21.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYDIN HASAN
AYDIN HASAN/ YAVUZ ÖZDEN- Hatay’ın merkez ilçeleri Antakya ile Defne, sokak aralarında kurulan çadırların da büyük ölçüde taşınması ile terk edilmiş bir görünüme bürünmüş durumda. Mahallelerinde polis, bekçi ve komandolar yağmaya karşı sürekli nöbet tutuyor. Enkaz kaldırma çalışmaları ise planlı bir biçimde sürdürülüyor.
6 Şubat depremlerinin neden olduğu yıkımları; Kahramanmaraş merkez, Pazarcık, Nurdağı, İslahiye, Adıyaman merkez, Tut, Gölbaşı gibi yerleşim birimlerinde gözlemle imkanımız oldu. Depremin kentin siluetinde neden olduğu ürkütücü yıkıma en fazla Hatay’ın merkez ilçelerinde tanık olduk. Deprem bölgesinin çoğunu gezenlerin ortak kanaati; “Depremin gözle görünen etkisi en fazla Hatay’da olmuş” şeklinde. Belen geçidinden çıkıp Serinyol’dan kente doğru yol aldığınızda, depremin yıkıcı gücünü yolun iki tarafındaki ağır tahribattan anlıyorsunuz. Kentin merkezinde doğru yaklaştığınızda eski taş binalarda bile tahribat açıkça görülüyor.
Kanaviçe işlemeli örtü
Defne ilçesinin mahalle içlerine derin bir sessizlik hakim. Mahalle aralarında bekçi ve polisler, ısınmak için yaktıkları teneke ateşi başında nöbet tutuyor. Bazen de devriyeye çıkıyor. Kentin bazı noktalarında ise güvenliği komandolar sağlıyor. Asayişe bu denli önem verilmesinin nedeni, hasarlı binalarda ve enkazlarda hala değerli eşyaların olabilme ihtimali. Yerel yetkililer, bölgede halkın bir bölümünün tasarruflarını banka yerine altın veya döviz olarak evinde sakladığını belirterek, “Enkazdan değerli eşya bulununca tutanak tutuluyor. Emanete veriliyor. Bir kasa bulunmuştu. Sahibi, kasanın kendisine ait olduğunu kanıtladı ve teslim aldı” dedi. Polislerin nöbeti, harabe binalar ile enkazlardan oluşan mahallelere gecenin ürpertici sessizliği indiğinde de sürüyor.
Bir enkazın içinde Hatice Şenser, kızı ile birlikte moloz döküntülerin arasından kumaş parçaları çıkarmaya çalışıyordu. Kızı, kanaviçe işlemeli bir örtüyü eline alarak, “Bu babaannemin” dedi. Hatice Hanım, “Eşimin annesi, burada oturuyordu. Depremden sonra Ankara’ya kardeşlerinin yanına gitti. Biz de Lüleburgaz’a. Cenazemiz için geldik. Kızım, enkazda babaannesinin bazı eşyalarını buldu” diye konuştu.
Kentin ortasından geçen Asi Nehri’nden daha çok eski yerleşimlerin olduğu karşı tarafa geçişler iki köprü üzerinden yapılabiliyor. Antakya’nın tarihi noktalarından Kurtuluş Caddesi, şimdi iki taraflı enkazlar arasında tozlu bir patika gibi duruyor.
Örnek çadır kent
Hatay çevresinde 77 çadır kent bulunuyor. Bunlar içinde yer alan savunma sanayiinin devlerinden ASELSAN’ın çadır kenti, büyük şirketler için örnek olabilecek nitelikte. Kurumlar genellikle çadır kenti kurduktan sonra AFAD’a devrediyor. ASELSAN, önce alt yapısını oluşturarak, kurduğu çadır kentin işletmesini de kendi yapıyor. Zemini mıcır dolan alandaki 86 çadırda 388 kişi barınıyor. Mutfağında her gün üç öğün yemeğin çıktığı çadır kentte, elektrikçiler bile Ankara’dan gelmiş. Yıkama için kullanılan su, açılan kuyudan temin ediliyor. Alanda AFAD’tan sadece koordinatör yöneticiler bulunuyor. Aselsan dışında ortaöğretim çağındaki gençlerin eğitimi için de, Milli Eğitim’in öğretmenleri geliyor. Anaokulu eğitimi, ASELSAN’ın kreş öğretmenleri tarafından veriliyor. Kreş çadırında, sabahları anaokulu öğrencilerine eğitim veriliyor. Çocuklar, büyük çadırda eğitimin yanı sıra oyun da oynuyor.
Ağır hasarlı binaların yıkımı, enkazların kaldırılması ise valilik tarafından belirlenen plan dahilinde sürdürülüyor. Plan kapsamında dün Antakya’nın Gazi, Ekinci, Ovakent, Ürgen Paşa Mahallelerinde yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları yapıldı.