22.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu / ANKARA
2010 yılından bu yana sınav skandallarına her yıl yenilerini ekleyen ÖSYM, 11 Temmuz’da LYS sonuçlarını açıklarken 2 soruyu iptal etmiş, 14 Temmuz’da ise 7 bin 84 üniversite adayının puan hesaplamasında yanlışlık yapıldığını ve LYS puanlarının yeniden hesaplandığı bilgisini vermişti.
8 Ağustos’ta üniversite yerleştirme sonuçları açıklanmış, 5 gün sonra ise puanlamada hata yapıldığı duyurulup özür dilenmişti. İmam hatip ve meslek lisesi mezunu adayların ek puan hesaplamasında yanlışlık yaptığını fark eden ÖSYM, daha önce bir programa yerleşen 1499 adayın, yeni puanlamaya göre bir kuruma yerleşemediğini, 1110 adayın yerleştiği programının değiştiğini, sınavı kazanamadığı duyurulan bin 628 adayın ise yeni puanlarıyla bir üniversiteye yerleştirildiğini bildirmişti.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir, skandal hatayı duyurduktan 10 gün sonra dün istifa ettiğini açıkladıve şunları söyledi: “Bir aday puanının yettiği yere yerleşmediğini görünce, ÖSYM’yi arayıp neden yerleşmediğini soruyor. Bakılıyor ki o kişinin yerleştirildiği puan ek yerleştirmesiz puan. Aynı durumda kaç kişi var diye bakılınca durum ortaya çıkıyor. Bu işin denetlemesini yapan 3 arkadaş ‘Hata yaptık’ dedi. ‘Yapılacak olan şey hatayı düzeltip kamuoyunu bilgilendirilmek’ dedim. Bu 3 kişiyle ilgili kasıtsız bir kusur olduğunu gördüm.”
Demir, “Bin 499 adayın mağduriyeti nasıl giderilecek?” sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Yapacak bir şey yok. Çünkü hak mahrumiyeti yok. Bu yerleştirme ilk kez yapıldığı için bu hata ortaya çıktı. ÖSYM için güven sorunu yok. Ama 2010 meselesi memleketimize kâbus gibi çökmüştür, binlerce kamu görevlisi ihraç edilmiştir. ÖSYM’ye de zarar verilmiştir. Bunun dışında
bu kurumun sabıkası söz konusu değil. İstifamın da nedeni budur. Bu kuruma sahip çıkmak ayrılmayı gerektiriyorsa ayrılmalıyız.”
Demir, “FETÖ bu süreçte rol almış olabilir mi?” sorusunu ise “Böyle bir ihtimal görmüyoruz” diye yanıtladı.
Her sene skandal
2010 KPSS Eğitim Bilimleri sınavında 500 aday tam puan aldı. Soruların sınav öncesi çalındığı iddiaları nedeniyle sınavın kısmen iptaline karar verildi.
2010’da ÖSYM’nin düzenlediği TUS, LYS, YGS, ALES ve LGS’de kopya çekildiği iddiaları üzerine, çetenin yanıtları sınava girenlere ilettiği cihazlar ele geçti.
2011 YGS’de “şifre” skandalı yaşandı. 20’den fazla sorunun 2 ayrı şifreye göre doğru çözülebildiği belirlendi. Aynı sınavda bazı öğrencilerin puanları yanlış hesaplandı ve bir cevap anahtarı kayboldu.
2012’de Hakimliğe Geçiş Sınavı’nda Ak Parti Merzifon Belediye Meclisi Üyesi karı-koca birinci ve ikinci, bir başka çift ise 16 ve 17’inci oldu. Sınav iptal edildi.
2013 TUS sınavına giren 8 bin doktor çok sayıda yanlış soru olduğu gerekçesiyle ÖSYM’ye itiraz etti. Mahkeme kararıyla
11 soru iptal edilirken, ÖSYM özür diledi.
2014’te ÖSYM, sabah saat 9.30’da 17 şehirde sınava girecek 144 öğrencinin, saat 14.30’da Mühendislik Tamamlama Sınavı’na girmek için tek merkez olarak belirlediği Ankara’da hazır bulunmasını istedi.
2015 YGS sınavının ardından, ÖSYM’nin soruların yüzde 20’sini açıklamasına rağmen, bilinmeyen bir kaynaktan internete sorular yüklendi.
2015 KPSS ve Alan Bilgisi Sınav sonuçları ile ilgili ÖSYM’den “hata” açıklaması geldi, 12 soru iptal edildi.
2016 LYS “kimya” testinde önceki senelerde görülen şifreleme skandalının bir benzerinin olduğu ortaya çıktı. Yapılan bir algoritmik sıralamaya göre şifreyi bilen kişinin hiç kimya bilmese bile soruları rahatlıkla cevaplayabildiği belirlendi.