncu seçiminde ve yönetiminde harikalar yarattığını biliyorduk elbette, yine de hepimizin zihninde ikinci Altın Palmiye vardı. Ama Dizdar’ı da şaşırtan Kadın Oyuncu Ödülü öyle bir heyecan ve coşku yarattı ki… Evet, artık Altın Palmiyeli bir oyuncumuz var ve bu ilk, ikinci Altın Palmiye’den daha anlamlı, daha kıymetli bu coğrafyadaki kadınlar için.
Okullu oyuncu
37 yaşındaki Merve Dizdar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü’nden mezun. Kadir Has Üniversitesi’nin ileri oyunculuk programından yüksek lisansı var. 2010’ların başında hem tiyatroda hem sinemada hem de televizyonda ilk defa seyirci karşısına çıkıyor. Tiyatro kariyerine Semaver Kumpanya’da başlıyor, ilk dizisi “Kavak Yelleri” oluyor ama asıl sinemada dikkatleri çekiyor. İlk sinema filmi olan, Ahmet Ümit’in aynı adlı romanından uyarlanan 2012 yapımı “Bir Ses Böler Geceyi”de iki karakteri birden canlandırıyor. Sonrasında televizyon birkaç adım daha öne geçiyor. “Beş Kardeş”, “Kırgın Çiçekler”, “Vatanım Sensin” dizileri geliyor arka arkaya…
“Kuru Otlar Üstüne” filminin senaristlerinden Ebru Ceylan, yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Merve Dizdar ve oyuncu Deniz Celiloğlu, Cannes’da ödül mutluluğu yaşadı.
Tiyatroda da güçlü
Oyuncunun hası tiyatro sahnesinde belli olur, derler… Merve Dizdar da içindeki güçlü ruhu, sahnede serbest bırakıyor “Yutmak” oyununda. Kendisini kadın bedeninde doğmuş bir erkek olarak hisseden Sam’i yani Samantha’yı canlandırıyor. Bu performansı ona 2017’de Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Ödülü’nü getiriyor. Sonrasında sinema ve televizyonda canlandırdığı karakterler daha öne çıkmaya ve derinleşmeye başlıyor. Örneğin “Masumlar Aparmanı”ndaki ve “Ömer” dizisindeki karakterlerinde, ailesindeki tüm olumsuzluklara karşın kendi yaşamını kurmaya çalışırken zihnindeki karmaşayı sadece bakışlarıyla ifade ederek seyirciyi kendine hayran bırakıyor. Bir yandan da “Alice” müzikalinin kedisi oluveriyor.
Ödül üstüne ödül
Sinemada farklı türlerde ve karakterlerde izliyoruz kendisini. “Eltilerin Savaşı”nda eltisinin gazabına uğrayan yeni gelin olarak komedi yeteneğini başrolde konuştururken, “Tamirhane”de kör taklidi yapan femme fatale olarak yine bizi şaşırtmayı başarıyor. Cannes’a giden yoldaki başarısının müjdesini ise “Kar ve Ayı” filminde veriyor. Mecburi hizmet için atandığı uzak bir kasabada erkekler arasındaki güç ilişkileri arasında tek başına kalsa da mesleğinin ve insanlığın gereğini yerine getirmeye çalışan hemşire Aslı rolüyle Antalya Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Portakal kazanıyor. Ve bu ödülün üzerinden bir sene bile geçmemişken Cannes’dan gelen muhteşem haber… Hayali gerçeğe dönüştürmenin adı oldu Merve Dizdar. Ve Cumhuriyetimizin 100. yılında oyuncularımıza ve oyuncu adaylarımıza aydınlık bir yol açtı.