15.10.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul - Assos’taki çevre tahribatından sonra bu kez de Gökçeada’ya bağlı Yıldızkoy’un imara açılması girişimleri tepkilere neden oldu. Gökçeada Sualtı Milli Parkı’nın içinde yer alan Yıldızkoy, deniz flora ve faunası koruma altında olan ender bölgelerin başında geliyor. Yıldızkoy’un mavi suları aynı zamanda nesli tehlike altındaki Akdeniz foku ve endemik türlere ev sahipliği yaparken, biyoçeşitlilik açısından en zengin kıyılar arasında bulunuyor. Ancak Türkiye’nin cennet köşelerinden biri kabul edilen alanda gündeme gelen yapılaşma tehdidi son günlerde ada sakinleri ve çevrecilerin keyfini kaçırdı. Gökçeada Belediye Meclisi’nin, 4 Ekim’de, “Balıkesir-Çanakkale bölgesi Çevre Düzeni Planı” doğrultusunda “Uygulama İmar Planı”nı onaylaması tepkilere yol açarken, çevreciler yargı yoluna gideceklerini duyurdu.
Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, bölgenin imara açılması kararının kendisinden önceki dönemde alındığını, 2015 yılında da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Konut Gelişim Bölgesi ilan edildiğini belirten bir açıklama yaparak, “Belediyemiz hedef gösteriliyor, kamuoyu nezdinde itibar suikastı yapılıyor” dedi. Belediye başkanına en büyük tepki CHP Gökçeada İlçe Başkanı İsmail Öztürk’ten geldi. Öztürk yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ilk ve tek sualtı milli parkı içerisinde yer alan Yıldızkoy’un imara açılmasını kabul etmiyor ve doğru bulmuyoruz. 288 dönümlük bu bölgenin imara açılmasını adaya ve bölgeye yapılan bir ihanet olarak görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘Zarar çok büyük olacak’
Bölgenin doğa harikası olduğunu belirten uzmanlar ise doğal hayatın korunmasına yönelik önemli uyarılarda bulundu. Bölge sakinleri ise Çanakkale’nin yeni köprü projesi ile cazibe merkezi haline geldiğini, kısa zamanda nüfusun 2 milyonu bulacağı ve Bozcaada, Gökçeada, Assos, Ayvacık, Ezine gibi bölgelerin de ekoturizm ve turizm faaliyetleri adı altında imara açılmak istendiğini öne sürdü. Gökçeada Gönüllüleri Derneği yöneticisi Alev Karayel, Milliyet’e yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Yıldızkoy’un imara açılması Ada halkının ve kıt imkanlarla adaya gelen turistlerin denizle olan bağını koparacak. Yapılmak istenen yerleşim altyapı olmaması nedeni ile zaten mevcut çevre kirliliğini daha büyük boyutlara ulaşmasına neden olacak. İmara açılması düşünülen alanın 288 dönüm olması ve planlanan yerleşimin yoğunluğu bu zararın çok büyük olacağını gösteriyor. Doğa harikası alanda bireysel çıkarlar ve günü kurtaracak uygulamalarla harcanmasına göz yummayacağız.”
Bal peteği yapısı
Jeoloji ve jeofizik uzmanı Prof. Dr. Doğan Perinçek ise söz konusu bölgenin doğal sit ve jeopark olması gerektiği uyarısında bulunurken, “Yerleşime açılması büyük hata olur. Yıldız koyu yanı başında mostra veren kumtaşı katmanlarından bal peteği yapısı bulunur. Yapılaşma olduğunda halk eşsiz güzellikteki koydan denize giremez. Ayrıca Gökçeada civarında birçok fay var. Bölgeyi jeolojik olarak çalışırken inceleme fırsatım oldu ve Gökçeada’nın birçok yerini dolaştım. Gökçeada deprem ve yer hareketleriyle yükseliyor. Yükseldiğini gösteren düzlükler oluşurken, bu alanlar imara açılmak isteniyor” dedi.
‘Akvaryum gibi’
Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu ile Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Bünyamin Nami Tonka da, Yıldızkoy’un Sualtı Milli Parkı statüsünde olduğunu belirterek, “Koyun olduğu yer gerçekten akvaryum gibi. Yıldızkoy’un ardındaki düzlüğün imara açılmasını kabul etmiyoruz. Yapılaşma üzerinden belediyeye kaynak aktarımı düşünülüyorsa, tüm doğal dokunun zarar göreceği unutulmasın. Yapılaşma halkın kıyıdan faydalanmasını da engelleyecektir. Canlı habitatı açısından zengin olan bölge, imar planı devreye sokulduğu takdirde tahribata uğrar” dedi.
‘Kabul edilemez’
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından yapılan açıklamada, Gökçeada’nın imara açılmasının kabul edilemez olduğunu gündeme getirilerek, şu uyarılar sıralandı:
“Yıllardır çalıştığımız, baktığımız ve büyüttüğümüz sualtı parkını da tehdit eden bu kararın kabul edilemez olduğunu kamuoyuna duyururuz. Bu bölge besin zincirinin alt basamaklarından üst basamaklarına kadar özel ve nadir görülen birçok türün bulunduğu bir bölgedir. TÜDAV olarak konunun her zaman takipçisi alacağız.”