30.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ASLI ÖKTENER
Yıkılan binaların hafriyatları kamyonlara yüklenip Menemen ve Kemalpaşa’daki döküm sahalarına götürülüyor. Depremzedeler, yakınlarının ardından anılarını da kaybetmemek için bu molozların peşine düştü. Kimi ölen eşinin kolyesini, kimi çocuklarının oyuncaklarını, kimi annesinin giysisini arıyor…
Çadıra koşuyorlar
32 kişinin öldüğü Emrah Apartmanı sakinleri ise Türk Kızılay tarafından kurulan ve dairelerden çıkan eşyaların toplandığı çadıra koşuyor. Buca’daki çadırda görüntü başınızı döndürüyor. Masaların üzerine yayılmış aile fotoğraflarındaki yüzler sanki gözünüzün içine bakıyor. Siyah beyaz kareler arasında, Yüksel ailesine babalarından gönderilmiş bir tebrik kartının arkasına yazılmış, “İyi yaşa” temennisi yüreğinizi acıtıyor. Bir köşede ‘Haktanır ailesi’ etiketli dosya içinde depremde yaşamını yitiren Nebahat - Halil Haktanır çiftiyle çocuklarının fotoğrafları bulunuyor. Bir başka dosyada ise ‘Güzle’ ailesinin fotoğrafları… Apartmanın müteahhiti Hayati Uzun’un oğluna ait eski bir kare de dikkat çekiyor.
Geride kalanlar
Raflardaki yığınla eşya sahiplerini bekliyor. Yerde ise enkazın tozu ile kaplı ayakkabılar sıralanmış… Ezilmiş demir bir kazan, parçalanmış kitaplar depremin belgesi gibi… Defterler arasında bir dedenin torununa yazdığı sevgi dolu satırlar, elektrik, su faturaları, davetiyeler, “En güzel düşüm sensin…” yazılı yaş günü kartları… Aniden gelen bir felaketle alt üst olan onca hayat… Türk Kızılay İzmir Şube Başkanı Kerem Fahri Baykalmış, çadıra 13 günde 38 ailenin geldiğini belirtti ve “Onlar için burada olmak ikinci bir travmaydı. O yüzden psikologlarımız da yanlarındaydı. Çadırımızdaki eşyaları gruplara ayırdık. Apartman görevlileri de bize yardımcı oldu. Kıymetli eşyaları polise teslim ettik. Burada hâlâ eşyalar mevcut, bazı aileler de üzüntüden gelemiyor…” dedi.
Altın kalpli kolye
Çadırda depremzedelerle ilgilenen Afet Müdahale Birimi görevlisi Ceren Büşra Daylan, tanık olduğu anları şöyle anlattı: “İki çocuğu ve eşini kaybeden baba Nuri Yüksel geldi, oğlu Ilgaz’ın sadece madalyasını bulabildi, bir de eşine ait giysiyi… Müteahhit Hayati Uzun’un oğlu Murat Uzun hastaneden çıkınca çadıra koştu. Depremde eşiyle iki çocuğunu kaybetti ve bu yüzden babasına çok öfkeliydi. Eşinin altın kalpli kolyesini arıyordu, bulduk, kendisine teslim ederken bakamadı.”
Fotoğraf arşivi yok oldu
17 kişinin yaşamını yitirdiği Doğanlar Apartmanı’nın birinci katında oturan ve depremden tesadüfen kurtulan fotoğraf sanatçısı Tahir Ün ile eşi Ayşe Ün de enkazdan sadece birkaç özel eşyasını kurtarabilenlerden. Tahir Ün, “46 yıllık birikimim olan fotoğraf arşivimin büyük bölümü enkazda kayboldu. 4 kitabımdan 3’ünün baskıları enkaz altında kaldı. Dedemin Balkan harbinde aldığı gümüş madalyası ve Kore şehidi amcamın fotoğraf makinası vardı, bulmayı çok isterdik ama olmadı…”