Tüm Türkiye'yi yasa boğan ve 10 ilde büyük bir yıkıma yol açan 7.7 ve 7.6'lık depremlerin üzerinden bugün tam 10 gün geçti. Merkez üssü Kahramanmaraş olan bu depremler en az 30 bin kişinin hayatını kaybetmesine ve birçok kişinin ise evsiz kalmasına sebep oldu. Bölgedeki depremzedeler, kendilerine ulaşan yardımlarla hayata tutunmaya çalışırken, diğer yandan ise kayıplarının üzüntüsünü derinden yaşıyor. Depremlerin şokunu henüz üzerinden atamayan depremzedelerin bu süreçteki en büyük isteği ise sevdiklerinin cenazelerine bir an önce kavuşup defnetmek. AFAD da depremde hayatını kaybeden ve kimliklendirmesi yapılamayanların cenazelerin 24 saatlik bekleme süresinden sonra DNA, parmak izi örneği ve fotoğrafı alınıp, dini vecibelere uygun defnedileceğini duyurmuştu. Olay yeri inceleme ekiplerinin ve adli tıp uzmanlarının aktif rol aldığı bu dönemde cenazelerin doğru kimliklendirilmesiyle ilgili merak edilenleri Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal'e sorduk.
Deprem gibi doğal afetlerden kaynaklanan ölümlerin 'adli ölüm' olarak adlandırıldığını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Hilal, doğal afetlerden kaynaklanan 'doğal' olmayan ölümlerde ise bölgede görevli olan Cumhuriyet başsavcısının ölüm hakkında işlem yapması gerektiğini söyledi. "Görevli savcının adli tıp uzmanı ya da görevli hekimle çalışarak ölüm nedeni saptanır ve kimliklendirilmesi yapılır" diyen Prof. Dr. Hilal, "Cenaze kimliği varsa kimliğine bakarak, eğer yoksa yakınlarına gösterilerek tespit edilir" dedi. Prof. Dr. Ahmet Hilal, cenazelerin gömülmesine Cumhuriyet başsavcısından izin çıktığını ve defin ruhsatı verildiğini belirtti.
SAYISIZ ÖRNEK ALINIYOR
Peki yakını ya da kimliği belirsiz cenazelerin kimlik tespitleri nasıl yapılıyor? Bulunan cenazenin mutlaka fotoğraflanması ve parmak izinin alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Hilal, akıllı kimliklerde yer alan parmak izi detayının işleri çok kolaylaştırdığını söyledi. Tüm parmak izlerinin bir havuzda toplandığını belirten Prof Dr. Hilal, tüm bunların yanı sıra bulunan cenazeden DNA incelemesi için kan örneği, diş, doku ve saç örneği alınarak kayda geçildiğini vurguladı.
'HİÇBİRİ KİMLİKSİZ KALMAYACAK'
Tüm bu bilgilerin kayıt altına alınmasının kişilerin ilerleyen süreçlerde yakınlarının mezarlarını bulabilmeleri için büyük bir kolaylık sağlayacağını belirten Prof. Dr. Hilal, sahipsiz cenazelerden alınan örneklerin kayıt altına alınmasının ilerleyen günlerde mezar açılması gibi büyük sorunların önüne geçeceğinin altını çizdi.
Hâlâ göçük altında olan hayatını kaybetmiş kişilerin bedenlerindeki bozulmalar kimlik tespitini güçleştirse de Prof. Dr. Ahmet Hilal, hiçbir cenazenin kimliksiz kalmayacağını ve son ana kadar çıkarılan tüm cenazelerden örnekler alınarak kayıt altına alınacağını belirtti. Aksi halinin cenazelerin hayatta kalan yakınları için büyük bir travma olacağını belirten Prof. Dr. Hilal böyle bir duruma izin verilmeyeceğini söyledi.
HER BİR CENAZE İÇİN OTOPSİ İŞLEMİ YAPILACAK MI?
Adli tıpçılardan ülkenin dört bir yanından görevlendirilmiş hekimlere kadar herkesin canla başla çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Hilal, deprem bölgesinde çalışan hekimlerin yoğun çalışma temposundan yorulabileceğini, böyle bir durumun yaşanmaması ve daha sağlıklı hizmet verebilmesi için rotasyonla bölgede çalışılması gerektiğini de hatırlattı. 30 bini aşan ölü sayısında her bir cenaze için otopsi işlemlerinin yapılmasının teknik olarak mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Hilal, bu noktada hekimlerin ölüm muayenesi yaptığını ve bilgileri kayıt altına aldığını iletti.
'KENDİSİ DEFNEDENLER YETKİLİLERE AKTARMALI'
Depremin yıktığı 10 ilde de yakınlarına ait cenazeleri kendi imkânlarıyla gömmek durumunda kalanlar oldu. İlerleyen süreçte cenazelerin mezar yerlerinin tespit edilmesi ve ölümlerin hukuksal boyutta da kabul edilmesi için bu vatandaşların yakınlarına ait cenaze bilgilerini mutlaka yetkili birimlere iletmesi gerekiyor. Prof. Dr. Ahmet Hilal durumu şu şekilde açıkladı:
"Cenazelerin kayıt altına alınmaması ilerleyen günlerde büyük sıkıntılar oluşturabilir. Hukuksal süreçte ölen kişilerin nüfustan düşürülmesi gibi işlemlerin yapılması gerekiyor. Bu noktada o kişinin öldüğünün kabul edilmesi için adli süreçlerden geçmesi gerekir. Kişiler bir yakınını ya da hiç tanımadığı birinin cenazesine ulaşırsa mutlaka kendi illerinde cenazelerin toplandığı merkezlere başvurmalılar. Yakınlarında bulunan güvenlikten sorumlu kişilere bu merkezleri sorduklarında kendilerine yardımcı olunacaktır."